Bülent Arınç Diyarbakır‘da

Bülent Arınç Diyarbakır‘da

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, seçim çalışması amacıyla geldiği Diyarbakır‘da BDP‘nin desteklediği bağımsız adaylara başarılar dilerken, Başbakan‘ın söylediği ‘kürt sorunu yoktur‘ sözünün yerine "Evet Kürt sorunu vardır. Hergün bunu tekrarlamanın bir faydası yoktur" dedi.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcıs Bülent Arınç seçim çalışmaları kapsamında Diyarbakır‘a geldi. Sun ilçesi Gazi Caddesi‘ndeki AK Parti seçim bürosunda partililere hitaben konuşan Arınç, adaylara seçim çalışmalarında başarılar dilemek için Diyarbakır‘a geldiğini belirtti. Seçim bürosunda partililere hitaben bir konuşma yapan Arınç, Türkiye‘de siyasi partilerin yıpratıldığını belirterek, "Bir Başbakan halkın içine karışıp onlara rahatlıkla selam veriyorsa bu muhteşem bir başarıdır. İktidarlar yıpranır

yıpratılır. Kovalisyonlar döneminde söylediklerinin hiçbirini tutmayan, vaad ettiklerinin hiçbirisini yerine getirmeyen, sadece milleti aldatan siyasetçiler gördüğü için milletimiz ona karşı nefret duyuyor ve güvenini kaybediyordu. Ama biz 2002‘de kazandık, 2007‘de her iki oydan birini aldık. Demek ki 8 buçuk yılda sedece 6 seçim geçirmiş bir partiyiz ve herbirinden başarı ile geçen bir partiyiz. Böyle bir başarıyı bize veren Rabbimize hamdolsun ve milletimize şükranlarımızı iletiyorum" dedi.

Toplumsal barışa önem verdiklerini belirten Arınç, herkesi kucakladıklarını ve ayrımcılığı ortadan kaldırdıklarını belirterek, "Toplumsal barışa önem verdik, herkesi kucakladık, ayrımcılığı ortadan kaldırdık, herkes kimliğini yaşayabilsin dilini konuşabilsin, folklorü ile sanatı ile kimliği ile bütünleştirsin istedik. Bunlar insan haklarının ve demokrasinin gereğidir. Biz bu hakları cebimizden vermiyoruz, Allah bu hakkı vermiş, kanunlar, anayasalar, toplumsal sözleşmeler vereceksin demiş ama geçmişte

vermemişler. Kürtçe konuşma yasaklanmış, cezaevinde bile anne oğlu ile konuşması yasaklanmış. Biz o dönemleri kötü dönemler olarak biliyoruz, rezil dönemler olarak biliyoruz. Türkiye‘yi o dönemlerden kurtardık inşallah daha iyi günlere getireceğiz" diye konuştu.

"SİYASET VE DEMOKRASİ KAVGA İLE ÖTEKİLEŞTİRME İLE OLMAZ"

Arınç, elinde molotof ve sopa ile benden olmayan kahrolsun düşüncesinine artık yer olmadığını belirterek, "Siyaset ve demokrasi kavga ile, ötekileştirme ile olmaz. Kendisine oy vermeyeni düşman ilan etmek olmaz. Hepimizin farklı inançları etnik kökenleri vardır. Biz birbirimize saygı göstermek zorundayız. Elinde molotof kokteyli ile sopa ile silahla benden olmayan yaşamasın düşüncesi veya bana destek olmayan kahrolsun düşüncesi artık yer bulmamalı. Türkiye‘de herşey konuşulabilmeli ama bunların şiddetle

bir araya gelmesi çok yanlış olur. Başkalarına dayatmak ile zorla kabul ettirmek ile olmaz. Bir seçime gidiyoruz, demokraside seçim ve sandık çok önemlidir, ne kadar milletten destek görürseniz o kadar söylediklerini dikkate alınır. Daha güçlenirsiniz iktidar olursunuz ama iktidar olmasanız bile benim dediklerim mutlaka olmalı yoksa ben şiddete sarılırım anlayışı yanlış bir anlayıştır. Bunu kim yaparsa yapsın AK Parti‘de yapsa yanlıştır, başka bir partide yapsa yanlıştır. Niye birbirimizin gözünü oyacak

noktaya geliyoruz, niçin birbirimize benden olmazsan düşmansın gözüyle bakıyoruz. Bunu kışkırtanlar elbette vardır. Türkiye‘de huzurun bozulmasını, insanların birbirlerine kamplaşmasını arzu edenler olabilir. Çok şükür bu dönemde anayasada yaptığımız değişiklikler var. Adeta 20 sene Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde silahla baskı ile tehdit ile yürütülmeye kalkılan OHAL‘ı kaldıran bir parti var. Kavgaya yer yok, tehdide yer yok, biz sandığa gideceğiz, sandık ne derse biz ona uyacağız. Bizi iktidar eden

halkımız bizi yüzde 7‘ye de düşürebilir" ifadelerini kullandı.

Başbakan yardımcısı Bülent Arınç, sandıkta kendilerine oy çıkmadığı takdirde kabahati kendilerinde arayacaklarını belirterek, "Siyasi partilere, adaylara milletvekillerine de ihtiyacımız var. Hiç kimse ile kavga edecek halimiz yok. Onlar daha güçlü olursa onların sözleri dinlenir ve talepleri dikkate alınır. Eğer Türkiye AK Parti‘yi bırakma noktasına da gelirse ona da milletin kararı diye saygı duyarız. Şu sandıklardan bir tane oy çıkmazsa AK Parti‘ye biz kendimizde kabahati ararız. Ama yeterki o sandığa

serbestçe gidilsin, herkes elini vicdanına koysun ve anasının ak sütü gibi helal oyları ile sandıkta kararını versin çıkan sonuç başımızın gözümüzün üstüne" şeklinde konuştu.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Tarım Bakanı Mehdi Eker seçim bürosundan yürüyerek Gazi Caddesi esnafını ziyaret etti. Bir esnaf Başbakan yardımcısına "Sizinle Gurur Duyuyoruz" derken başka bir esnaf ise Arınç‘a tatlı ikram etti. Bülent Arınç esnaf ziyaretinin ardından Hasan Paşa hanında gazetecilerin sorularını yanıtlamak üzere Milletvekili adayları ile birlikte kameralar karşısına geçti. Bir gazetecinin Başbakan Erdoğan‘ın Muş‘ta yaptığı konuşmada "Kürt sorunu yoktur, kürt kardeşlerimin sorunu

vardır" söyleminin bölgede büyük bir tepkiye neden olduğunu ve kendisinin fikrini sorması üzerine Arınç da, "Kürt sorunu diye bir melese geçmişte siyasetçiler tarafından sadece konuşuldu. Bu sorun üzerine hiçbir çalışma yapılmadı. Ama ilk defa 2005 yılında Başbakan Diyarbakır‘a ziyaretlerinde kimsenin durmadığı kadar bu sorun üzerinde durdu. Ama bu ülkede geçmişten bu yana ihmal edilen ötelenen bir sorun olduğunu belirtmişti. Bunun çözümü konusunda çok olumlu adımlar attı. Kürt meselesi konusunda

yapılması gereken pek çok şey yapıldı. Bir kimlik nasıl ifade edilebilir, bu kimliği oluşturan unsurlar nasıl canlı bir şekilde yaşatılabilir, halkın talepleri nelerdir, 7i düşman ilan etmek olmaz. Hepimizin farklı inançları etnibunların hepsinin üzerinde durduk. Geldiğimiz noktada bu meseleyi canlı tutmak yerine bunu bazı siyasetçiler yapabilir, daha çok hepimizin istekleri arzuları üzerinde yoğunlaşmamız lazım. Çünkü sorun vardır diye günde yüz defa tekrarlasak bunu bir amentu haline getirsek bunun bir

faydası yok. Ama evet bir kısım insanları tatmin etmiş olabiliriz ama önemli olan kürt sorunu veya meselesi üzerinde vatandaşlarımızın istek ile talepleri konusunda hükümet olarak bu sorunları dinlemek ve çözmektir. Bu topraklarda yaşayan herkes Kürtçe‘yi konuşmak istiyor ve konuşmalı. Bu Allah‘ın verdiği bir haktır bunu engellemek suçtur, çirkindir yanlıştır. Kürtçe bir ana dildir, ana dil bir insanlık hakkıdır ve konuşulması geliştirilmesi, kitaplar yazılmalı, belgeseller yapılmalı. Ben biliyorumki 18

tane radyo ve televizyon Kürtçe yayın yapmak için izin aldılar. Biz iktidardan düşmeyi göze aldık ama doğru bildiğimiz yoldan şaşmadık. Kürt meselesi Türkiye‘de vardır, bu mesele üzerinde siyasetçiler ve hükümet olarak AK parti geçmiş 60 yıllık dönemin inkarcı politikalarından uzaklaşmış, gerçekçi döneme gelmiştir. Bu mesele çözülüyor artık vatandaşlarımızın taleplerini yerine getiriyoruz. Başbakan yanlış söylemedi ama bunu bile istismar edenler olduğu için söylüyorum, evet böyle bir sorun giderek

çözülmektedir, olumlu bir noktaya gelmektedir. Ama sadece bazı siyasetçilerin yaptığı gibi günde 50 defa amentu gibi söylemenin de bir faydası yoktur. 12 Haziran seçimlerinden sonra daha güçlü geleceğiz ve bugün bu sorunun çözümü için yaptıklarımızın on mislini yapacağız. 1 Haziran‘da Başbakanımız geldiğinde bu sorun için daha tatmin edici açıklamalar yapacaktır. Diyarbakır bizim canımız hiçbir şeyini eksik etmeyeceğiz" diye cevap verdi.

"BAĞIMSIZ ADAYLARA BENİM SELAMIMI SÖYLEYİN"

Bir gazetecinin "BDP‘nin desteklediği Bağımsız Milletvekili adaylarının basın toplantılarında AK Parti‘nin MHP‘yi baraj altında bırakıp Milliyetçi bir kesime doğru kaydığı belirtiliyor" sorusuna ise Arınç, Leyla Zana ve KCK davasından tutuklu bulunan Hatip Dicle‘ye önce selam göndererek, "Bağımsız adaylarına benim çok selamımı söyleyin. Özellikle Hatip Dicle, Leyla Zana, Şerafettin Bey‘le de selamlaşmamız var. Bunlar bizim samimi hislerimizdir, siyaset için yola çıkan, millete hizmet etmek için adaylığını

koyan herkese hem saygı duyuyorum hem başarılar diliyoruz. Ben başka siyasetçiler gibi değilim. Leyla Zana, Orhan Doğan, Hatip Dicle ve Selim Sadak cezaevinden çıkmışlardı. Bana Meclis Başkanı olarak ziyaret yapmak istediler bende ilk fırsatta kendilerini resmi konutumda yemeğe davet ettim. Çünkü bunlar Milletvekilleriydi. Özellikle Milliyetçi gazete ve televizyonlar beni düşman haline getirdi. Biz siyasetçileri savunmalıyız, kimden oy almış olursa olsun ben Meclis Başkanı olarak görüşmeliydim. Benim onlara

karşı bir sevgim var umarım onların da bana karşı bir saygısı vardır. Ama ben bu sevgiyi milletime karşı bir sevgi olarak düyünüyorum. Biz Türkiye‘de siyaseti şiddet olmadan, kavga olmadan, birbirimizi yok etmeden ötekileştirmeden yapacağız. Arkadaşlarımızın da bu çerçevede siyaset yapacaklarını ümit ediyorum. Siyasetçilerimize sahip çıkacağız, Bu ülkede artık barış olmalı huzur olmalı ve siyaset şartları içinde yapılmalr, 7i düşman ilan etmek olmaz. Hepimizin farklı inançları etniı. Ben Türkiye‘nin her

kasabasında her köyünde olan bir partiyim. Ben AK Partiyim kılcar damarlar gibi her yerde varım. Belli bir bölgeden oy alarak etnik kökene dayalı siyaset yapmak yerine Türkiye için siyaset yapmalıyız. Türkiye‘de yaşayan 70 milyon için siyaset yapmalıyız. Yolumuz bu millet bize güveniyor ve oy veriyor. Milletin elini tutan yok. Sandıktan çıkan sonuçta başımız üstüne" diye cevapladı.

Arınç gazetecilerin sorularının ardından namaz kılmak üzere Sur bölgesinden ayrılırken, öğleden sonra ise STK temsilcileri ile bir araya geleceği belirtildi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile