Bm Özel Raportörü Knaul`dan Türk Yargısına Önemli Mesajlar

Birleşmiş Milletler Özel Raportörü Gabriela Knaul, 2009 Yargı reformu ve 2010 Anayasa değişikliklerinin yargı için atılan olumlu adımlar olduğunun altını çizerek, "Bazı alanlarda bir takım zorluklar hala görünmekte.

Özellikle etkin bir şekilde hakim, savcı ve avukatların bağımsızlığı, tarafsızlığının uygulamada garanti altına alınması, yargı bağımsızlığının teminat altına alınması bakımından önemli" dedi

Birleşmiş Milletler Özel Raportörü Gabriela Knaul Hilton Oteli`nde Türkiye`deki yargı sistemi konusunda ipuçları verdi. Knaul, Hilton Otel`de düzenlediği basın toplantısında, hükümetin daveti üzerine Türkiye`ye geldiğini aktararak, Ankara, İstanbul ve Diyarbakır`a ziyaret gerçekleştirdiğini söyledi. Gelişinin sebebinin son dönemdeki yargı reformlarını değerlendirmek olduğunu söyleyen Knaul, adalete erişim, yasal savunma hakkının bulunması ve etkileri, adil yargılama konularını değerlendirme fırsatınıbulduğunu belirtti. Türkiye`de çok sayıda Bakanlık ve Mahkeme yüksek düzey yetkilileri, barolar, sivil toplum kuruluşları ile görüştüğünü bildiren Knaul, ziyaretlerin daha uzun bir zaman için yapılmasını önermek istediğini söyledi. Knaul, insan haklarının ve Anayasa`nın hükümetin gündem maddeleri olduğunu belirterek, ``Türk hükümeti uluslararası yükümlülüklerini ciddi bir şekilde ele alacak`` dedi. Knaul, 2009 Yargı reformu ve 2010 Anayasa değişikliklerinin yargı için atılan olumlu adımlar olduğunun altını çizerek, ``Bazı alanlarda bir takım zorluklar hala görünmekte. Özellikle etkin bir şekilde hakim, savcı ve avukatların bağımsızlığı, tarafsızlığının uygulamada garanti altına alınması, yargı bağımsızlığının teminat altına alınması bakımından önemli. Anayasa değişikliği kapsamında Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) ile ilgili değişiklikler gerçekleştirdi. HSYK hakim ve savcıların kariyerinidenetleyen bir kuruldur. HSYK üye sayısının 22`ye çıkarılması onu daha temsili bir merci haline getirmiştir diye düşünüyorum. Sadece yargı üyelerinin değil, dışarıdan üyelerin temsil edilmesi önem taşımaktadır" dedi. HSYK`nın yürütmeden tamamen bağımsız olmasının önemli olduğunu vurgulayan Knaul, "Bütün devlet kurumlarının ve her türlü kurumun yargının bağımsızlığına saygı göstermesi gerekmekte ki, bu şekilde her türlü siyasi ve kurumsal ya da sosyal bir kontrol ya da etki yargı üzerinde, yargını bağımsız ve tarafsız şekilde karar vermesini etkileyecek şekilde engellemelidir" şeklinde konuştu. HSYK`nın açığa alma, nakil, tayin ve disiplin soruşturmalarının itirazlara yol açtığını ve kendi endişelerinin de bu yönde olduğunu belirten Knaul, "Hakim ve Savcıların belirli bir yerden diğer bir yere tayin edilmeleriyle ilgili konu duyduğumuz endişelerden bir tanesi. Yine aynı şekilde Hakim ve Savcıların rotasyon sistemi içerisinde bir yere tayin edilmelerinin daha rasyonel hale getirilmesi gerekiyor. Özellikle bu yapılırken kariyerleri içerisinde edindikleri uzmanlaşmanın dikkate alınması gerekir.Hakim ve savcıların bazen bir soruşturmayı yürütürken veya bir davayı karara bağlama aşamasındayken görevlerinden alınabildiklerini gördük. Özellikle davalarda da bunun olduğunu gördük. İşte bu alanlar şüphesiz yargının bağımsızlığının ve tarafsızlığının güçlendirilmesi için geliştirilmesi gereken alanlardır" ifadelerini kullandı

Savcı ve hakimlerin kariyerlerinin çok yakın olmasını ve hakimlerin savcı, savcıların da hakim olabilmelerini eleştiren Knaul, "Adalet açısından bakacak olursak, neredeyse hem fikir biçimde bütün hakim ve savcılar iş yükü ve gelen davaların çokluğunu dile getirdiler. Bu, vatandaşların etkili şekilde adalete erişmelerini etkilemekte. Geç gelen adalet değildir" diye konuştu. Knaul, İstinaf Mahkemeleri`nin kurulmasının çözüm olarak sunulduğunu belirterek, amacın dosya yükünün azaltılması olduğunu ifadeetti. Ayrıca, Knaul, İstinaf Mahkemeleri`nin kurulması konusunun acilen ele alınmasının gerektiğini ekledi. Knaul, terörle ilgili davalarda usule ilişkin koruma ilkelerinin tartışmaları berberinde getirebildiğini belirterek, "Temel prosedürel teminatların, usule ilişkin teminatların bu davalarda gözetilmesinde bir takım eksiklikler olması savunma hakkına bir takım sınırlandırmaların getirilmesidir. Terörle mücadele yasasında bir şüphelinin gözaltı süresinin ilk 24 saati içerisinde avukata erişiminin sınırlandırılması söz konusu ve bu da özellikle avukatların müvekkilleriyle bir takım teşhislerde bulunmamasıiçin gerçekleştirilmektedir" ifadelerini kullandı. Gizli tanıkların özel yetkili mahkemeler tarafından kullanılmasının sorunlar doğurabileceğinin altını çizen Knaul, "1985 Birleşmiş Milletler Temel İlkeleri, özellikle yargının bağımsızlığı ilkeleri gibi ilkeler yargının bağımsızlığı ilkesini yargıya sunmayı öngörmekte. Tarafların haklarının teminat altına alınması gerekmekte" şeklinde konuştu. Knaul, avukatların müvekkilleriyle özdeşleştirilmeleri, müvekkilleriyle görüştürülmemesi gibi sorunlar yaşadıklarına dikkat çekti.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile