Türkiye Diyanet Vakfınca bu yıl 35'incisi düzenlenen Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı kapsamında gerçekleştirilen 'Beyazıt Ramazan Sohbetleri' devam ediyor.
Beyazıt Devlet Kütüphanesi'nde yapılan etkinliğe konuk olan araştırmacı yazar Fahrettin Gün, İslam'da eğitim konusunu ele aldı.
Konuşmasında eğitim ve öğretim arasındaki farka dikkati çeken Gün, 'Eğitim sevgi ve kalple, öğretim akıl ile yapılır. İslam alimlerimiz eğitimi beş ayrı kısım olarak ele alır. Allah, Kur'an-ı Kerim, peygamberler, anneler-babalar ve öğretmenler. En büyük eğitimci ise Allah'tır.' dedi.
İlk insanların konuşma bilmediğine dair yanlış bir algı olduğuna işaret eden Gün, 'Hz. Adem cennetten ayrılıp, dünya toprağında yaratıldıktan sonra, Allah Hz. Adem'e isimler öğretiyor. Allah, Hz. Adem'e konuşmayı öğretmiştir ve meleklerden de soru sormalarını istemiştir. Ayrıca Hz. Adem'e 10 sayfalık bir kitap verdiğini de biliyoruz. Allah en iyi eğitimcidir.' diye konuştu.
Gün, peygamberlerin eğitimciliğine ilişkin şunları söyledi:
'İlk peygamber Hz. Adem ve son peygamber Hz. Muhammed arasındaki süreci, ben düz bir çizgiye benzetiyorum. Bu ilahi bir çizgidir. İlahi çizgi ne zaman kırılsa Allah hemen devreye giriyor, peygamber gönderiyor. Dolayısıyla Hz. Adem'i kendisi eğitmiş, diğerlerini de melekleri vasıtasıyla eğitmiştir. Hz. Muhammed ise sahabeyi özel surette eğitiyor. 'Benim sahabem gökteki yıldızlar gibidir hangisine baksanız doğruyu bulursunuz'. diyor.'
Hz. Muhammed'in sahabeyi karakterlerine göre farklı şekillerde eğittiğine dikkati çeken Gün, 'Peygamberimiz insanlara bir şey öğreteceği zaman, zamanlamaya çok riayet ediyor, Günümüz pedagojisinde de zamanlama çok önemlidir. Sahabenin konuşma talebini zaman zaman yerine getiriyor. Bir şeyi anlatıyor, karşısındakine de anlattırıyor ve uyguluyor. Bazı konuları önemine binaen anlaşılması için 3 kez tekrarlıyor.' ifadelerini kullandı.
Gün, Hz. Muhammed'in tarzının anne ve babalara çocuk yetiştirirken örnek olması gerektiğini vurgulayarak, çocuklara bir şeyi sert sözlerle söyleyip, 'Anladın mı?' sorusunu sormanın yanlış olduğun söyledi.
Hz. Muhammed'in farklı özelliklerini dile getiren Gün, şöyle devam etti:
'Peygamberimiz bir şeyi anlatırken yavaş yavaş anlatırdı. Hatta eşleri, başkalarına 'Allah resulü sizin gibi kelimeleri arka arkaya sıralamazdı' diyor. Tane tane konuşurmuş. Biz ise bugün hızla konuşarak muhatabımıza hiçbir şey anlatamıyoruz. Resulullah sorulan her soruya cevap vermezdi çünkü 'her konunun kendi alimi vardır' diye düşünürdü.'
Gün, Hz. Muhammed'in her konuda bilgiçlik taslamamasının herkese örnek olması gerektiğini anlattı.
- 'Endülüs'te kitap yakan zihniyet, bugün kitap okuyor'
Eğitimin Müslümanlar için tarih boyunca önemli olduğunu aktaran Gün, 'Tarihte, Hristiyanlar Endülüs'te binlerce kitabı yaktılar ve gittiler. O dönem hakkında Amin Maalouf, 'Endülüs'ten kala kala bize 3 bin kitap kaldı, eğer 300 bin kitap kalsa biz şu an uzayda geziyorduk' ifadesini kullanır. Endülüs'te kitap yakan zihniyet, bugün kitap okuyor da Endülüs'te kitap yazan bir zihniyet bugün niye kitap okumuyor? Benim cevap bulamadığım soru bu.' değerlendirmesinde bulundu.
Gün, Türkiye'de birçok kitap basıldığına işaret ederek, bu kitapların niteliklerinin ve okunurluğunun incelenmesi gerektiğini belirtti.
Hz. Muhammed'in çocuklara karşı davranışlarını da ele alan Gün, 'Çocuğun dövülebileceğine dair İncil'de 15, Tevrat'ta 7 ayet bulursunuz. Kuran'da bir tane bulamazsınız. Hz. Muhammed hiçbir çocuğa fiske vurmamıştır. 'Çocuklarınızı çok öpünüz' der, 'Çocukların akılları ölçüsünde konuşun, çok zekilerse onların zekasını bastırmaya çalışmayın' der. Çocukla çocuk olmuştur, onun bu sünnetlerine çocuklarını eğiten bütün anne, babalar dikkat etmelidir.' diye konuştu.
Gün, İslam eğitim sisteminde en önemli taraflarından birinin çocuklara Allah sevgisini aşılamak olduğunu da hatırlatarak, 'Çocuklarla baş edemeyince çocuğa 'Allah cıs yapar' gibi konuşmalar yapıyoruz, yapmayalım. Çocuğa Allah'ı sürekli ceza veren biri olarak anlatan bir eğitim vermeyelim. Allah insanı sever, rızık verir. Bunları anlatalım.' şeklinde konuştu.
'Beyazıt Ramazan Sohbetleri'
Araştırmacı yazar Gün: 'Resulullah sorulan her soruya cevap vermezdi, çünkü 'her konunun kendi alimi vardır' diye düşünürdü'.