Bozdağ’da Altın Arama Çalışmalarına Ret

Bozdağ’ın eteklerinde altın çıkarmak için Maden İşleri Genel Müdürlüğü’ne 24 Ocak’ta proje veren Türk, Norveç ve Alman ortaklığı ile kurulmuş madencilik şirketinin ruhsatının yenilenmesi için yaptığı başvuruya, bölgede inceleme yapan İzmir İl Genel Meclis

Küçük Menderes havzasının, İzmir tarımı için çok önemli olduğu, yörede bulunan 13 köyün halkının madeni istemediği ifade edilen raporda "Birgi yöresinde altın arama faaliyetlerinin bölge insanına, hayvanlarımıza geriye dönüşü mümkün olmayan ölçüde zarar vereceği, ülke ekonomisine büyük katkı sağlayan tarımı yok edeceği gerekçesiyle bölgede altın arama faaliyetine son verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır" denildi. Ayrıca raporda, İzmir İl Genel Meclisi kararının Enerji Tabii Kaynaklar Bakanlığı, ÇevreOrman Bakanlığı, Tarım Köyişleri Bakanlığı ile TBMM’de grubu bulunan partilere gönderilmesi istendi. İl Genel Meclisi’nin CHP’li Ödemişli üyesi Erol Soyuer’in hazırlayıp Necati Tatlı, Adnan Saygılıer ve Emin Davran’ın da imzasıyla sunulan önergenin ardından İzmir İl Genel Meclisi’nin, Tarım Hayvancılık, Çevre ve Sağlık ile Enerji ve Doğal Kaynaklar komisyonlarının hazırladığı ortak raporu Tarım ve Hayvancılık Komisyonu Başkanı Yusuf Vangöl okudu. Vangöl’ün okuduğu rapor, Meclis’in CHP, AK Parti ve MHP’li üyelerinin oy birliği ile kabul edildi. AK Parti Ödemiş üyesi Mehmet Emin Davran, şirketin üç yıllıkarama ruhsatı aldığını, ardından süreyi iki yıl uzattığını, 24 Ocak tarihinde Maden İşleri Genel Müdürlüğü’ne proje sunduklarını dile getirerek, "Küçük Menderes Havzası’nın geleceği için siyaseti bir kenara bırakıp birlikte bütün gücümüzle mücadele etmemiz gerekiyor. Bu havzada altın çıkarılmasını istemiyoruz" dedi. CHP’li Hüseyin Emre Özer de maden ruhsatı yetkisinin il genel meclislerine verilmesi gerektiğini savundu. 13 KÖY HALKI ETKİLENECEKRaporda şu ifadelere yer verildi: "İl Genel Meclisimizin 11.01.2011 günlü birleşiminde, komisyonlarımıza havale edilen; Ödemiş İlçesi Bozdağ Birgi bölgelerinde, Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nden alınan altın arama ruhsatının yenilenmesi konusunda araştırma ve inceleme yapılması hususundaki önerge üzerine komisyonlarımız, 18.01.2011 günü Ödemiş İlçesi Bozdağ ve Birgi bölgelerinde, altın aramanın yapıldığı bölgelerde incelemelerde bulunmuştur. Komisyonlarımız, yapmış oldukları incelemeler sonucunda; KüçükMenderes havzasının Birgi ve çevresindeki 519 hektarlık bir alanda, Türk, Norveç ve Alman firmalarının ortaklaşa kurduğu özel bir şirket tarafından yapılan altın arama çalışmalarının Birgi belde halkı ve civardaki yaklaşık 13 köy halkı ile Küçük Menderes havzasında yaşayan binlerce insanı huzursuz hale getirdiğini tespit etmiş bulunmaktadır."TARIM ALANLARI BOZULACAK Yapılan incelemeler sırasında; altın aranılacak bölgede, sayıları yeni dikimlerle gittikçe artan ve halihazırda 120.000 adet civarında olan kestane ağacı sayesinde, yılda 3000 ton kestanenin yanı sıra dünya incir üretiminin yüzde 8’i ve de ülkemizde üretilen incirin ise yüzde 20’sinin Küçük Menderes havzasında üretildiği tespit edilmiştir. Dünyada ağaç başına düşen en yüksek verim, en yüksek besin değeri ve ince kabuklu Sarı Lop incir çeşidinin, altın arama bölgesinin hemen aşağısında bulunan İrimağzıdenilen yörede yetiştirildiği de tespitlerimiz arasında yer almaktadır. Ayrıca ülkemizin aşılı meyve fidanı üretiminin yarısı ile ilimiz patates üretiminin yüzde 95’i, ülkemizde üretilen patatesin yüzde 10’u, altın arama işleminin yapılması sonucunda etkilenecek olan bu havzada üretilmektedir."Raporda ayrıca, bu bölgede özellikle altın arama işleminin yapılacağı ağaçsız yerlerde, biri sarı geven olmak üzere 3 tanesi dünyada sadece bu bölgede bulunan 70 tür endemik bitkinin doğal olarak yetiştiğine dikkat çekilerek şöyle denildi: "Bölge bu nedenle tam bir doğal sit alanı halindedir. 500.000 insanımızın yaşadığı Küçük Menderes havzası; İzmir tarım alanlarının yüzde 51’ini ve ilimiz tarım hasılasının yüzde 70’ini tek başına karşılamaktadır. Havza aynı zamanda; ülkemizdeki büyükbaş hayvansayısının yüzde 4’ü ülkemizde üretilen çiğ sütün ise yüzde 10’unu tek başına temin etmektedir."TARIM CENNETİ BÖLGE DEĞERİNİ KAYBETMESİNRaporda, işte tüm bu nedenler yüzünden Küçük Menderes havzasının tam bir tarım cenneti özelliği taşıdığı belirtilerek şu ifadeler kullanıldı: "Bu tarım cenneti; Küçük Menderes havzasının kuzey yamaçlarında, yaklaşık 1170 metre rakımda geniş bir alanda yapılacak altın çıkartma faaliyetleri sayesinde yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bulunmaktadır. Küçük Menderes havzasını olumsuz yönde etkileyecek olan altın arama ve işleme faaliyetleri sonucunda, elde edilecek olan altının toplam değeri ise buhavzanın yıllık tarım ürünleri değeri yanında adeta yok denecek kadar azdır." Küçük Menderes havzasında yaşayan ve geçimini tarımdan sağlayan binlerce insanın yaşamının bu faaliyet sonucunda sağlık ve ekonomik olarak olumsuz yönde etkileneceği belirtilerek şöyle denildi: "Asıl en büyük tehlike ise; bölgede siyanürle altın arama ve işleme faaliyeti sonucu ortaya çıkacak olan başta arsenik olmak üzere ağır metallerin, yer altı sularına karışması neticesi bu suları tüketen havzadaki binlerce insanın yanı sıra bu suları tüketen büyük ve küçükbaş hayvanların zehirlenecek olmasıdır.Bunun dışında havzadaki yer altı sularını üretimde kullanan çok sayıdaki gıda işyerlerinde üretilen ürünlere, bu ağır metaller kolayca bulaşabilecek ve bu gıdaları tüketen insanların sağlığı maalesef olumsuz yönde etkilenebilecektir. Ayrıca; ileriki yıllarda olası bir su sıkıntısı karşısında ağır metallerle bulaşacak olan bölgedeoket tarafından yapılan altki yer altı su kaynaklarından tıpkı geçen yıllarda olduğu gibi belki de İzmir’in su ihtiyacını karşılamak amacıyla su alınacak ve bu suları kullanacakolan yüz binlerce insanımızın sağlığı tehlike altına sokulacak."BİNLERCE KİŞİNİN SAĞLIĞI TEHDİT ALTINDAHazırlanan raporda şu konulara da dikat çekildi: "Her üç komisyon olarak, altın arama işleminin yapıldığı bölgedeki arazi üzerinde yapılan incelemeler sırasında; arazinin mevcut kayaç ve topografik yapısı ve bölgede oluşan depremler sonucu, büyük küçük derin çatlakların mevcut olması, bölgede altın işleme çalışmaları sırasında ortaya çıkacak olan ağır metallerin, yağışlarla bu yarık ve çatlaklardan yer altı sularına bulaşabileceği kanaatine varılmıştır. Bölge çiftçileri ve muhtarları ile yapılangörüşmelerde, görüşülen tüm kişiler bizim altınımız kestane. Biz, geleceğimiz için bölgede altın arama faaliyetine son verilmesini istiyoruz."Raporda ayrıca şu noktalara değinildi: "Komisyonlarımız; antik çağlardan beri, önemli medeniyetlere ev sahipliği yapmış özellikle coğrafi konumu itibariyle yukarı Küçük Menderes havzasının Birgi ve çevresindeki altın arama faaliyetlerinin, bölge insanımızın yanı sıra havzada yaşayan insan ve hayvanlarımızın sağlığını önemli geri dönüşü olmayan ölçüde olumsuz yönde etkileyeceği, ülke ekonomimize çok ciddi katkılar sağlayan bölge tarımımızı yok edebileceği gerekçesiyle, bölgede altın arama faaliyetine sonverilmesi gerektiği sonucuna varmıştır. Bu nedenle, komisyonlarımız; konunun aciliyeti ve havzada yaşamını sürdüren yaklaşık 500.000 civarındaki insanımızın sağlığı ile havza tarımının geleceğini koruma amacıyla, düzenlemiş olduğumuz ortak komisyon raporumuzun İl Genel Meclisimiz tarafından, Başbakanlığa, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na, Çevre ve Orman Bakanlığı’na, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’na ve TBMM’de grubu bulunan tüm partilerimizin Grup Başkanvekillerine gönderilmesini talep etmektedir."
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile