'Bu İş Bir Parti Meselesi Değildir, Bu İş Bir Memleket Meselesidir'

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: (2) 'Şu soruyu hep beraber Yörük Türkmenlerin sorması lazım. 15 yıl önce, 16 yıl önce kimse Türkiye'nin bir beka sorunu vardır demiyordu. Ne oldu da 15 yılın sonunda Türkiye'de bir beka sorunundan, Türkiye'de bir gelecek sorunundan, Türkiye'de bir vatan sorunundan söz ediyoruz. 15 yılda bu ülkeyi nereye götürdüler. Herkesin oturup düşünmesi lazım. Bakın bunun partilerle bir ilgisi yok, bu bir memleket meselesidir' 'Şimdi 2018'in Türkiye'sinde devleti bir kişiye teslim ederseniz 1919'da neler yaşandıysa, 1916'da neler yaşandıysa, benzer bir sorunu yaşayabiliriz. O nedenle çıkıp bugün bilge insanlar Türkiye'nin geleceğinden endişe ediyorlar. 'Ne olacak' diyorlar. Biz birlikte çalışmak zorundayız. Bu iş bir parti meselesi değildir, bu iş bir memleket meselesidir, adalet meselesidir'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Şu soruyu hep beraber Yörük Türkmenlerin sorması lazım. 15 yıl önce, 16 yıl önce kimse Türkiye'nin bir beka sorunu vardır demiyordu. Ne oldu da 15 yılın sonunda Türkiye'de bir beka sorunundan, Türkiye'de bir gelecek sorunundan, Türkiye'de bir vatan sorunundan söz ediyoruz. 15 yılda bu ülkeyi nereye götürdüler. Herkesin oturup düşünmesi lazım." dedi.

Kılıçdaroğlu, İçel'in Silifke ilçesindeki Gökbelen Yaylası'nda düzenlenen Silifke Yörük Türkmen Çalıştayı'nda yaptığı konuşmada, adaletin kendilerinin vazgeçilmezi olduğunu belirtti.

Adalet için, vatan için, güzel bir Türkiye'de hep beraber yaşamak için mücadele ederken, 2018'in Türkiye'sinde neler olduğuna da bakılması gerektiğini anlatan Kemal Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"2018'in Türkiye'sinde Türkiye'nin beka sorunu vardır diyorlar. Şu soruyu hep beraber Yörük Türkmenlerin sorması lazım. 15 yıl önce, 16 yıl önce kimse Türkiye'nin bir beka sorunu vardır demiyordu. Ne oldu da 15 yılın sonunda Türkiye'de bir beka sorunundan, Türkiye'de bir gelecek sorunundan, Türkiye'de bir vatan sorunundan söz ediyoruz. 15 yılda bu ülkeyi nereye götürdüler. Herkesin oturup düşünmesi lazım. Bakın bunun partilerle bir ilgisi yok, bu bir memleket meselesidir. Ben size neden bu ülke bu hale geldi tarihten ve günümüzden bir örnek vereceğim. Tarihten örnek Çanakkale. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı'nın önsüzünü yazdığı Çanakkale. Yedi düvele karşı mücadele edilen Çanakkale. Her karış toprağında şehitlerimiz ve şehitlerimizin kanının olduğu Çanakkale. Her ilden şehidimizin olduğu Çanakkale. Hiçbir ayrım yapmadan her kimlikten, her inançtan, her yaşam tarzından şehidimizin olduğu Çanakkale. O Çanakkale'de yedi düvele karşı mücadele ettik ve 'Çanakkale Geçilmez' destanını yazdık. Bu destan üzerine batının egemen güçleri geldikleri gibi gittiler. Ama fazla sürmedi. 1919'de bir adam çıktı, çünkü devlet tek adama teslim edilmişti. Bir kişi çıktı, dönemin padişahı çıktı, 1919'da dedi ki 'Çanakkale'yi o güçlere açacaksınız.' O güçler, daha önce geçemedikleri Çanakkale'den kendi bayraklarıyla geçtiler ve geldiler Marmara Denizi'ne. Sarayın önünde demirlediler, kendi bayraklarını astılar ve İstanbul'un payitahtını işgal ettiler. Gerçekten üzülüyorum, vicdan azabı duyuyorum. Onu gören bir kahraman vardı, sizin, bizim kahramanımız, yörüklerin kahramanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Dedi ki 'Geldikleri gibi gidecekler'. Emin olun vicdanım sızlıyor. 1916'larda geçilemeyen bir yeri, boğazı 1919'da nasıl gider teslim edersin. Devleti bir kişiye teslim ederseniz, bir kişinin iradesine teslim ederseniz bu sonuç doğar işte. Çünkü devlet bir kişi değildir. Devlet farklıdır. Devletin temelinde adalet vardır. Adaletin olmadığı yerde devlet olmaz. Şimdi 2018'in Türkiye'sinde devleti bir kişiye teslim ederseniz 1919'da neler yaşandıysa, 1916'da neler yaşandıysa benzer bir sorunu yaşayabiliriz. O nedenle çıkıp bugün bilge insanlar Türkiye'nin geleceğinden endişe ediyorlar. 'Ne olacak' diyorlar. Biz birlikte çalışmak zorundayız. Bu iş bir parti meselesi değildir, bu iş bir memleket meselesidir, adalet meselesidir."

Kılıçdaroğlu, adaletin sadece bir kişi, bir toplum, bir kimlik veya bir millet için değil, dünyada yaşayan bütün milletler için geçerli olduğu belirterek, demokrasiyi büyütüp güçlendirmek gerektiğini aktardı.

Başkalarının ürettiğinin tükettirilmek istendiğini savunan Kılıçdaroğlu, "Diyorlar ki Türkiye 80 milyon. 80 milyonu kim besleyecek, kim doyuracak? Egemen güçler mi doyuracak, bizim insanımız mı doyuracak? Bizim çiftçimiz mi doyuracak, Fransa'nın, Almanya'nın Hollanda'nın çiftçisi mi doyuracak? Biz, bizim çiftçiden yanayız. Bizim çiftçimiz çalışsın, üretsin, kazansın." diye konuştu.

Silifke ve İzmir'de belediyelerin yaptığı çalışmalara değinen ve üreticilerin kooperatif kurmasının faydalarını anlatan Kılıçdaroğlu, kendi belediyelerinin olduğu yerlerde kırsal kesimdeki çiftçinin mağdur olmadığını kaydetti.

- "Bu bizim görevimiz, ülkeyi tefecilerden kurtaracağız"

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, her Yörük ve Türkmen'in "16 yıldır bu ülkede işsizlik sorunu niye çözülmedi, 16 yıldır bu ülkede emekli niye rahat bir nefes almadı, 16 yıldır bu ülkede çiftçi niye mutsuz, hayatından memnun değil, 16 yıldır Türkiye neden tefecilere teslim edildi." sorularını sorması gerektiğini vurguladı.

"15 yılda yurt dışındaki bir avuç tefeciye ödenen para 150 milyar dolar. 150 milyar doları sizler ödediniz." diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Çiftçiye, emekliye vermediler onlara verdiler. Diyorum ki benim söylediğim 150 milyar dolar yanlışsa 'Ey Kılıçdaroğlu', sık sık söylüyorsun, 'Ey Kılıçdaroğlu, ey Kılıçdaroğlu, 150 milyar dolar yalandır de'. Diyemiyor, söyleyemiyor. 15 yılda 150 milyar doları siz dışarıdaki bir avuç tefeciye ödüyorsanız yakayı tefeciye kaptırmışsınız demektir. Hükümetin yakası tefeciye kaptırılmış durumda. Yörük Türkmenleri kardeşlerime sesleniyorum, vatan, bayrak dedik, beraber yaşayalım, huzur içerisinde yaşayalım dedik ama bir görevimiz daha var, ülkeyi tefecilerden kurtarmak. Bu bizim görevimiz, ülkeyi tefecilerden kurtaracağız."

"Sizin için bir Yörük Ali Efe, nasıl çalışıyorsa öyle çalışacağım. Dadaloğlu nasıl zulme karşı çıkmışsa sözüm söz Dadaloğlu gibi bütün zulme karşı çıkacağım." değerlendirmesinde bulunan Kılıçdaroğlu, "Boşuna mı Türkmen kültürü bizim ruhumuzda var diyoruz. Boşuna mı Dadaloğlu diyoruz biz, boşuna mı Kuvayımilliye diyoruz. Bugün dağlarda özgürce yaşayanlar, eğer ülkenin geleceğinden endişe duyuyorlarsa hepimizin sorumluluğu var demektir. Kime karşı önce bayrağımıza karşı, kime karşı vatanımıza karşı, kime karşı çocuklarımıza karşı." diye konuştu.

(Sürecek)
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile