'Bu Yapı Yüzünden Alın Teri İhlal Edildi'

NEÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Altıntaş: 'Maalesef bu yapı hedefine ulaşabilmek için makyavelist bir İslam anlayışına sahiptir ve her şeyi mübah görmektedir. Kur'anı Kerim'de, Hz. Peygamberin sünnetinde, alın terine, insanın emeğine saygı duyulması ve Müslüman'ın helal kazançtan yana tavır koyması gerektiği anlatılır' 'Bu yapı yüzünden maalesef alın teri ihlal edildi ve değişik hilelerle bu milletin çocukları gayret etmesine rağmen emeklerinin karşılığını alamadı. Hak etmeyen kimselere sınavlarda geçerli puanlar verildi. Bu da haram kazanç olarak gözükmektedir' NEÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Işıcık: 'Bu yapı, ehli sünnet ile hiçbir alakalarının olmadığını kendileri açığa vurdu. Çünkü ehli sünnette darbe yoktur' NEÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çeker: 'Peygamber Efendimiz savaşlarda bile karşı tarafın çok az zaiyatla işini bitirmeyi planlamıştır. Savaşta bile karşı tarafın mümkün olduğu kadar öldürülmemesini planlayan bir dinin mensubu olarak, insan öldürmeye şiddetle karşıyız. İnsan öldüren, kul hakkına giren ve kamu malına zarar verenler mutlaka bunun ceremesini çekmelidir'

Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramazan Altıntaş, Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) ilişkin, 'Bu yapı yüzünden maalesef alın teri ihlal edildi ve değişik hilelerle bu milletin çocukları gayret etmesine rağmen emeklerinin karşılığını alamadı. Hak etmeyen kimselere sınavlarda geçerli puanlar verildi. Bu da haram kazanç olarak gözükmektedir.' dedi.

Altıntaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 15 Temmuz'da milletin birliğine ve dirliğine yönelik bir darbe girişimi yaşandığını söyledi.

Bu girişimi ilahiyatçılar olarak şiddetle kınadıklarını belirten Altıntaş, milletin birliğini ve beraberliğini bozucu bu tip hareketlere karşı her zaman demokrasinin, insan haklarının ve milletin menfaatlerinin yanında yer alınması gerektiğini vurguladı.

İslam'ın aklı kullanmayı ve düşünmeyi teşvik eden bir din olduğunu ifade eden Altıntaş, Müslüman'ın kendi iradesini kendisinin kullandığını ve tek başına dünyaya geldiği gibi yine dünyadan da tek başına ayrılacağını dile getirdi.

Kıyamet gününde Allah'ın sorduklarına doğru cevap verebilmek için özgür şekilde insanların kendi iradesini kullanması gerektiğine işaret eden Altıntaş, 'Maalesef FETÖ aynı zamanda İslamın değerlerine de büyük ihanet etmiş ve büyük zarar vermiştir. İslam'da itaatin ölçüsü vardır. Kur'an-ı Kerim'e göre mutlak itaat Allah'a ve onun Resulünedir. Bir kimse Allah'a ve Resulüne karşı, sözlerinde ve davranışlarında saygısızlık yapıyorsa bir Müslümanın o kimsenin sözüne itaat etmemesi gerekir.' diye konuştu.

- 'İslam'da gizli bilgi yoktur'

Altıntaş, İslam'da gizli bilginin olmadığını, Allah'ın Kur'an'da bilgileri inanan inanmayan bütün insanlara açıkladığını bildirdi.

Hz. Muhammed'in de kendisine vahyedilen ilahi hükümleri açıkladığını, Peygamberin dışında Allah'tan özel bilgi alan kimsenin olmadığını dile getiren Altıntaş, dolayısıyla kendisinde gizli bilginin bulunduğunu, yeryüzünde tasarruf yetkisine sahip olduğunu iddia etmenin sapıklıktan başka bir şey olmadığını ifade etti.

İslam'da takiyyecilik olmadığını, ana yol olan ehli sünnet anlayışında bir Müslümanın Müslüman kardeşine karşı gizli hareket etmesinin söz konusu olmadığını aktaran Altıntaş, şöyle devam etti:

'Maalesef bu yapı hedefine ulaşabilmek için makyavelist bir İslam anlayışına sahiptir ve her şeyi mübah görmektedir. Kur'an-ı Kerim'de, Hz. Peygamberin sünnetinde, alın terine, insanın emeğine saygı duyulması ve Müslüman'ın helal kazançtan yana tavır koyması gerektiği anlatılır. Bu yapı yüzünden maalesef alın teri ihlal edildi ve değişik hilelerle bu milletin çocukları gayret etmesine rağmen emeklerinin karşılığını alamadı. Hak etmeyen kimselere sınavlarda geçerli puanlar verildi. Bu da haram kazanç olarak gözükmektedir. İslam mahremiyete büyük değer vermiştir. Ama maalesef bu yapı mensupları mahremiyet alanlarını da deşifre, ihlal ederek bunu kötüye kullanmışlardır. Halbuki mahremiyetin İslamiyette dokunulmazlığı vardır. Ama görüyoruz ki İslam adına bu dokunulmazlık da ihlal edilmiştir.'

Altıntaş, halkın Kur'an ve sünnete sarılması gereken bu konuda ilahiyat fakültelerine büyük görev düştüğünü vurguladı.

- 'Ehl-i sünnette darbe yoktur'

NEÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Işıcık da 40 yıldır faaliyette bulunan FETÖ'nün bugünlerde terör hareketi olarak karşılarına çıktığını aktardı.

Kuruldukları tarihten bugüne kadar Kuran ve sünnetin ortaya koyduğu İslam adına güya toplumu bilgilendirmeye çalışan bu insanların, en sonunda İslam'ı parça parça eden bir yapıyla önlerine çıktığının altını çizen Işıcık, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Bu yapı, ehl-i sünnet ile hiçbir alakalarının olmadığını kendileri açığa vurdu. Çünkü ehl-i sünnette darbe yoktur. İslam ümmeti darbelerle sadece 20. yüzyılda karşılaşmadı. Hz. Osman'dan, Hz. Ali'den daha ehl-i sünnet bir insan düşünebiliyor musunuz? Fakat bu iki insanın hayatına darbeciler son verdi. Ve bunlar illegal dini düşüncelerin sahipleri insanlardı. Bugün de aynı şeyi gördük. Ömür boyu ehl-i sünnet İslam'ı iddiasında bulunan Fetullah Gülen, Hasan Sabbah, Hariciler gibi bir zihniyetle karşımıza çıktı. Halbuki İslam'da eğer toplumda bir takım şeylerin yanlış gittiğini görüyorsanız, çıkar anlatırsınız. Darbenin İslam'da yeri yoktur. Dolayısıyla ülke düzenini alt üst eden bu girişimlere sebep olan, bugüne kadarki darbelerde hiç görmediğimiz kadar adam öldüren bu girişimi nefretle kınıyor ve lanetliyorum.'

Işıcık, Kur'an-ı Kerim'in, başkalarıyla ittifak yaparken Müslümanların zarar görmemesi şartını koştuğuna işaret ederek, 'Kuran'da eğer Müslümanlara zarar verecek bir ittifak yapılırsa, o insanların Allah ile zerre kadar alakasının kalmadığı vurgulanıyor. Bu insanların İslam'ın dışına çıktıklarına inanıyorum. Müslüman'ı zararı sokarak dış güçlerle herhangi bir nedenle ilişki kurulamaz.' dedi.

- 'Bu, topluma açılmış bir savaştır'

NEÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Çeker ise FETÖ'nün bu kalkışmasına 'darbe' kelimesini az gördüğünü ifade etti.

Bugüne kadar hiçbir darbede kamuya ait bir yerin bombalanmadığını ve halka karşı silah kullanılmadığını hatırlatan Çeker, 15 Temmuz'daki kalkışmada ise TBMM ve kamu binalarının bombalandığını, hedef gösterilmeden halka ateş açıldığını, bu nedenle bunu topluma açılmış bir savaş olarak gördüğünü belirtti.

Kur'an'da bir insanı öldürmenin bütün insanlığı öldürmek anlamına geldiğinin yazıldığını anlatan Çeker, şöyle devam etti:

'Peygamber Efendimiz savaşlarda bile karşı tarafın çok az zaiyatla işini bitirmeyi planlamıştır. Savaşta bile karşı tarafın mümkün olduğu kadar öldürülmemesini planlayan bir dinin mensubu olarak, insan öldürmeye şiddetle karşıyız. İnsan öldüren, kul hakkına giren ve kamu malına zarar verenler mutlaka bunun ceremesini çekmelidir. Bu konuda kul hakkına riayet ederek, özellikle suçlular seçilerek cezalandırılmalıdır.'
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile