Türkiye; gelir dağılımı, ileri demokrasi ve özgürlükler gibi konularda bu sürede düşük seviyeden orta seviyeye geldi. Türkiye'nin yüksek seviyelere layık olduğunu düşünüyorsak bir sıçrama daha yapmalıyız'' dedi.
Bakan Nihat Ergün, Bakanlığının 26 kalkınma ajansı bölgesinde düzenlediği ''Kamu-Üniversite-Sanayi İş Birliği Bölgesel Toplantıları''nın Kayseri ayağına katıldı.
Bakan Ergün, toplantıda yaptığı konuşmada, 2002 yılında Türkiye'nin toplam ihracat rakamının 36 milyar dolar olduğunu, bugün ise bu rakamın 150 milyar dolara geldiğini, ihracatta bir sıçrama daha yaparak bu rakamın 500 milyar dolara gelmesi gerektiğini bildirdi. Birçok farklı alanlarda sıçrama yapmak için en önemli konunun eğitim olduğunu ifade eden Ergün, ''Bu nedenle üniversite-sanayi iş birliği bizim için çok önemli. Önceden sanayici bir bina yapıp üniversiteye bağışlardı, sonra üniversite de o sanayiciye bir fahri doktora unvanı verirdi. Ünivesite-sanayi iş birliği bu şekilde idi. Ancak bir daha gelişmiş bir üniversite-sanayi iş birliği istiyoruz. Üniversitede üretilen bilginin ürüne dönüşmesini istiyoruz. Daha derin bir iş birliği arzu ediyoruz. Eğer ülke olarak zirveye adaysak bunu üniversite ve sanayimizle yapmalıyız'' diye konuştu.
1980'den önce Türkiye sanayisinin ithalata dayalı bir yapıya sahip olduğunu vurgulayan Bakan Nihat Ergün, şunları kaydetti:
''Böyle bir sanayi yapısı, dünya piyasasında rekabet yapabilir miydi? Hayır. Rahmetli Turgut Özal sayesinde bu düşünce değişti. İnsanımızın, sanayicimizin ufku açıldı. Bütün dünyaya mal satacağız, denildi. Şimdi tüm dünyaya üretim yapılıyor. Eğer, ithalata dayalı sanayi yapısı hala devam ediyor olsaydı aynı arabalar için sıraya giriyor olurduk, aynı yerde dönüp duracaktık, gelişme olmayacaktı. Ancak henüz istediğimiz seviyede değiliz. Üniversite-sanayi iş birliği çok basit düzeyde kaldı. Bunu geliştirmek ve bir sıçrama yapmamız gerekiyor. Sıçrama yapmak da kolay değil. Ben bu sıçramayı uzaya gönderilen bir füzeye benzetiyorum. Bir füze uzaya fırlatılırken en büyük enerjisini kalkış anında ve yer çekiminden kurtulmak için harcar. Füze, ağırlıklarından kurtularak uzaya doğru yol alır. Türkiye de eğer bir sıçrama yapacaksa önce ağırlıklarından kurtulmalı. Ağırlıklarınızı atacaksınız ve zihniyetinizi değiştireceksiniz. Yoksa sıçrama yapamazsınız. 2002 ve 2003 yılları, Türkiye'nin darbeleri atlattığı dönemler oldu. 2007 yılı provokasyon dönemiydi, 2008 yılı ise kapatma tehditlerinin savrulduğu yıl olarak geride kaldı. Türkiye'nin bu ağırlıkları atması kolay olmadı. Enerjisinin büyük bir kısmı, bu süreçleri aşmaya gitti. Türkiye, bütün bu ağırlıklarına rağmen, düşük seviyeden orta seviyeye sıçradı. Türkiye artık atmosferden çıkmak üzere olan bir füze gibidir. Çok az bir enerjiyle çok daha büyük ilerleme sağlayabilir. Biz tam da bunu yapmak istiyoruz. Biz hem bilgi üreten hem de üretilen bilginin ürüne, üretime dönüştüğü bir ülke olmalıyız.''
Türkiye'nin her şehrinde üniversite bulunduğunu ifade eden Ergün, ''Ancak sadece üniversite sayıları yeterli değil, araştırma, geliştirme rakamlarını da artırmalıyız. Bundan sonra teknoparkları performanslarına göre sınıflandıracağız. Teknoparklar artık sağlık gibi, savunma gibi ihtisas teknoparklarına dönüşüyor. Bu teknoparkları, performans kriterlerine göre değerlendireceğiz'' dedi.
Türkiye'de araştırma, geliştirme ve bilimsel çalışmalara büyük önem verdiklerini kaydeden Bakan Nihat Ergün, ''Hükümetimiz, bilimsel çalışmalara, araştırma ve geliştirmelere çok büyük destekler sağlıyor. Sanayicilerimiz ile üniversitelerimiz, bu destekleri çok yakından takip etsinler. Biz geçen yıl TÜBİTAK desteklerinin yarısını yeteri kadar başvuru olmadığı için geri iade ettik. Ya bu destek bilinmiyordu ya da bu destek için yeterli şartlara sahip projeler yoktu. Birçok ülkenin imrendiği destekler sağlıyoruz. Çok şükür Türkiye güçlü bir ülke ve bu destekleri sağlayabilecek bir ekonomik yapıya sahip bir ülke. Bize yeter ki katma değeri yüksek olan projeler gelsin, bunları çok rahat destekleriz'' ifadelerini kullandı.
Bakan Ergün, genç girişimcileri de desteklediklerini belirterek, ''Biz 2009 yılında bir proje başlattık ve genç girişimcilere çağrıda bulunduk. Dedik ki, 'Siz girişimde bulunun, biz size karşılıksız destek sağlayalım. Size verdiğimiz bu destek, batarsa da batsın.' O zamanlar bazı çevreler bize çok kızdılar ancak o gençler bu paraları batırmadılar. Bu projede 1134 genç girişimciyi destekledik ve bunlar halen ülkemize döviz kazandırmaya devam ediyor. Kafası çalışmayan adamlar, bu ülkenin milyar dolarlarını batırdılar. Bizim bu gençlere risk alıp verdiğimiz para, o batırılan milyar dolarların yanında nedir ki?'' diye konuştu.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün'ün konuşmasının ardından, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yetkilileri, öğretim üyeleri ve sanayicilerin katıldığı ''2023'e 10 Kala Ar-Ge-Yenilikte Kayseri, Sivas, Yozgat'' konulu panele geçildi. Panelde konuşmacılar, üç ilin bilim ve sanayi altyapısıyla ilgili bilgiler verirken, bundan sonra yapılabilecek çalışmalar ve projeler tartışıldı.
Toplantıya; Kayseri Sanayi Odası Başkanı Mustafa Boydak, Kayseri Ticaret Odası Başkanı Mahmut Hiçyılmaz, Kayseri Esnaf ve Sanatkar Odaları Birliği Başkanı Mustafa Alan, Kayseri OSB Başkanı Ahmet Hasyüncü, ORAN Kalkınma Ajansı Genel sekreteri Dr. Mustafa Palancıoğlu, sanayiciler ve üniversite öğretim üyeleri katıldı.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün'ün Açıklaması
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Türkiye'nin son 10 yılda katettiği mesafenin çok önemli olduğunu ifade ederek, ''Kim ne derse desin, ne düşünürse düşünsün, Türkiye'nin bu son 10 yılda katettiği mesafe, dünyada çok dikkatle takip ediliyor.