1930’larda geçen trajik bir yaşam hikayesini anlatan “Kerime” çok kısa bir süre önce satışa çıkmasına rağmen ikinci baskıya geçerek, vatandaşların yoğun ilgisi ile karşılaştı. Kitap ile ilgi olarak yazar Bahadır Yenişehirlioğlu, İHA muhabirinin sorularını cevapladı.
“Kerime”nin 1930’larda bir dönemi içine aldığını belirten yazar Bahadır Yenişehirlioğlu, “Kerime, Everest yayınlarından çıktı. Benim Beyazıt’ta “Siyah Çırak” adlı kitabımdan sonraki ikinci kitabım. 1930’larda geçen bir dönem hikayesi. Hem ulus devlet ve vatandaş arasındaki çekişmenin, halk arasındaki o izli mücadelenin anlatımı var. Daha doğrusu Kemalistlerle muhafazakarlar arasındaki gizli örtülü çatışmanın anlatımı var. O dönemin en ön planında da kerime var. Onun içindeki kırılmalar oradaki baskı hem fert bazında hem de devlet bazında uygulanan baskıların sonuç vermediğinin altınının çizili olduğu bir kitap” dedi.
Kitabın bir kadın hikayesi olduğunu ifade eden Yenişehirlioğlu, “Kerime tamamen hayal mahsulü bir kahraman. Şeriye katibinin kızı. 1930ladrda geçen bir hikaye. Fakat içine geçen olaylar oradaki travmalar bir kadının başına gelebilecek en büyük sıkıntı. Şuan da günümüzde olan sıkıntılar. Bunlar o dönemde olup bitmiş hadiseler değil. Günümüzde de yaşanıyor. Kadın üzerinden sakladığımız gizlediğimiz o baskı o trajediyi bugünde bütün kadınlar yaşıyorlar. Ama biz nedense biz bunu saklıyoruz. Ortaya çıkarmıyoruz. Yok sayıyoruz. Yok sayınca da bunlar hiç olmuyor sanıyoruz. Kerime bu yok saydığımız hadisenin üzerine mercek tutuyor. Kerime okundukça acısı hafifleyen bir kadın. Dolayısıyla bu kitap bir çığlık atıyor” diye konuştu.
Everest yayınevinin kitabı çok beğendiğini dile getiren Yazar Yenişehirlioğlu, “Kerime şimdiye kadar konuşulmamış üstü örtülmüş saklanmış tabu haline gelmiş hadislerin psikolojik tahlilleriyle okuyucuya anlatılan, okuyucuya geçen bir kitap. İnanılmaz güzel tepkiler alıyoruz. Bütün kitap evlerinde bu kitap satılıyor. Şuanda da 2. baskıyı yapıyoruz. Kapatılmış olan, baskıya uğrayan ve içindeki o sıkıntıyı ailesi tarafından yok etmeye çalışan kerime intilak ederek okuyucuya ulaşıyor. Bunu 2012 yılında da örneklerini Türkiye’de görüyoruz. Kitabın bu kadar ilgi görmesinin sebebi kitabın okuyucuya direkt temas etmesi. İçsel, samimi, ve anlatım dili okuyucuyla bire bir buluşuyor” şeklinde konuştu.
Kitabın okuyucuyu çok etkilediğini belirten Yazar Bahadır Yenişehirlioğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ben kitabı yazarken okuyucu kitabın sayfalarını çevirdiğinde kitapla yüz yüze geldiğinde ona Kerime dokunsun. Onun eline dokunsun. Kerime kendi okuyucusundan yardım istiyor. Okuyucunun onu okuması ona yardım ediyor. Dolayısıyla bu samimiyetin ve üslubun okuyucuyu çok etkilediğini düşünüyorum. Kitabı okuyan bir tek okuyucu bana ters bir şey söylemedi. Kitabın mendirekleri var. Kerime’nin babası şeriye katibi ile kızı Nezihe’nin bir gece görüntüleri var. Nezihe kitabın bir karar şamasına gelir. Yaşadığı Aşk açmazının sonunda geldiği noktada babasının gözünden yaşayarak anlatan bir bölüm var. Çok etkileyici bir bölüm. Nezhe’nin düğünü bölümü ben burayı çok çarpıcı buluyorum. Aynı zamanda kitabın finali okuyucuyu ters köşeye yatırıyor. Bunları yazarken okuyucunun o bölümleri çarpıcı bulacağını düşünüyordum. Bana gelen tepkiler onları o bölümü çarpıcı bulduğunu gösteriyor.”
Bir Dönemin Tanığı: Kerime
Yazar Bahadır Yenişehirlioğlu’nun ikinci romanı “Kerime”, ezanın Türkçe okunma kararının alındığı 1932’lerde muhafazakar bir şeriye katibi ve ailesinin başından geçen trajik olayları anlatıyor.