Bostan tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Bilindiği üzere; 18 Ocak 2007 tarihinde yürürlüğe giren Taşınır Mal Yönetmeliği 'Kaynağına ve edinme yöntemine bakılmaksızın kamu idarelerine ait taşınır malların kaydı, muhafazası ve kullanımı ile yönetim hesabının verilmesi, merkez ve taşrada taşınır yönetim sorumlularıyla bunlar adına görev yapacak olanların belirlenmesi ve kamu idareleri arasında taşınırların bedelsiz devrine ilişkin esas ve usulleri' düzenlemiştir. Taşınır Mal Yönetmeliğinin Geçici 3'üncü maddesinin 2'nci fıkrasında 'Diğer düzenleyici mevzuatta Ayniyat Talimatnamesine yapılan atıflar, bu Yönetmeliğe yapılmış sayılır' hükmü ile Ayniyat Talimatnamesi yürürlükten kaldırılmıştır" denildi. Bostan, "Söz konusu yönetmeliğin 6'ncı maddesinde 'Taşınır Kayıt ve Kontrol Yetkilileri, Harcama Yetkililerince, memuriyet veya çalışma unvanına bağlı kalmaksızın, taşınır kayıt ve kontrol işlemlerini bu Yönetmelikte belirtilen usule uygun şekilde yapabilecek bilgi ve niteliklere sahip personel arasından görevlendirilir' hükmü yer aldığından, ayniyat saymanlarınca yerine getirilen görevler Taşınır Kayıt ve Kontrol Yetkililerince yerine getirilmesi uygun görülmüştür" dedi. Hanefi Bostan şöyle devam etti:
"832 sayılı Sayıştay Kanunu'nda, Sayıştay'a karşı hesap verme sorumluluğu bulunan ve kadro unvanına karşılık çalışan Ayniyat Saymanlarının görevleri, Taşınır Mal Yönetmeliği ile unvana bağlı olmayan Taşınır Kayıt ve Kontrol Yetkilisine verilmiş olması açıkça bu kadroların işlevselliğine son vermiştir. Yapılan işe bağlı olarak belirlenen ÖHT almaya devam ediliyor olması da bir çelişkidir. Görüldüğü üzere, Taşınır Mal Yönetmeliği ile her ne kadar Ayniyat Sayman kadroları kaldırılmış olmasa da kurumlarda Ayniyat Saymanların yapmış olduğu işler kadro unvanına bağlanmadan Taşınır Kayıt ve Kontrol Yetkililerine verilmiş olması Ayniyat Sayman kadrolarında bulunan kişilerin yapmış oldukları iş niteliğinin ortadan kalkması nedeniyle, bu kadrolarda bulunan kişiler kadro unvanı itibariyle boşta kalmışlardır. Bu durumda 657 sayılı Kanunun ruhuna tamamen aykırılık teşkil etmektedir."
Türkiye Kamu-Sen İstanbul İl Başkanı Hanefi Bostan, "Yürürlükte bulunan mevzuata göre kadrolar ile ilgili düzenleme yapma yetkisi Maliye Bakanlığı'nda olmasına rağmen Maliye Bakanlığı sorunu hukuki yönden genel olarak çözmek yerine, sadece kendi personeli için çözüm üretmiş ve Maliye Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme, Unvan Değişikliği ve Atama Yönetmeliğinde 'Ayniyat Saymanı (Bakanlık merkezinde) görev yaptığı birimin Şube Müdürü unvanına, Ayniyat Saymanı (Taşra) görev yaptıkları birimin Şef unvanına atanırlar' şeklinde değişiklik yapılmıştır. Bakanlıkla yapılan görüşmelerde Kurumlarında bu yönetmeliği dikkate alarak değişiklik yapmaları gerektiği belirtilmiştir. Ancak, üniversiteler için düzenleme yapma yetkisi elinde olan Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı eş değer kadrolara atanma hakkı vermek bir tarafa, her zamanki gibi çalışanların özlük haklarını daha iyi bir düzeye getirmek yerine 08.03.2000 tarihli ve 23987 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yükseköğretim Üst Kuruluşları ile Yükseköğretim Kurumları Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliğinin 3'üncü bölümünün atanma şartları başlıklı (o) maddesinde ayniyat saymanlarına şube müdürü kadrolarına atanmada sınav şartı getirmiştir. Fakat 07.04.2004 tarih ve 25426 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yükseköğretim Üst Kuruluşları ile Yükseköğretim Kurumları Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılması Hakkındaki Yönetmeliğin 3 üncü maddesinin (o) bendinde Şube Müdürü kadrolarına başvurmada Ayniyat Saymanı unvanına yer verilmemiştir. Daha önceki yönetmelikler ile uygulamalarda şube müdürü kadrolarına başvurabilecek kadrolar içerisinde sayılan Ayniyat Sayman kadrosunun son düzenlemede farklı bir grup içerisinde sayılması verilen hakların geri alınmış anlamı taşıdığından, İstanbul Teknik Üniversitesi'nce Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı'na konu ile ilgili bir yazı yazılmış ve bu düzenlemenin hukuka aykırı olduğu bildirilmiş, ancak Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı cevabında 'ilk yapılan düzenlemede Ayniyat Saymanı kadrosunda bulunanların Şube Müdürü, Müdür Yardımcısı ve Uzman kadrolarına görevde yükselme suretiyle müracaat edebilmeleri hususunun da göz önünde bulundurulacağı düşünülmektedir' denilmiş ve dalga geçer bir ifade kullanmıştır" şeklinde konuştu.
Haklılıklarının ortada olduğunu savunan Bostan, "Konu daha sonra sözlü olarak ilgililerle yapılan mütealada aşağıdaki örnek verilmiş ve haklısınız ancak konunun muhatabının Başbakanlık ve Maliye Bakanlığı olduğunu bildirmişlerdir" ifadelerini kullandı.
Bostan'ın açıklaması şu şekilde sona erdi:
"Örneğin: Görev ve unvanların belirlenmesinde en temel gösterge maaş ve dereceleridir. Bir Şube Müdürü Daire Başkanından, bir doçent profesörden daha fazla maaş alamayacağı gibi. 1 inci derece bir Ayniyat Sayman kadrosunda bulunan bir kişinin ÖHT yüzde 135, ek göstergesi 2200 iken görevde yükselme sınavına girerek 3 derecedeki ÖHT yüzde 60 olan bir kadroya (şef kadroları 3. dereceli kadrolardır) atanması görevde yükselme mantığı ile bağdaşmayacağı aşikardır. Düzenleme yapılırken 3 ve üstü derecelerde Ayniyat Sayman kadroları ile Şef kadrolarının göz önünde bulundurulduğu oysaki 2 ve 1 inci derecelerde bulunan Ayniyat Sayman kadrolarında bulunan kişilerin özlük hakları Şef kadrolarından çok daha farklı olup Şube Müdürü kadroları ile aynı olduğu göz önünde bulundurulmadan, kurumlarda Görevde Yükselme Yönetmeliği hazırlandığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle;
a) Ayniyat saymanı kadrolarının kaldırılmamasına rağmen, görev ve sorumluluklarının sona ermiş olması, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun genel çerçevesi ve bu kadroda bulunanların kazanılmış özlük hakları göz önüne alındığında, bu kadrolarda bulunan kişilerin, özlük haklarına en uygun başka kadrolara atanmaları yönündeki düzenlemelerin yapılması,
b) Bu düzenleme kesinlikle kurumların inisiyatifine bırakılmadan kanun ya da Bakanlar Kurulu Kararı ile gerçekleştirilmesi,
c) Düzenleme yapılıncaya kadar; 31.12.2009 tarihine kadar geçmişte özlük hakları ile bir tutulan Şube Müdür kadrolarına verilen hakların verilmesinin sağlanması (ek ödeme oranının yüzde 53'ten yüzde 100'e çıkarılması),
d) Yıllarca kurumlarında Ayniyat Birimlerinin amiri konumunda bulunan ve altında şef, ambar memuru, sayman mutemedi gibi kişiler çalıştıran Ayniyat Saymanlarının; Taşınır Mal Yönetmeliği ve Görevde Yükselme Yönetmelikleri ile özlük haklarının ellerinden alınmaya çalışılmasının önüne bir an önce geçilmelidir."
Bostan: 'Ayniyat saymanlarının özlük hakları ellerinden alınmamalıdır'
Türkiye Kamu-Sen İstanbul İl Başkanı Hanefi Bostan, "Ayniyat saymanlarının özlük hakları ellerinden alınmamalıdır" dedi.