Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü tarafından düzenlenen Kollokyum Günleri kapsamında yapılan ‘AB Müzakere Sürecinde Kıbrıs'ın Önemi’ konulu konferansta konuşan Rauf Denktaş, AB tarafından Kıbrıs sorununun Türkiye karşısında bir koz olarak kullanıldığını söyledi. Kıbrıs Rum Kesimi’nin, AB’ye tam üye olarak alınmasıyla Kıbrıs sorununun zemin değiştirdiğini belirten Denktaş, gelinen süreçte Cenevre görüşmeleri sırasında Rum kesiminin iki taraflı federasyon isteğinin kabul edilmesi durumunda Türkler'in adadan çıkmak zorunda kalacağını dile getirerek, şunları söyledi:
“Eli kanlı bir ortağın Türkiye’ye meşru bir hükümet olarak kabul ettirmek zulümden başka bir şey değildir. Hristofyas, ‘Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Anasası'nı değiştirip devam ettireceğiz’ diyor. Biz de diyoruz ki ‘1960 Anayasası 1963'te öldü, yaptıklarınızla iki devlet meydana gelmiştir, iki eşit halk arasında yeni bir ortaklık görüşülmelidir’ diyoruz. Cenevre görüşmelerinde baskı ile bunu kabul ettirirlerse Kıbrıs meselesi bitti teslim olduk demektir. İnşallah Eroğlu bunu kabul etmez. Eğer bunu kabul edersek bilelim ki adada sadece küçük bir azınlık olarak kalacağız.”
Rum kesimi lideri Hristofyas’ın federasyona inanmadığını, sadece Türk askerini adadan çıkartmak için federasyon istediğini dile getiren Denktaş, Rumlar'ın iki taraflı federasyonu da çalıştırmayacaklarını söyleyerek, “Türkiye bu sefer adadan çıkartılırsa tam çıkacak, bir daha giremeyecek. Çünkü adanın etrafında önemli petrol kuyuları bulundu. İştahları kabardı, her yeri didik didik araştırıyorlar. Yani artık büyük bir gitme gelme, iplerin gerilmesi safhasındayız” diye konuştu.
Kıbrıs Rum Kesimi’nin, Türkiye’nin müzakereleri sürerken AB’ye tam üye yapılmasının kasıtlı olduğunu anlatan KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, “AB’de Türkiye’nin üye olmasını istemeyen büyük bir kitle vardır, bunlar Fransa, Almanya gibi önemli ülkelerdir. Bunlar Türkiye’nin önüne engel koyarak ‘üye olamazsın’ demeye getiriyorlar. Türkiye birliğe en başta müracaat eden ülkelerin arasındadır en geriye bırakılmıştır. Türkiye’nin çok gerisindeki ülkeler yapılmıştır. Çünkü Türkiye hem Müslüman hem Türk hem de nüfusu çok olan bir ülkedir. Bu yüzden kapının önünde bekletilmektedir. Her açıdan Türkiye’ye muhtaçlar, kopamazlar ancak üye olarak da almazlar yaklaşımları budur” dedi.
Türkiye’nin Rum idaresini meşru hükümet olarak kabul etmediğini daha net bir dille söylemesi gerektiğini vurgulayan Denktaş, bazı devlet adamlarının bunu dile getirdiğini ifade ederek, “Ancak daha sert söylemek gerekiyor. ‘Kıbrıs mı, AB mi diye şart konulursa Kıbrıs deriz’ denmiştir. Ancak bunun ciddi olduğunu AB’ye anlatmak lazımdır. AB, Türkiye’yi kapıda tutmak ister, ipleri kesmek istemez. Ancak iplerin kesilebileceğini göstermek lazımdır. Rum idaresi AB üyesi olarak Türkiye’nin tüm girişimlerini veto edecektir, veto etmesin diye Türkiye taviz verecektir. Böylelikle yavaş yavaş Kıbrıs’a sahip olacaklardır” diye konuştu.
Kıbrıs’ta oynanan oyunu ‘Girit Oyunu’ olarak nitelendiren Denktaş, Girit’te de aynı oyunun oynandığını önce adadan Osmanlı askerlerinin ardından da Türkler'in çıkartıldığını söyleyerek, Rum kesiminin Makarios’tan bu yana görüşme masalarına taktik icabı oturduğunu, taktiğin de Türk tarafını uzlaşmaz olarak göstermek olduğunu ifade etti.
Annan Planı’ndan da Kıbrıs sorununu çözmeye yetmediğini üzülerek gördüklerini, Rum kesiminin sorunu çözmek için bir çabasının olmadığını bu nedenle önce Mehmet Ali Talat’a ardından da Derviş Eroğlu’na yönelik olarak çeşitli suçlamalarda bulunduklarını, Cenevre görüşmeleri öncesi gelinen noktada sorunun Cenevre’de çözülmesinin istendiğini belirten Denktaş, “Nasıl halledecekler? Kimse nerede kalındığını bilmiyor. Rumlar, kuzeydeki mallarını istiyor, biz olmaz diyoruz. Hristofyas, AB’ye üye oldukları için AB kurallarının geçerliliği olduğunu savunuyor, böyle olursa sadece Kıbrıs’taki Rumlar değil, Yunanistan’dan da gelip adaya yerleşecekler. 1878’de Osmanlı bayrağı indirilip İngiliz bayrağı çekildikten sonra bugüne kadar en az beş kez Türkler göç etti. Kalanlar anavatana güvenenler ama bu durumda azınlık olacaklar” diye konuştu.
Denktaş, ABD’nin, Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında İngiliz üslerini kullanabildiğinden dolayı halinden memnun sözlerine ekleyerek, “ABD, Rumlar bu üsleri rahatsız etmesin diye Rumlar’dan yana ağırlık koymuştur. Bazıları Kosova ile kıyas yapıyor ancak Kosova ABD’nin arka bahçesi olmuştur. O yüzden bize yüz vermiyorlar. Türkiye bu projedeki rolünü daha etkin bir şekilde kullanırsa daha iyi bir yere gelebiliriz diye düşünüyorum” dedi.
DEÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Füzün, KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın örnek bir insan ve bir kahraman olduğunu söyleyerek, “Kıbrıs’ın var olma mücadelesinde çok büyük rol üstlenmiştir. Yüce Önder Atatürk bize muassır medeniyetleri işaret etmiştir. Bu bağlamda bakıldığında şüphesiz ki AB’ye girmek bu hedeflerden biridir. Ancak AB’ye girmek kendimizi reddettirecek kendimizi küçük düşürecek ödünleri vermemizi gerektirmez. Ben eminim ki Türk Milleti KKTC’deki soydaşları için bunu düşünmektedir ve onları üzecek tavizler vermeyecektir” diye konuştu.
Kıbrıs'tan çıkarsa geri dönemez
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Türkiye'nin Kıbrıs'tan çıkması durumunda Türkler'in bir daha adaya dönemeyeceklerini söyledi.