Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan ve TÜGVA Genel Başkanı Enes Eminoğlu, TÜGVA Antalya İl Temsilciliği’nin kıraathane açılış törenine katıldı.
Törende Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, AK Parti Antalya İl Başkanı Av. İbrahim Ethem Taş, AK Parti Antalya Milletvekili Mustafa Köse de hazır bulundu.
Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı’nın okunduğu tören, Kur’an-ı Kerim tilavetiyle devam etti. Bilal Erdoğan, açılışın Antalya’ya hayırlı olmasını diledi. Erdoğan, Antalya’nın sadece şehrin imarını değil, neslin de ihyasını düşünen, sadece yapıları üst üste koymak için değil, gönülleri birleştirmek için çalışan bir başkanı olduğunu kaydetti.
“Bizim öz kültürümüz bu mirastır”
Çok büyük bir medeniyetin mirasçıları olduklarını kaydeden TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, “600 yılı aşkın Osmanlı İmparatorluğu yıkıldı, düşmanları onu bugünkü topraklarına sıkıştırdı. Bizler Türkiye Cumhuriyeti’ni inşa ederek özgürlüğümüze kavuştuk. Bu özgürlük tek yönlü bakılmaması gereken bir hadise. Kendi bayrağınız, İstiklal Marşınızı, sınırlarınızı sağlarsınız ama ülkenin kendi kararlarını verebilen bir ülke olması bambaşka boyuttur. Dünyada dış politikada savunmada kendi karalarını verebilen ülkenin fazla olmadığını görürsünüz. Bugün gelişmiş ülkelerde bile 50-60 bin Amerika’nın askerinin olması bunun bir örneğidir. Ülkemizin kendi kararlarını verdiği dönemde cendere altına alınmasından bunu yakınan görüyoruz. Şimdi bizim Cumhuriyetimiz hakikaten önemli bir medeniyetin mirasçıdır. Bu mirasla geleceğimizi kurmak önümüzdeki yol, mirası reddederek yol seçmek başka bir yol. Bizim öz kültürümüz bu mirastır. Bu kültürün içerisinde Evde anneanneyle, dedeyle kurulan ilişkilerden, mutfak adabımıza varıncaya kadar, dinlediğimiz müziklerden, halk oyunlarına varıncaya kadar her şeyi bunun içinde değerlendirmeliyiz. Biz Türkiye olarak 21. Yüzyıl’da kendi değerlerini taşıyan bir ülke mi olacağız, yoksa Avrupa’nın Amerika’ya benzemeye çalışan bir ülke mi olacağız? Özgürlük, bağımsızlık meselesinde bu çok kritik” ifadelerin kullandı.
“Müşterisi olduğunu yaşayarak görürüz”
Gençlere, ‘Siz kendi kimliğini yönettiğiniz zaman özgür olabilirsiniz’ diyen Bilal Erdoğan şöyle konuştu:
"Başka kimliklerin çatısı altında toplanırsanız Onların şekilleriyle renkleriyle şekillenmeye, renklenmeye çalışırsanız inanın o zaman kendinizi özgür ve bağımsız zannedersiniz. En küçük karar vermeye çalıştığınızda kafanıza vurular. Bunları geçtiğimiz yıllarda yaşadık. Bunlar bizim Cumhuriyetimizin imtihanları. Bizim kimliğimiz bilerce yıllık bir kimlik. Böylesine zengin ve derin geçmişi olan bir kimlik. Acaba geleceğimizi böylesine derin bir kimliğin üzerine mi yoksa 1150 yıllık bir batılılaşma hezeyanının üzerine mi inşa etmeliyiz. İşte TÜGVA’da gençlerin sorgulaması gereken hayati konu bu. Çünkü gelecek gençlerin geleceğini. 21. Yüzyılın Türkiye’sinin rengini, karakterini belirlemeye çalışacak olan bugünün gençleri Gelin bu gelecek bizim olsun, bizim öz kimliğimiz üzerine kurulu olsu. Ancak o zaman güçlü olabiliriz. Ancak o zaman itibar görebiliriz. İnanın değerli genç kardeşlerim. Biz batının ürünlerini, kültürünü, mallarının üzerinden rekabet etmeye çalışırsak çok zaman kaybederiz. Ama kendi ürünümüzü, değerlerimizi, kültürümüzü yüceltirsek o zaman inanın dünyanın çok müşterisi olduğunu yaşayarak görürüz."
“Kalkınmanın dinle, inançla, kültürle, gelenekle hiçbir alakası yok”
Antalya’nın turizm için önemine değinen Erdoğan, "Acaba bu kadar turist neden İstanbul’u önemli destinasyon merkezi olarak görüyor? Çünkü İstanbul farklı. İstanbul New York’tan, Roma’dan farksız bir şehir olsaydı acaba bu kadar turisti çekebilir miydik? Paris’te gördüğünü neden İstanbul’da görmeye gelsin. Roma’da gördüğünü neden İstanbul’da görmeye gelsin. İstanbul’u kendi zenginliğinden dolayı, kendi karakteristik özelliğinden dolayı tercih ediyor. Dolayısıyla bizim kesinlikle kendi geleneğimiz konusunda bir kompleks içinde olmamız gerekir. Bakın şunu gördük; Geçtiğimiz yıllarda gelişmişliğin, teknolojinin, kalkınmanın dinle, inançla, kültürle, gelenekle hiçbir alakası yok” diye konuştu.
“Cumhuriyet döneminin en hızlı büyüme dönemini yaşıyoruz”
Japonya’nın kendi kültüründen vazgeçmemesini örnek gösteren Bilal Erdoğan, bunun gericilikle alakası olmadığının altını çizdi. Erdoğan, “O zaman neden hala bizim bir kesim aydınımız gelişmişliğin görüntüyle irtibatlı olduğuna takılıp kaldı? Bakın Türkiye bugün savunma sanayi teknoloji alanında özellikle ciddi bir atılım yaptı. Şimdi bu atılımı yapan kadrolar iktidar. Kendi inancına sahip çıkma gayretinde olan bir iktidar. Bu gelişmenin kalkınmanın önünde engel oluyor mu? Bakın son 16 yıldır Türkiye’nin büyümesi ortalama 5.7. Cumhuriyet döneminin en hızlı büyüme dönemini yaşıyoruz. Bütün Cumhuriyet döneminde bu büyümeyle büyüseydik bugün İtalya’yla aynı milli gelire sahip olacaktık. Şimdi dindar yaşamaya çalışan insanlar iktidarda, imam hatipli bir cumhurbaşkanı ülkeyi yönetiyor. Ama bu mümkün oluyor. Ne olursunuz gençler geleneğinizden, göreneğinizden, geçmişinizden dolayı komplekse girmeyin. Bilakis ne zaman siz kendi kimliğinizi kuşanırsınız, bütün dünyada saygı görürsünüz” dedi.
“Bizim utanılacak bir geçmişimiz, tarihimiz yok”
İstanbul’da okçular tekkesi olduğuna değinen Erdoğan, 6-7 yıldır geleneksel okçuluğu Türkiye’de yaygınlaştırmaya çalıştıklarına dikkat çekti. Erdoğan, “Biz elimizde Osmanlı Türk yayını aldığımız zaman, ‘adamlar geçmişte yaşıyor, bunların bir geleceği yok’ dediklerini hissedebiliyorum, duyabiliyorum. Ben istiyorum ki o yayı alan genç şunu düşünsün; Bakın bu yay 500 yıl önce çağının en ileri savaş teknolojisine sahip olan bir yaydı. O zaman Fatih’in İstanbul’u fethetmek için döktürdüğü toplar çağının savaş teknolojinin en ileri eserleriydi. Bizde bugün yayı elimize alarak, Fatih’i düşündüğümüz zaman bugünde çağımızın en ileri savaş teknolojilerini üretmek zorundayız demektir. Bunu anlamamız gerekir. Biz geçmişimizden neyi örnek alıyoruz? Bu çok önemli. Bizim utanılacak bir geçmişimiz, tarihimiz yok. Gurur duyulacak tarihimiz var. Bizim sadece savaşlarımız anlatılıyor. Osmanlı’nın cengaver sultanlarının zaferleri anlatılıyor. Oysa ki çok büyük düşünce insanlarını yetiştiren medeniyetin mirasçılarıyız. Avrupa’nın orta çağ karanlığı dediği İslam dünyasının bilimde en önde olduğu zamanlar. Yani bizim aydınlık çağımız, onlar için karanlık çağ. Onların aydınlanmasında biz treni kaçırmışız. O zaman biz ilmin, düşüncenin en önde olduğumuz zamanları örnek alıp, geleceğimizi kurmak zorundayız” ifadelerini kullandı.
Eminoğlu: “Ayrım yapmaksızın kapımızı açtık”
TÜGVA Genel Başkanı Enes Eminoğlu, TÜGVA olarak 81 vilayette, 420 ilçede olduklarını söyledi.
Gençlik ve gelecek için çalışmalarına devam ettiklerine işaret eden Eminoğlu, “Bizler yaşamayı değil, yaşatmayı önceleyen kadim İslam medeniyetinin öncüleri olarak asıl fethin şehirlerin ve coğrafyaların değil, gönüllerin fethi olduğuna inanıyoruz. Bizler bu inançla kurulan TÜGVA olarak çıktığımız bu yolda, Türkiye’nin gençlerinin gönüllerini fethetme gayesiyle din, dil, ırk ayrımı yapmaksızın, ülkemizin ferdi gibi hisseden tüm gençlere Antalya’da olduğu gibi kapımızı sonuna kadar açtık” dedi.
Türel: “Elimizden gelen desteği göstereceğiz”
Belediye başkanlarının şehrin imarı için uğraştığını ifade eden Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, “Şehrin ihyasını ihmal edersek, imar ettiğimiz şehrin yok olmaya başladığını görürüz. Şehirlerini ihya etmeyi ihmal edenler, o konuları ikinci planda bıraktıkları için şehirlerin yok olmaya başladığını görmek bizi üzüyor. Antalya’mıza ortaya koymaya çalıştığımız belediyecilik anlayışı bu çerçevenin içerisinde sığıyor. Antalya’yı at yapısıyla, üst yapısıyla çağdaş şehir haline getirmeye çalışıyoruz. Şehrin ihyası konusunda bugün açılışını yapacağımız tesis gibi destek vermemiz yapacak olduğumuz çalışmalar kadar önemlidir. Antalya’mız geleceğe emin adımlarla ilerliyor. Ben TÜGVA’daki gençlerle sohbet ediyorum. Buraları hizmete açmak önemli ama buradaki gençlerimizle bir arada olmak bizim asli görevimizidir. TÜGVA bugün Türkiye’mizde Antalya’mızda manevi kalkınmasına da en önemli katkıları koyan bir vakfımız. Bizde elbette ki bu vakfa elimizden gelen desteği göstereceğiz. Faaliyetlerin en güzel şekilde yapılmasında emeği olanlara teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Köse: “Gençlere destek vermemiz gerekiyor”
AK Parti Antalya Milletvekili Mustafa Köse, TÜGVA’nın Antalya temsilciliğinin gelişmesinde emeği olan herkese teşekkür etti. Şehri imar ederken ihyayı eksik etmemek gerektiğini ifade eden Köse, “Ne yapıyorsanız yapın gönülden yapıyorsanız değer katıyorsunuz, önemli eserler inşa edebiliyorsunuz. Bu coğrafyanın kokusunu özünde taşıyan hareketin başarılı işlere imza atacağını, öncüsü olacağını düşünüyorum. İnşallah gayretleriniz bereketlenir. Önemli olan bu işleri yaparken ihlasla hareket etmek. Hanların Hanı Yavuz Sultan Selim Han ölmeyecek denen komutan, kudretli komutan genç yaşında musalla taşına konulduğunda şair, ‘Eğer o kalbi selim ile çalışıyorsanız aşamayacağınız hiçbir engel yoktur’ diyor. Biz de kalbi selim olarak çalışan gençlere destek vermemiz gerekiyor” şeklinde konuştu” diye konuştu
Bilal Erdoğan'dan Gençlere Mesaj
Türkiye Gençlik Vakfı’nın Antalya temsilciğinde konuşan TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, “Başka kimliklerin çatısı altında toplanırsanız Onların şekilleriyle renkleriyle şekillenmeye, renklenmeye çalışırsanız inanın o zaman kendinizi özgür ve bağımsız zannedersiniz. En küçük karar vermeye çalıştığınızda kafanıza vururlar. Bunları geçtiğimiz yıllarda yaşadık” dedi.