CANAN TÜKELAY - Afyonkarahisar Belediyesi bünyesindeki Taş Medrese'de, mezbahadan alındıktan sonra toprağa gömülen, çıkartılınca kuruması için bekletilen koç, manda ve sığır boynuzundan yapılan taraklar ilgi görüyor.
Boynuz tarak ustası Derya Yarımtepe (26), AA muhabirine yaptığı açıklamada, unutulmaya yüz tutmuş bu sanatı yaklaşık 3 yıldır yaptığını söyledi.
Belediyenin Taş Medrese'de açtığı geleneksel el sanatları kursları kapsamında öğrendiği boynuz tarak yapımını, şimdi de kursiyerlere öğrettiğini dile getiren Yarımtepe, 'Eskiden ninelerimizin, dedelerimizin kullandığı tarakları geleneksel yöntemlerle üreterek, bu sanatın yok olmaması için çalışıyoruz.' dedi.
Kullandıkları boynuzların, mezbahalar ve kasaplardan alınıp, belli bir işlemden geçirildikten sonra kendilerine geldiğini anlatan Yarımtepe, şöyle devam etti:
'Boynuzlar 1-1,5 yıl bekletiliyor. Bize kurumuş halde geliyor. Eğer boynuz kuru olmazsa tarak bükülme yapıyor. İçindeki kemik tabaka, kuruduktan sonra çıkıyor. Koç boynuzunda sadece sırt kısmını, manda ve sığırda tamamını kullanıyoruz. Önce boynuzu kesiyoruz. Isıtıp açtıktan sonra presliyoruz. Daha sonra zımparaya tutuyoruz. Tarak yapabilmek için ucunu üçken şekle getiriyoruz. Üzerini çizip, tek tek dişlerini açıyoruz, en son cilasını yapıyoruz.'
Yarımtepe, boynuz tarağın plastikten üretilenlerden farklı olduğuna işaret ederek, 'Boynuz, tıpkı saç ve tırnak gibi keratin içerdiği için saça daha uyumlu. O yüzden saçta kırılma, dökülme, elektriklenme yapmıyor. Kırılmadığı için insanın saçı da çok fazla dökülmüyor. Ayrıca parazitlerden koruyor, kan dolaşımını hızlandırıyor. Uçları biraz sivri, tarama sırasında bir süre batabiliyor, deriyi rahatsız ediyor ama daha sonra alışılıyor. Kepeği de önlüyor.' diye konuştu.
- Çeyiz için alanlar çoğunlukta
Boynuz tarağın değerini bilerek almaya gelenler olduğu gibi, Taş Medrese'yi ziyaretlerinde ürünleri ilginç bulup alan çok sayıda turistin olduğunu aktaran Yarımtepe, 'Büyüklerimiz eskiden, evladiyelik olduğu için kızların ve erkeklerin çeyizlerinde mutlaka boynuz tarakların olmasına dikkat edermiş. Bu geleneği bugün de sürdürenler var. Yazın düğün döneminde olduğumuz için birçok ziyaretçi, çeyizleri için tarak almaya geliyor.' ifadelerini kullandı.
Taş Medrese Müdürü Ali Örk ise amaçlarının unutulmaya başlayan Anadolu kültürüne ait değerleri yeniden canlandırmak olduğunu bildirdi.
Kentte 1957 yılına kadar boynuz tarak yapan bir ustanın vefat etmesiyle bu mesleğin sona erdiğini anlatan Örk, şunları kaydetti:
'Afyonkarahisar ekonomisi büyük ölçüde hayvancılığa dayalı. Et sektörü oldukça yaygın. Bunun yanında kemik ve boynuzlar da yıllarca çeşitli şekillerde değerlendirilmiş. Baston ve bıçak sapı, tarak yapımında kullanılmış. Tabii bu zamanla unutulmuş. Biz de belediye olarak geleneksel sanatların yeniden canlanması için gayret sarf ediyoruz. Allah'a şükür bu konuda önemli mesafe aldık. Kursiyerlerin ve vatandaşların ilgisi de bizi mutlu ediyor.'
Boynuz Hünerli Ellerde Tarağa Dönüşüyor
Afyonkarahisar Taş Medrese'de toprağa gömülüp kurutulduktan sonra işlenen koç, manda ve sığır boynuzundan yapılan taraklar ilgi görüyor Boynuz tarak ustası Derya Yarımtepe:'Büyüklerimiz eskiden, evladiyelik olduğu için kızların ve erkeklerin çeyizlerinde mutlaka boynuz tarakların olmasına dikkat edermiş. Bu geleneği bugün de sürdürenler var. Yazın düğün döneminde olduğumuz için birçok ziyaretçi, çeyizleri için tarak almaya geliyor'