Bu Proje Üzüm Çesitlerini Eksi 35 Dereceye Kadar Dayanikli Hale Getirecek

Bu Proje Üzüm Çesitlerini Eksi 35 Dereceye Kadar Dayanikli Hale Getirecek

SAMSUN – Ondokuz Mayis Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Ögretim Üyesi Doç. Dr. Bülent Köse tarafindan yürütülen proje ile üzüm çesitleri eksi 35 dereceye kadar dayanikli hale getirilecek. Köse, “Üzümlerin ülkemizde Erzurum, Kars, Ardahan gibi sert kis soguklarinin oldugu iklimlerde dahi yetisebilmesini hedefliyoruz” dedi.

OMÜ Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Bag Yetistiriciligi ve Islahi Anabilim Dali Ögr. Üyesi Doç. Dr. Bülent Köse’den alinan bilgilere göre, "vitis vinifera L." türüne giren kültür asmasi çesitlerinin büyük çogunlugu kis soguklarina karsi hassas olmasi ve bunlarin soguk-karasal iklimlerde yetistiriciligi önemli bir sorun olarak görülüyor. Avrupa asmalari olarak bilinen vitis vinifera çesitlerinde asma gözleri dönem ve çesitlere bagli olarak eksi 15 derece ile eksi 25 derecenin derecenin altindaki düsük sicaklarda don zararina ugrayabiliyor. Asiri kis soguklarinin hakim oldugu iç veya dogu bölgelerimizde asma sürgünlerinin topragin veya karin altinda gömülmeleri ile yapilan yetistiricilik hem zahmetli hem de masrafli bir uygulama oluyor. Gelistirilen bu proje ile üzüm çesitlerinin eksi 35 dereceye kadar dayanilmasini hedefleniyor. Böylece hem ekonomik kayiplarin hem de bazi bölgelerde üzüm yetistirilmesinin önü açilmis olacak.

"Büyük oranda basari sagladik"

Proje hakkinda bilgi veren Doç. Dr. Bülent Köse, "Kis soguklarina dayanikli üzüm çesitlerinin gelistirilmesi projesi yapiyoruz. Ilkbahar geç tonlarindan etkilenmeyecek geç uyanan üzüm çesitlerini gelistirilmesini hedefliyoruz. Çekirdekli veya çekirdeksiz, beyaz ya da renkli üzüm çesitlerinin gelistirilmesi yönünde üniversitemiz tarafinda desteklenen proje ile yürütmekte oldugumu bir çalismadir. Kültür asmasi en çok eksi 25 dereceye kadar dayanimi olan bir türdür. Ülkemizde iç ve dogu bölgelerimizde kis sicakliklarinin eksi 30 derecelere kadar düstügünü görüyoruz. Bu da yillik sürgünler üzerindeki gözlerin donmasina ya da verim kayiplarina neden oluyor. Burada yaptigimiz çalismada 2 farkli soguga dayanikli üzüm çesidinden aldigimiz polenlerle Karadeniz Bölgesi’nde yetisen kokulu üzüm çesitleri ile bazi sofralik üzüm çesitlerini melezleyerek soguga dayanikli üzüm çesitleri gelistirmeyi amaçliyoruz. Kullandigimiz tozlayicilar ise eksi 40 dereceye kadar dayanikli olan Kuzey Amerika orjinli üzüm çesitlerinden elde edilen polenlerdir. Melezleme yoluyla elde ettigimiz üzüm çekirdeklerini çimlendirerek, bu bitkilerde dona dayanim testi yapiyoruz. Bu sene laboratuvar ortaminda yaptigimiz dona dayanim testlerinden olumlu sonuçlar aldik. Eksi 30 derece ve üzerinde dayanimi olan genotipler belirledik. Bu çalisma uzun soluklu bir çalisma olacak. Elde ettigimiz genotiplerin ülkemizde Erzurum, Kars, Ardahan gibi iklimlerde dahi yetisebilmesini hedefliyoruz" dedi.

Yurdun iç bölgelerinde kisin sicakliklarin zaman zaman eksi 30 derecelerin dahi altina kadar düstügünü belirten Köse, "Iklim degisikligi etkileri yildan yila daha fazla hissediliyor. 2021 yili Subat ayi içerisinde Bolu’da sicakligin eksi 30 derece olarak ölçülmesi, iklim degisikliginin etkilerinin ilerleyen dönemlerde daha siddetli hissedilebilecegini göstermektedir. Yürütmekte oldugumuz soguga dayanikli üzüm çesitlerinin gelistirilmesi projesi kapsaminda Kuzey Amerika orjinli, eksi 40 dereceye kadar dayanimi yüksek vitis riparia kökenli üzüm çesidine ait çiçek tozlari kendi üzüm çesitlerimiz ile melezlenmektedir. Elde edilen melez bitkilerden dona dayanimi yüksek olarak belirlenen adaylarin, ülkemizin Erzurum, Kars gibi çok soguk iklimlerinde dahi yetisebilmesi hedeflenmektedir. Bagcilikta yetistiricilik asamasinda sikça karsilasilan sorunlardan bir diger sorun da ilkbahar geç donlaridir. Ülkemizde mart ayinin sonu ile nisan ayinin ilk haftasina denk gelen günlerde sik sik geç donlar meydana gelmektedir. Meyvecilikte oldugu gibi bagcilikta da ilkbahar geç donlari yetistiriciler açisindan önemli bir sorundur. Yürüttügümüz bu projede ayni zamanda geç uyanan, ilkbahar don riski olan bölgelerde yetisebilecek çesitlerin gelistirilmesi de hedeflenmektedir. Bu sayede ilkbahar geç donlarinin meydana getirdigi ekonomik kayiplarin azaltilmasina da katki saglanmis olacaktir" diye konustu.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile