Restorasyon çalismalari ile tarihi ve kültürel mirasi ayaga kaldiran Bursa Büyüksehir Belediyesi, somut olmayan kültürel degerlerin de gelecek kusaklara aktarilmasi amaciyla birbirinden farkli etkenliklere imza atiyor. Bu etkinlikler kapsaminda Bursa Kent Müzesi de adeta Bursa’nin 1970 ve 1980 yillarindan kalma bir mahallesine dönüstürüldü. Mahalle kahvesi, bakkal, jetonlu telefon kulübesi, simitçi, sekerci gazozcu, plakçi ve mahalle berberi ile Bursalilari nostaljik bir yolculuga çikaran sergi, Bursa Büyüksehir Belediye Baskani Alinur Aktas’in da katildigi törenle ziyarete açildi.
Bursa Büyüksehir Belediye Baskani Alinur Aktas, törende yaptigi konusmada Büyüksehir Belediyesi olarak kentin sosyal, kültürel ve tarihsel degerlerini öne çikaracak bir çalismaya imza attiklarini söyledi.
Bizim Mahalle Sergisi ile Bursalilari nostaljik bir yolculuga çikaracaklarini dile getiren Baskan Aktas, “Bir kusagin özlemle andigi, günümüz kusaginin ise artik yabancisi oldugu 70’li ve 80’li yillarin mahalle kültürünü yansitan sergimiz, kentimizin gelisirken yasanan sosyal kültürel degisimi de gözler önüne serecek. O dönemlerde yasayanlar bilirler ki mahallelerimiz birer mekân olmanin ötesinde, yasamimizi canlandiran ögeler yumagiydi. Bakkalindan berberine, komsuluk iliskilerinden sokak oyunlarina kadar kentimizin en önemli ve en güzel mekânlariydi mahallelerimiz. Hatirladikça özlemle andigimiz mahallelerimize özgü yasam tarzimiz, hayatimizdan birer yildiz gibi kayarak kayboldu. Komsu teyzeler, bakkal amcalar, simitçiler, dondurmacilar, kis gecelerinin unutulmaz sesi bozacilar, radyolar, pikaplar ve kasetçalarlar, ankesörlü, jetonlu sari renkli telefon kulübeleri, gazozuna maçlar ve daha niceleri bugün yok artik. 70’li ve 80’li yillardan görsellerin yer aldigi sergimiz bir nebze de olsa bizleri o günlere götürecek. Sergiyi gezen herkesin tüylerinin diken diken olacagina hatta gözlerinin yasanacagina inaniyorum” dedi.
Baskan Aktas, konusmasinin ardindan sergiye sagladiklari katkilar nedeniyle Bursa’nin köklü firmalarinin temsilcilerine tesekkür belgelerini verdi. Açilis kurdelesini kesen Baskan Aktas, daha sonra protokol üyeleri ve davetlilerle birlikte bakkal dükkani, kahvehane, aktar, berber gibi o yillarin esnafinin görsellerle canlandirildigi stantlari gezdi. Simit, gazoz ve seker satan çocuklardan alisveris yapan Baskan Aktas, çocukluk yillarinda mahallesinde yasadigi anilarini da ziyaretçilerle paylasti.
Baskan’in hayal kirikligi: ‘alaburus saç’
Berber koltuguna oturup çocukluk yillarinda saç tirasi ile ilgili bir anisini anlatan Baskan Aktas, “Tabii simdi erkek kuaförleri, bayan kuaförleri ayri ayri, her türlü makine ekipman var. Ama o zaman böyle bir sey yoktu. Hiç unutmuyorum her seferinde gittigimizde Babam berbere ‘alaburus’ derdi. Ben de bir hayal kirikligi yasardim. Alaburus tras suydu, her taraf 3 numara sadece önde, ufacik bir parça birakiyorsunuz. Yani isterdim azicik saçlarim uzasa, arkadan falan. Biraz sekilli kesseler falan iste. Ama maalesef söz konusu olmazdi. Türk filmlerini seyrediyoruz. Türk filmlerinde de iste Sezercik, Yumurcak falan farkli tipler var. Onlarin sari saçlari, favorileri uzun, arkadan saçlari uzun. Ya buna benzer bir sey yapabilir miyiz diye hayal ederdim. Ama her seferinde ben alaburus tiras oluyordum. Aynen su an kardesimizin elindeki makineden, alttan girer kirt kirt komple keserler. Önde sadece ufak bir perçem birakilirdi. O hayalle yillar geçti. Tabii ilerleyen yaslarda bu imkana kavustuk ama o zaman da saçlari kaybettik. Tabii aslinda biz bu sergimiz ile hatiralari canlandirdik. Özellikle 35-40 yas üzeri bu serginin derinliklerinde kaybolacak. O yüzden ben bütün Bursali hemserilerimizi özellikle bu sergiye davet ediyorum. Gözlerinin nemlenmesi hatta belki aglamakli olmanin garantisini bile veriyorum. Kesinlikle çok büyük nostalji yasayacaklar” diye konustu.
Bizim Mahallede Maziye Nostaljik Yolculuk
Osmanli’dan günümüze mahalle kültürünün yasatilarak gelecek kusaklara aktarilmasi maksadiyla Bursa Büyüksehir Belediyesi tarafindan açilan Bizim Mahalle Sergisi, bakkali, berberi, gazoz, simit ve seker satan çocuklari ve kahvehane kültürüyle 1970 ve 1980’li yillara nostaljik bir yolculuk yaptiriyor.