Böbrek yetmezliğiyle mücadele ederken gittikleri diyaliz merkezinde tanışıp 5 yıl önce evlenen Muazzez-Murat Arat çifti, organ nakliyle yeni bir hayata adım attı.
Yaklaşık 20 yıldır diyalize giren 34 yaşındaki Muazzez Arat, babası Davut Güler'in böbreğiyle, 15 yıldır organ bekleyen 35 yaşındaki eşi Murat Arat da çapraz nakil sayesinde sağlığına kavuştu.
Muazzez Arat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçen ay eşiyle kendisine 15 gün arayla böbrek nakli gerçekleştirildiğini belirterek, 7 yaşında kronik böbrek hastası olduğunun tespit edildiğini, 14 yaşından itibaren de diyalizle tedavisinin sürdüğünü söyledi.
Arat, '20 yıl boyunca diyalize girdim. Bu süreçte nakil olmayı düşündüm ama nörojen mesane sorunum nedeniyle nakil olamayacağım söylendi. Bunu duyduktan sonra kendimi nakil fikrinden çektim. Sonra diyalize devam ettim' dedi.
Ancak daha sonra yapılan tetkiklerinde bu sorunun nakile engel olmayacağını öğrendiğini ifade eden Arat, eşiyle beraber nakil olmaya karar verdiklerini anlattı.
Arat, eşiyle, misafirliğe gittiği yerdeki diyaliz merkezinde tanıştıklarını aktararak, şöyle devam etti:
'Eşim de orada diyalize giriyormuş. Orada arkadaş edindiğim birkaç kişi, eşimden bahsetmişti. Başta psikolojik durumum da iyi olmadığı için olumsuz cevap vermiştim. Sonra bir şekilde konuşmaya başladık. Ondan sonra anlaşabildiğimizi anladım. Daha sonra benim göz sorunum çıktı ama ondan önce hasta olduğum için birtakım endişelerim vardı zaten. Sonra göz tansiyonum olduğunu, gözümü kaybettiğimi ve göremeyeceğimi söylediler. Ben bunu duyunca tamamen bittim. O zaman eşimden ayrılmak istediğimi söyledim. Eşim, 'Niye' diye sorunca, 'Hem böbrek hastasıyım hem de gözümü kaybettim. Diğer gözümün de ne olacağını bilmiyorum' dedim. Eşim de sağ olsun, 'Ben gerekirse gözün olurum ama bu iş olacak' dedi. Ondan sonra açıkçası evlenmeye karar verdim. Evlendikten sonra da gerçekten mutlu oldum eşimle. Nakile, çalışmaya beni teşvik eden eşimdir, çekiniyordum çünkü.'
Nakilden önce diyalizin çok fazla zaman aldığını anlatan Arat, 'Nakilden sonraki 15. gün. 15 gündür diyalize girmiyorum ve hayatın daha uzun olduğunu anladım. Artık birlikte daha fazla zaman geçireceğiz. Üç ay sonunda da tamamen sosyal hayata dönebileceğiz' diye konuştu.
- 'Eşim babasından böbrek aldı, ben de çapraz nakil yöntemiyle başka bir hastanın yakınından'
Murat Arat da 'İlk 4-5 yıl diyalize alışmak çok zordu. Çok sıkıntılar yaşadık. Bundan sonra vücut ve psikolojik olarak bu sürece alıştık. Sosyalleşmeye başladık. İş hayatına atılmaya başladık ve hayatın gereksinimlerinin artık diyalizle beraber yapılabileceğini öğrendik' ifadesini kullandı.
Eşinin babasından ve kendisinin ailesinden uygun organ bulunamayınca çapraz nakil yöntemiyle başka bir hastadan böbrek aldığını dile getiren Arat, 'Bana, kendisi de 2,5 yıldır nakil olmayı bekleyen Fatma Şahin'in eşi Tahsin Şahin, Fatma Hanıma da kardeşim Miraç Arat böbreğini verdi' dedi.
Eşi Muazzez Arat'la diyaliz merkezindeki arkadaşları aracılığıyla iletişime geçtiklerini anlatan Arat, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'Tanıştıktan sonra süreç hızlandı ve biz 1 yıl içerisinde evlendik. Aslında beni anlayabilecek biriyle evlenmek çok iyi bir şey. Eşim, bu sayede her derdimi anlayabildi, her sorunuma çözüm olabildi. Bana her konuda destek oldu. Öğrenmemiz gereken çok şey olduğunu fark ettik çünkü yaklaşık 15 yıldır diyalize giriyordum. Ben bir yere diyaliz merkezini arayıp öyle gidiyordum. Tatil yerimi seçme şansım yoktu. Diyaliz merkezimi seçme şansım vardı ve ona göre tatilimi ayarlıyordum. Şimdi yapmak istediğimiz bazı şeyler var. Şimdi ıssız bir yere gidip eşimle 1 hafta kafa dinlemek istiyoruz.'
Murat Arat, kendi nakillerinde 3 alıcı, 3 de verici bulunduğunu belirterek, 'Öncelikle eşim, ben ve Fatma Hanım nakil olduk. 3 verici, 3 alıcımız var. Eşim babasından, ben Fatma Hanım'ın eşi Tahsin Bey'den, Fatma Hanım da kardeşim Miraç'ın böbreğini aldı. Hepimiz böbrek kardeşi olduk' şeklinde konuştu.
- 'Nakille ilgili en deneyimli ülkelerden biriyiz'
Medical Park Göztepe Hastanesi Organ Nakli Merkezi Başkanı Op. Dr. Aşkın Eroğlu da diyalizin çok büyük bir şans olduğunu söyleyerek, 'Kalp, karaciğer bekleyenlerin bir alternatifi yok ama böbrek hastaları diyalizle dört dörtlük olmasa da yaşamlarına devam ediyor. Bu, çok büyük bir şans. Teknoloji, koşullar geliştikçe, ülke zenginleştikçe evde diyaliz alternatifleri de çoğalıyor tabii ki' dedi.
Eroğlu, organ bağışındaki yetersizliğe de dikkati çekerek, şunları kaydetti:
'Bu durum, bu işle uğraşanların derin yarası. Biz burada böbrek nakli yapıp insanları sağlığına kavuşturuyoruz ama bunu daha çok canlıdan alarak yapıyoruz. Herkesin canlı nakil imkanı yok çünkü herkesin vericisi yok ama kadavra herkes için var. Bunu artırmak için de ayrıca çabalıyoruz ama çok yüz güldürücü sonuçlar yok. Bizde yüzde 80 canlıdan, yüzde 20 kadavradan yapılıyor nakiller. Avrupa'da bu oran tam tersi. Ne yazık ki listemizde 21 binden fazla bakanlıkta kayıtlı hasta var. Geçen yılki kadavradan bağış sayısı 472. Bunun bin civarı olması lazım ki talebi karşılaşın, yoksa liste giderek büyüyor. Her yıl binlerce kişi ekleniyor. Nakille ilgili en deneyimli ülkelerden biriyiz. Deneyimimiz artıyor, bize yurtdışından gelen hastalar nakil oluyor. Bununla ilgili deneyim problemimiz de yok. Bununla ilgili cerrahi, nefroloji ayağında da yurtdışındaki ülkelerden bir farkımız yok.'
Böbrek Hastası Çiftin Nakil Hayali Gerçek Oldu
Böbrek yetmezliğiyle mücadele ederken gittikleri diyaliz merkezinde tanışıp evlenen MuazzezMurat Arat çifti, organ nakliyle yeni bir yaşama adım attı Muazzez Arat babasının, eşi Murat Arat ise çapraz nakil yöntemiyle, kendisi gibi organ bekleyen başka bir hastanın böbreğiyle hayata tutundu Murat Arat: 'Şimdi ıssız bir yere gidip eşimle bir hafta kafa dinlemek istiyoruz'.