BM Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Kurulu 2020 Dünya Raporu Açıklandı
Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve 20152022 dönemi BM Uyuşturucu Kontrol Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sevil Atasoy: 'Türkiye yılda 10 bin litreden fazla anhidrit yakalayan az sayıda ülkeden biridir. Muhtemelen kendi rekorumuzu 2021'de egale etmiş olacağız' 'Pandemi sırasında Balkan Yolu kullanılmaya devam edildi. Yasal ticari ürünlerin arasında, eroin kaçırıldığını gördük. Burada da Hollanda ile birlikte ülkemiz ortak bir polis operasyonu sayesinde Kazakistan, Almanya, Polonya, Hollanda ve ülkemizde yapılan eroin yakalamaların arasında bağlantı olduğunu saptadık. Bu da çok önemli bir gelişme' 'Aynı örgütün malı olan ve çok farklı ülkeye yayılan eroini yakalamak yetmiyor, bunların kaynağını bulabilmek çok önemli. Bizim liderliğimizle bu operasyonlara da damgamızı vurmuş olduk'
BM Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Kurulu (INCB) 2020 Dünya Raporu, Üsküdar Üniversitesince çevrimiçi düzenlenen toplantısıyla, Kurul'un sekretaryasının bulunduğu Viyana ve bazı ülkelerin büyük kentlerinde eş zamanlı olarak paylaşıldı.
Toplantıda konuşan Atasoy, 1961 sözleşmesi ile kurulan INCB'nin sözleşmelerin uygulanmasını denetlemek, aksaklıkları belirlemek, tavsiye kararları almak ve gerektiğinde yaptırımlar uygulamakla görevlendirildiğini aktardı.
Atasoy, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın onayı ile 2022-2027 dönemi için 20 Nisan'da New York'ta yapılacak EKOSOK seçimlerine Dışişleri Bakanlığı tarafından yeniden aday gösterildiğini ifade etti.
Kurul'un, 1961 sözleşmesi uyarınca her yıl belirli raporlar yayınlamak zorunda olduğunu dile getiren Atasoy, uyuşturucunun 100 yıldan fazladır dünyanın, özellikle de genç kuşakları sağlık açısından zora sokan, ülkelerin ekonomik gelişmesini, refahını, tehdit eden çok önemli bir sorun olduğunu söyledi.
Atasoy, raporda, Kovid-19'un değişik psikiyatrik hastalıkları ve özellikle Kovid-19 yüzünden tedavi göremeyen bağımlılara ve bunların ilaca erişemeyişine parmak bastıklarını, erişim sıkıntısı nedeniyle bu insanların yasa dışı uyuşturucu piyasalarına mecburen yönlendiklerini belirterek, şöyle devam etti:
"Rapor, bir yandan dünyanın farklı bölgelerindeki gelişmeleri ve karşılaşılan sorunları ayrıntılı biçimde ele alınıyor. Başlı başına önemli kaygılarımıza da daha fazla yer ayırdık. Bunlardan bir tanesi cannabisin tedavi dışı kullanımı maalesef dünya genelinde yavaş yavaş yaygınlaşıyor ve bu durum sözleşmelere aykırı. Metamfetamin sorunu bir başka gerçek. Öte yandan geleneksel uyuşturucular ya da yeni psikoaktif maddeler artık çok farklı kimyasallardan da sentezlenmeye başladı. Yeni öncüller dünyanın mücadele etmek zorunda olduğu yeni sorunlar. Kovid-19'un yasa dışı piyasalar üzerine ciddi etkileri oldu. Örneğin madde tipine ve coğrafyaya göre fiyat artışı gözledik. Fiyat artışı demek o fiyatı veremeyen insanların başkaca suçlara meylederek parayı bir biçimde elde etmelerine yol açtı. Yani suç artışını görüyoruz."
- "Türkiye 69 yeni psikoaktif maddeyi denetim altına aldı"
Atasoy, Kurul'un operasyonları desteklemek, istihbarat paylaşımını sağlayabilmek için oluşturduğu gizli birtakım programları bulunduğunu, Türkiye'nin bu programlara üye olduğunu ve de katkı sunduğunu söyledi.
Bunların hem internet üzerinde eğitim vermede hem de farklı ülkeler arasındaki ortak operasyonları yönetmede işe yaradıklarını ve Türkiye'nin de buraya operasyonlara katılma açısından çok büyük katkısı olduğunu belirten Atasoy, şöyle devam etti:
"Raporda Türkiye'nin birtakım sanal ortamlar üzerinden yürütülen operasyonlarda destek olduğunu söylemiştim. Bunlardan başlıcası PICS adını verdiğimiz operasyonel koordinasyon sistemi. Bu sistemi kullanan Türkiye, İran, Bulgaristan, Hollanda ve İnterpol ile birlikte 2017 ve 2018 yıllarında ele geçen 22 bin litre anhidritin aynı örgüt malı olduğunu açığa çıkarttı. Gerçi soruşturmalar sürüyor ama burada ülkemizin önemli bir liderliği var. Anhidritin yakalanması tonlarca eroin elde edilmesini engellemiş demektir. Burada önemli olan, farklı ülkelerde yakalananların aynı örgüte ait olduğunu PICS sayesinde, ülkemizin liderliğinde açığa çıkartmış bulunuyoruz. Bu her ne kadar soruşturmalar sürüyorsa da 2020 yılı içerisinde olan çok önemli bir gelişme. 3 yıl öncesi yakalamaların dahi hangi örgüt malı olduğunu, en azından aynı örgüt malı olduğunu sayemizde bulmuş oldular. Türkiye yılda 10 bin litreden fazla anhidrit yakalayan az sayıda ülkeden biridir. Muhtemelen kendi rekorumuzu 2021'de egale etmiş olacağız. Türkiye 69 yeni psikoaktif maddeyi denetim altına aldı. Bu çok önemli bir gelişme. Türkiye dünya genelinde en fazla eroin yakalayan ülkeler arasında İran ve Afganistan'dan sonra üçüncü sırada. Pandemi sırasında Balkan Yolu kullanılmaya devam edildi. Yasal ticari ürünlerin arasında, eroin kaçırıldığını gördük. Burada da Hollanda ile birlikte ülkemiz ortak bir polis operasyonu sayesinde Kazakistan, Almanya, Polonya, Hollanda ve ülkemizde yapılan eroin yakalamaların arasında bağlantı olduğunu saptadık. Bu da çok önemli bir gelişme. Aynı örgütün malı olan ve çok farklı ülkeye yayılan eroini yakalamak yetmiyor, bunların kaynağını bulabilmek çok önemli. Bizim liderliğimizle bu operasyonlara da damgamızı vurmuş olduk."
- "Raporda madde bağımlısı olan yaşlılar konusuna dikkat çekilmesi önemli"
Prof. Dr. Nevzat Tarhan da raporda madde bağımlısı olan yaşlılar konusuna dikkat çekilmesinin önemli olduğunu belirterek, "65 üstü olan kişilerin madde kullanması oranının küresel olarak arttığı ve kovidin bunu hızlandırdığı gözüküyor." dedi.
Tarhan, İngiltere'de yapılan bir çalışmada 75 yaş üstünün yüzde 27'sinin yalnızlık çektiğini, yalnız olan kişilerin de madde kullanmaya daha yatkın olduğunu aktararak, şöyle devam etti:
"Bu bilimsel araştırmalar küresel eğilimleri gösteriyor. Biz klinisyen olarak kendi tecrübemizle ileri yaştaki kişilerin kovidden daha çok etkilendiğini gördük. Bu kovid de maalesef günün gerçeği. Hatta kovidde şu anda 'Great Reset' deniliyor. Dünya küresel bir büyük resetleme yaşıyor. Dünya, toplumlar kendini resetlemek zorunda. Onun için Great Reset kavramı muhakkak politika belirleyiciler tarafından göz önüne alınması gerekir. Bizim toplum olarak pandeminin oluşturduğu yalnızlık pandemisini ve psikiyatrik hastalıklar pandemisini ciddiye almamız lazım. Türkiye'de bizim şu anda klinik gözlemimizde ileri yaşta alkolün, sosyal içicilikten öte kullanımının olduğunu görüyoruz. Gençlerin sorunu olan keyif verici, uyuşturucu maddelerin, yasal amaçları dışında kullanılan maddelerin ileri yaştaki insanların entelektüel ilişkileri nedeniyle çok rahat elde edip kullandığını görüyoruz. Küresel olarak pandeminin ileri yaştaki sorunları gençlerden daha çok tetikleme riskinin yüksek olduğunu görüyoruz."