Bu hafta vizyona giren filmlerin hepsi birbirinden iddialı.
'X-Men: Birinci Sınıf', 'Dehşet Evi', 'Koğuş', 'Hangover II', 'Kaledeki Yalnızlık' ve 'Gördüğüm En Güzel Kadın' bu hafta sinama severlerle buluşuyor.
X-MEN: BİRİNCİ SINIF (X-Men: First Class)
2006-2007 yılları arasında, Jeff Parker'ın kaleme aldığı, Roger Cruz'un çizimlerini yaptığı çizgi roman serisinden uyarlanan X-Men: First Class'ta, serinin önceki filmlerinden tanıdığımız kahramanlarımızın gençlik yıllarına gidiyoruz.
X-Men Birinci Sınıf, X-Men serilerinin destansı başlangıcını, Soğuk Savaş’ın arkasında yatan gizli tarihi ve ve nükleer mahşerin eşiğindeki dünyamızı açığa çıkarıyor. Birinci Sınıf birliği mükemmel güçlerini keşfedip, kontrol altına almayı öğrenip, güçlerini kabullendikçe, kahramanlarımızla X-Men dünyasındaki kötüler arasındaki ebedi savaşa şekil verecek birlikler oluşuyor.
X-Men Birinci Sınıf, X-Men serilerinin kökenine iniyor ve dünyada çapındaki olayların ardındaki gizemli hikayeyi açığa çıkarıyor. Yıl 1963... Charles Xavier okula başlar ve ardından insanüstü yeteneklere sahip insanlar için oluşturulmuş takıma katılır. Bu grubun içinde en yakın arkadaşı Erik Lensherr da vardır. Erik, çok yakın zamanda en büyük düşmanı olacaktır...
'X-Men Birinci Sınıf' filminin detayı için tıklayınız...
DEHŞET EVİ (Kidnapped)
Yeni evlerine taşınan Joven ailesi, eve yerleşmeye başladıkları ilk akşam eve zorla giren üç kişinin şokunu yaşarlar. Aile fertleri, hayatta kalmak için yüzleri maskeli üç adamla evin içinde kedi-fare oyunu oynamak zorundadırlar...
'Dehşet Evi' filminin detayları için tıklayınız....
KOĞUŞ (The Ward)
Uzun metraj filmlere on yıl ara vermiş olan korku ustası John Carpenter akıl hastanesinde geçen bir slasher ile geri dönüyor. Koğuş düşük bir bütçeyle işin özüne dönen ve psikolojik uygulamaların günümüzdeki kadar ileri olmadığı 1966’da geçen yepyeni bir korku klasiği. Bir çiftliği yakan Kristen, yalnızca kadın hastaların bulunduğu bir akıl hastanesine kapatılır. Hiçbir şey hatırlamamaktadır. Kısa süre sonra, vahşi ve çirkin bir hayalet onu ve diğer hastaları taciz etmeye başlar. Ölü bedenler arttıkça, işkence gören ruhlar acı çektikçe Kristen hayatta kalmak için mücadele etmek zorunda kalacaktır.
'Koğuş' filminin detayları için tıklayınız...
HANGOVER II: FELEKTEN BİR GECE DAHA
Gülmeye hazır olun, ilk filmi olay olan ve geniş bir hayran kitlesi yaratan The Hangover kaldığı yerden devam ediyor. Kahramanlarımız yine bir eğlence sonrası başlarını geleni sorgulamaya başlıyor ve izini sürüyor. Phil, Stu, Alan ve Doug, Stu’nun düğünü için Tayland’a giderler. Las Vegas’taki unutulmaz bekârlığa veda partisinden sonra Stu işini şansa bırakmayıp sakin bir düğün öncesi kahvaltısı yapmayı tercih eder. Her şey plânlandığı gibi gitmeyebilir. Vegas’ta olan Vegas’ta kalabilir ama Bangkok’ta olanlar hayal bile edilemez.
'Hangover II: Felekten Bir Gece Daha' filminin detayları için tıklayınız...
GÖRDÜĞÜM EN GÜZEL KADIN (The First Beautiful Thing)
Güzelliği dillere destan Anna, kocasından şiddet gördüğü için iki çocuğuyla birlikte evini terk eder ve 1970’lerin İtalya’sında oyuncu olmak için büyük bir maceranın içine girer. 40 yıl gibi uzun bir zamanı kapsayan film, Anna ve iki çocuğunun yıllar içinde değişen hayatlarını, İtalya’nın değişen yüzünü de ortaya koyuyor. 2011 yılında İtalya’nın Oscar adaylığı için seçtiği ve İtalya’da 2010 yılının en çok izlenenlerinden biri olan Gördüğüm En Güzel Kadın, sıcak bir yapım.
'Gördüğüm En Güzel Kadın' filminin detayları için tıklayınız...
KALEDEKİ YALNIZLIK
Kaledeki Yalnızlık futbol üzerine kurgulanmış bir film gibi görünse de içinde barındırdığı aile ilişkileri, yoksulluk, çaresizlik ve geçmişle hesaplaşmalar nedeniyle temelde naif bir "kaybetmiş adam" hikayesi. Nurettin (Numan Çakır), futbolda parlak dönemler yaşarken geçirdiği trafik kazası sonucu hem eşini hem de geleceğini kaybetmiştir. Onu hayata bağlayan tek neden oğlu Feyyaz'dır (Tolga Sarıtaş). Nurettin, 3. Lige çıkma hayalleri kuran ve başkanlığını gayri işler yapan bir adamın yaptığı (Erkan Can) amatör takımında oynamaktadır. Futbolda kale, dramatik bir bölgedir ve çoğunlukla kaleciler saha içinde yalnızlardır. Nurettin’in eniştesi (Menderes Samancılar) bir lunaparkta çalışmakta ve şans oyunları ile makus talihini değiştirmeyi düşlemektedir. Ablası (Nur Sürer) sıradan bir ev kadınıdır. Uzun yıllar sonra Almanya dan gelen Zenoş teyze (Özlem Tekin) görüntüde uçuk bir 3.kuşak Almancı gibi görünse de sıcaklığı ile evde eksik olan rengi tamamlayacaktır. Ünlü futbolcu Ümit Karan, Zenoş teyzenin Almanya'dan çocukluk arkadaşıdır.
'Kaledeki Yalnızlık' filminin detayları için tıklayınız...
Bu hafta vizyona giren filmler - 03.06.2011
Bu hafta sinemalarda birbirinden iddialı filmler vizyona giriyor. İşte vizyona giren yeni filmler...