Yılda bir kez üye ülkelere yönelik yapılan ve 4. madde olarak da bilinen ayrıntılı gözden geçirme kapsamında IMF heyeti, 19-20 Eylül'de İstanbul'da özel sektör ve mesleki kuruluş temsilcileri ile görüşecek, 23 Eylül-1 Ekim arasında ise Ankara'da resmi temaslarda bulunacak.
IMF ile yarım asrı aşan ilişkiler, vatandaşların hafızalarında kriz dönemleri ve acı reçetelerle yer aldı. Türkiye'de en çok, Türkiye Masası Şefi olarak görev yapan Carlo Cottarelli ile 2001 krizinde gündemine gelen Fon, şimdilerde o dönemi yaşayanlar tarafından bile hatırlanmıyor.
-Bond çantalı günler geride kaldı
IMF ile ilişkilerde borçsuz bir döneme girilmesi vatandaşların zihnindeki kötü hatıraların bile silinmesini sağladı. 2001 krizi döneminde yanından ayırmadığı Bond çantası ile her gün ekranlarda boy gösteren IMF Türkiye Masası Şefi Carlo Cottarelli'nin ismi çok iyi bilinirken, şimdi heyetinin Türkiye'ye gelmesi dahi bir şey ifade etmiyor.
AA muhabirleri, sokaktaki vatandaşa IMF heyetinin Türkiye ziyaretine ilişkin düşüncelerini sordu.
Birçok kişi "IMF Başkanı kim?" sorusuna "bilmiyorum" yanıtını verirken, bazıları ise Fon'un adını bile bilmiyor. Bir vatandaş, "IMF'nin anlamını nedir?" sorusuna, "Uluslararası Merkez Bankası" yanıtını verirken, bir başka vatandaş ise Fon'un görevini "dünyada para alışverişini sağlamak" olarak tanımlıyor.
IMF'nin geçmişte Türkiye'ye sunduğu acı reçeteleri iyi bilen bazı vatandaşlar ise Carlo Cottarelli'yi zorlukla anımsarken, mevcut Türkiye Daimi Temsilcisi Mark Lewis hakkında hiçbir fikri bulunmuyor.
-"Bağlarımızı koparttığımız iyi oldu"
Gökhan Boğaoğlu isimli vatandaş, 2001 krizinde gündemden düşmeyen IMF'nin artık adının anılmadığını ifade ederek, "Eskiden 'IMF'den 2-3 milyar dolar gelecek' diye 8 sütuna manşetler atılırdı. Bence şu an için bir sıkıntı yok. Bağlarımızı koparttığımız çok iyi oldu. IMF'nin el atıp da batırmadığı ülke yok. Biz, Allah'tan toplumsal olarak biraz farklıyız da kendi içimizde düzeltiyoruz" diye konuştu.
Eskiden Cottarelli'nin ismini herkesin bildiğini belirten Boğaoğlu, şu anki yetkilinin adını ise bilmediğini dile getirdi. Bunun memnuniyet verici olduğuna işaret eden Boğaoğlu, Türkiye'nin artık IMF'ye borç verir duruma gelmesini "gayet güzel" diye nitelendirdi.
Atilla Yaman da "2001 krizi sırasında Türkiye'nin adeta suni teneffüsle yaşadığını, o dönemde alınan kararların ekonomiyi zayıflattığını" söyledi.
Türkiye'nin artık IMF ile anlaşma yapacağını düşünmediğini ifade eden Yaman, "IMF'ye dönmemiz demek 30 sene geriye gitmemiz demek" yorumunda bulundu. Yaman, 2001 krizinin, ekonomi iyi olduğu müddetçe ülkenin daha iyi yerlere geleceği konusunda ders olduğunu söyledi.
Türkiye'de kriz dönemlerinde IMF etkisini yaşamayan genç yaştaki vatandaşlar da konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundular.
IMF'nin bugünkü yetkililerini tanımadığını ifade eden 19 yaşındaki Halil İbrahim Yıldırım, Fon'a olan borcun kapanmasını ekonomi adına "büyük bir başarı" olarak gördüğünü kaydetti.
-Türkiye IMF'ye 5 milyar dolar borç verecek
Türkiye, 66 yıldır üye olduğu IMF ile bugüne kadar 19 stand-by anlaşması yaparken bunlardan sadece son 2'si süresi içinde tamamlanabildi. İlki Ocak 1961'de imzalanan bu anlaşmalardan 1999'daki DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümeti döneminde imzalanan 19. stand-by anlaşması, hükümet değişikliğine rağmen 2008'e kadar kesintisiz devam etti. Son anlaşmayla Türkiye, IMF'den toplam 45,5 milyar dolarlık kredi kullanırken bunun karşılığında IMF'ye 52,7 milyar dolarlık geri ödeme yaptı.
Küresel kriz ve sonrasındaki dönemde ekonomide başarılı bir performans sergileyen Türkiye, 2008'de IMF ile stand-by anlaşması yapmama kararı aldı. Fona olan borcunun 562,1 milyon SDR son taksit ödemesini 14 Mayıs 2013 itibarıyla gerçekleştiren Türkiye, böylece 52 yıllık borcunu sıfırlamış oldu.
2014-2016 döneminde IMF'nin İcra Direktörlüğünü yürütecek Türkiye, bu yeni dönemde Fon'a vereceği 5 milyar dolarla, "borç alma yerine borç verme" dönemini başlatmış olacak. Türkiye, bu dönemde en yüksek kota payına sahip ülkeler sıralamasında 32'nci sıradan 20'nci sıraya yükselecek.
Borç Bitti, Vatandaş IMF'yi Unuttu
Türkiye'nin, 2008'de yeni stand-by anlaşması yapmama kararı alması ve bu yılın mayıs ayında kredi borcunu sıfırlamasıyla vatandaşın belleğinden silinmeye başlayan Uluslararası Para Fonu'ndan bir heyet, gelecek hafta 4. madde gözden geçirmeleri için Türkiye'ye gelecek.