Bilecik Valiliği, Bilecik Belediyesi, Bilecik Ticaret ve Sanayi Odası, Bozüyük Ticaret ve Sanayi Odası ile TSE’nin ortaklaşa düzenlediği işbirliği protokolü imza töreni Bilecik TSO’da yapıldı.
Programın açılış konuşmasını yapan Bilecik TSO Başkanı Fevzi Uzun, Bilecik TSO’nun, TSE, Kadler ve TOBB ile yürütülen akreditasyon sürecinde 365 oda içerisinde, akredite edilmiş odalar arasında yer aldığını söyledi.
Bilecik TSO’nun üyelerine 5 yıldızlı hizmet sunduğunu belirten Uzun, standarttın önemine de dikkat çekti ve “Standartlar da tek başına yeterli değildir. 2013 yılında Bilecik, TR41 olarak da bilinen Bursa, Eskişehir, Bilecik bölgesinde, marka oluşturma, patent ve faydalı model meydana getirmede maalesef son sıralardadır. Artık bizim marka, patent ve lisans oluşturmada öncü olmamız gerekir. Tüccar ve sanayicinin en önemli görevlerinden birisi budur” dedi.
Enstitüsü Başkanı Şentürk, “Bir ürün ürettiniz, örneğin Bilecik mermeri üretiyor. Doğal malzemelerin belirli bir oranda radyasyon bulundurma özelliği vardır. Türk mermer ve graniti dünyada radyasyonu en düşük doğal malzemedir. Eğer mermer ve granitin kullanılacağı bir standart belirlenirken, radyasyon oranını Bilecik Mermerinin bulundurduğu radyasyon oranında belirlenmesini sağlarsanız, bir anda rakiplerinizi saf dışı ediyorsunuz. Aksine radyasyon oranı dikkate alınmadan belirlenecek bir standart karşısında da bütün rekabet gücünüzü kaybediyorsunuz. Ne yazık ki bu günümüz dünyasında kıyasıya bir savaşın verildiği bir ortam. Bu yüzden gelişmiş ülkeler bugün, adına açıkça standart savaşı adını verdikleri bir mücadeleyi sürdürüyorlar. Başta Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya olmak üzere şimdi buna Rusya ve Çin’de katıldı.
Çin geçtiğimiz ay katıldı bu yarışa. Dünya standartlarını belirleme savaşı veriyorlar. Bu savaş verilirken de kendi ülkelerindeki ürünlerin standartlarını dünyanın standardı haline getirmeye çalışıyorlar. Bunu yaptıkça da bizim gibi ülkelerin pazardaki rekabet gücünü ortadan kaldırıyorlar. Çok zorlandıkları noktada farklı yönetim sistem belgelendirmelerini devreye sokuyorlar. Örneğin Türkiye’nin en büyük avantajlarından birisi iş gücüydü. Sosyal yönetim sistemlerini devreye sokarak çalıştırılan iş gücüne ödenecek olan bedelleri çok yüksek tutarak bir anda Türkiye'deki işletmelerin bu belgeyi almasının önüne geçip arkasından yine pazar paylarını koruyabiliyorlar. Türkiye artık bir şeyin farkına varmalı. Küresel pazarlarda gerçekten güçlü olmak istiyorsak, ekonomimizi geliştirmek istiyorsak, standartlar savaşına bizim de müdahil olmamız gerekiyor. 2 milyar euroluk bacasız bir ekonomi kanalıyla yurt dışına doğru döviz transferi yapıyoruz. Dünya pazarlarının büyüklüğü ise 200 milyar dolar civarında. Bu hızla büyüyor. Yılda yüzde 7’lerin üzerinde büyüyor. Dünya ekonomik büyümesinin çok çok üzerinde büyüyor
Burada, TSE’nin laboratuvar kurmasıyla, bu belgeleri kendisinin vermeye başlamasıyla bizim bu savaşı kazanmamız mümkün değil. Çünkü öncelikle suyun başını tutmamız gerekiyor. Suyun başı da standartların hazırlanma süreci. O sürece müdahil olmamız gerekiyor. Dünya standartları hazırlanırken komiteler var, bunlar burada tartışılıyor, ediliyor karara bağlanıyor. Türkiye kaç komitede etkin? Sadece 5 komitede. 5 bin komite nerde, 5 komite nerde ? O zaman diyeceksiniz ki TSE uyuyor mu, niye gitmiyor komitelere? Arkadaşlar TSE’nin değil, sizin gitmeniz gerekiyor. Bu komitelere sektör temsilcilerinin katılması gerekiyor
Dünyanın en kaliteli mermerlerine sahip olan ülkeyiz. Mermer rengi bakımından da dünyanın en zengin kaynaklarına sahibiz. Ama mermer ihraç edip de mermer laboratuvarına sahip olmayan tek ülke biziz. Türkiye dünyanın en büyük mermer ihracatçılarındandır ama mermer laboratuvarı yoktur. Ondan sonra da, efendim biz neden Avrupa pazarlarına giremiyoruz deniyor. Nasıl gireceksin ki? Ürettiğin mermerin sertliğiyle ilgili, geçirgenliğiyle ilgili, dayanıklılığıyla ilgili, performansıyla ilgili hangi testi yaptın ki dünya pazarına gireceksin? Çok zor bir şeyden de bahsetmiyoruz. Çok basit bir test merkezinden bahsediyoruz. Eğer yapamıyorsanız, gelin mermer üreticileri ve TSE beraber yapalım. Öbür türlü Çinli tomruğu alır senden, gider Çin’de keser, biçer, cilalar ve belgelendirerek Avrupa ya satar. Şu an öyle oluyor zaten. Bu paylaşımda sanayi ve üniversitelerle beraber TSE'nin de içerisinde olacağı üçlü bir ayağa oturmak mecburiyetinde. Aksi takdirde biz taşeron kalmaya mahkumuz. Hiçbir zaman kendi ürünümüzü üreten ülke olamayacağız. Olmaya kalktığımız da çok kısa zamanda standartlarla saf dışı hale getirileceksiniz."
Konuşmaların ardından TSE Başkanı Şentürk, Bilecik Belediyesi Başkan Yardımcı Abdullah Tetik, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Azmi Özcan Bilecik TSO Başkanı Fevzi Uzun ve Bozüyük TSO Başkanı Buğra Levent'in katılımıyla işbirliği protokolünü imzalandı. Bilecik’e standart getirecek bu imzaların ardından plaket töreni düzenlendi.
Bilecik’e Standart Geliyor
Türkiye Standartları Enstitüsü (TSE) Başkanı Hulusi Şentürk, Bilecik’te katıldığı imza protokolünde yaptığı konuşmada, dünyada kıyasıya bir standart savaşının yaşandığını ve Türk ekonomisinin dünya ile yarışabilmesi için bu savaşta mutlaka yer alması gerektiğini söyledi.