Bülent Arınç Kastamonu'da

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Kastamonu'da yaptığı açıklamada, AK Parti'den istifa eden Murat Başesgioğlu ile ilgili olarak, "Biz Murat Başesgioğlu'na güvendik. Her zaman gereken yerde kendisine bakanlık ya da bakanlık dışında önemli görevler verdik. Bir gün oldu ayrıldık. Elbette siyasete devam edebilir. Kendisine her türlü imkanı sunan, her sözüne güvenen, her dediğini gerçekleştiren bir partiden ayrıldıktan sonra sadece yaptığı bakanlıklar değil, bürokraside tüm atamalarda ağzından çıkan tüm
sözler gerçekleştiğine göre bundan sonra bir partiden ayrılmışsa bence hiçbir partiye gitmemesi ve siyasi hayatını noktalaması lazımdır" dedi.
Bazı ziyaretler için Kastamonu'ya gelen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Valilik makamında yaptığı açıklamada, Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantılarının medyada sürekli olarak yer almasını eleştirdi. Arınç, ayrıca İsrail'in Mavi Marmara olayı sonrasında herkesin önünde Türkiye'den özür dileyeceğini ileri sürerek, AK Parti'den istifa ettikten sonra ilk kez geldiği memleketi Kastamonu'da yaptığı açıklamalarından dolayı da bağımsız İstanbul Milletvekili Murat Başesgioğlu'nun ise artık siyaseti bırakmasını
önerdi. Bülent Arınç, YAŞ'la ilgili olarak, "Bugünlerde bütün televizyon ve gazetelerde YAŞ'la yatıp YAŞ'la kalkıyorlar. Olanları bitenleri gazete başlıklarından yola çıkıp yorumlamaya çalışıyorlar. Dünyanın hiçbir ülkesinde, demokratik cumhuriyet ülkesinde YAŞ'ta ne yapılıyor, kim ne nereye gelecek, kim emekli olacak bunlar tartışılmaz. Bazı ülkeler Genelkurmay Başkanı'nın ismini bilmezler. Çünkü onu medyada televizyonda görüp dinleme imkanı yoktur. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) güçlü bir kurumdur. 800
binden fazla personeli var. Birbirinden değerli generallerimiz var. Türk Silahlı Kuvvetleri komutansız kalmaz. Birbirinden kıymetli komutanlarımızdan birisi Genelkurmay Başkanı bir başkası kuvvet komutanı olur. Bunu siyasi alana çekmek, Türk Silahlı Kuvvetleri yanında yer alıyor görüntüsü vererek hükümeti eleştirmek çağdışı bir tutumdur. Türkiye artık bu çağdışılıktan kurtulacak. Bugünkü durum geçmişte de oldu. Ama fevkaladelik hissedilmedi. Rahmetli Özal döneminde, Demirel döneminde de oldu. Başka
hükümetler zamanında da oldu. Edip Başer'i herkes hatırlayabilir. Ali Fethi Eser komutanı herkes bilebilir. Adnan Ersöz'ü, Necip Torumtay'ları bunları hiç kimse unutmadı. Bunlar Türkiye'de hükümetin istediği veya uygun görmediği sadece 5-10 kişiden birileridir. Bugünkü bunların yanında çok daha küçük ve lokal bir olaydır. Hiç kimsenin YAŞ'ta ne oluyor ne olmuyor diye endişe etmesine gerek yoktur" ifadelerini kullandı.
Mavi Marmara gemisinin Filistin'e insani yardım götürürken İsrail'in düzenlediği operasyonla durdurulması ve 9 Türk vatandaşının hayatını kaybetmesi ile ilgili olarak ise Bülent Arınç, İsrail'in mutlaka özür dileyeceğini söyledi. Arınç, "İsrail, Türk hükümetinin taleplerini bir bir yerine getiriyor. Mavi Marmara gemisine yapılan insanlık ve hukuk dışı müdahale ve bunun sonucunda 9 masum insanın vefat etmesi 30'dan fazla yaralı olması İsrail hükümetinin ayıbı olarak dünyada kınandı ve lanetlendi. Biz bu
olay üzerine ölü ve yaralıların Türkiye'ye derhal gönderilmesini istedik. 600 yolcunun Türk uçaklarıyla gönderilmesini istedik. İstanbul'a inen uçakların bizzat karşıladık. Bütün hepsi bir gün içinde gerçekleştirildi. Çünkü 24 saatlik nota vermiştik. Türk hükümeti bu olaylardan dolayı soruşturma yapılmasını istiyordu. BM soruşturmasına İsrail karşı çıkıyordu, onu da kabul ettiler. Bunun için de Türkiye'de olacak. Bu da bizim başarımızdır. Bir tek şey kaldı o da Türkiye'den özür dilenmesidir. Bütün bunların
kabul edilmesiyle aslında özür de yerine gelmiş oluyor. Ama biz her şeye rağmen haksız tutumdan dolayı Türkiye'den hatta dünyadan özür dilemesini bekliyoruz, göreceksiniz o da olacaktır. Türkiye bölgede denge unsuru ve güvenli bir ülkedir. Türkiye'nin içinde bulunmadığı denklem hiçbir zaman kar ve yarar sağlamaz. İsrail, Türkiye'ye ne kadar ihtiyacı olduğunu biliyor. Bugünkü yönetimde birkaç aşırı bilmese de İsrail'de milyonları insan bunu biliyor. Biz de İsrail'le baştan beri iyi ilişkiler kurmayı
istiyoruz. İki hükümet arasında iyi ilişkiler olursa sadece iki ülkeyi değil bölge barışını da güçlendirir. Bundan da tüm dünya yararlanır. Geldiğimiz noktada İsrail'in yapılan hatalardan sonra Türkiye ile daha sağlıklı ilişkiler kuracağına inanıyorum" diye konuştu..

BAŞESGİOĞLU YORUMU
AK Parti'den istifa ettikten sonra ilk kez geldiği memleketi Kastamonu'da çarpıcı açıklamalarda bulunan bağımsız İstanbul Milletvekili Murat Başesgioğlu'nun başka bir siyasi partide yaşamını sürdürmesi ihtimalini ise Bülent Arınç şöyle değerlendirdi:
"Sayın Başesgioğlu ile biz arkadaşız ve birbirimizi çok seviyoruz. Ben 1995 yılında parlamentoya girdim. Kendisi benden çok daha önce parlamentoya girdi. Biz kendisini beğeniriz ve kendisine her zaman destek olduk. Ben Fazilet Partisi Grup Başkanvekiliydim. 2000 yılında seçimlerden önce TBMM başkanlığı seçimi yapılacaktı. Anavatan Partisi içinde olmasına rağmen kendisini sevip güvendiğimiz için partimiz adına destekledik. Son seçimde 2 oy eksik aldı ve Ömer İzgi Meclis Başkanı seçildi. 2'den fazla oyu
Anavatanlı arkadaşları vermemişti. Ama biz Fazilet Partisi olarak 100 milletvekili ile destek olduk. Bunu çok iyi bilir ve inkar etmez. Sayın Başesgioğlu'nun TBMM başkanı olması için benim ve arkadaşlarımın ne kadar destek olduğunu, namuslu insan olduğu için inkar etmeyecektir. 2002 yılında mensubu olduğu partiden ayrılıp partimize katıldı. Biz de kendisini kucaklayıp bağrımıza bastık. O gün bugündür uzun dönem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Devlet Bakanlığı yaptı. Gün geldi bizimde bilmediğimiz
anlayamadığımız ama kendisince haklı gördüğü sebeplerl kimsenin YAŞ'ta ne oluyor ne olmuyor diye endişe etmesine gerek yoe partimizden ayrıldı. Zaten Anayasa oylamalarında nasıl davrandığı konusunda bir tartışma söz konusu oldu. Ben ne oy kullandığını bilmem. Kimseyi de arkasından hafiye takıp kontrol etmedik. Böyle bir olay çirkin olurdu. Biz Murat Başesgioğlu'na güvendik. Her zaman gereken yerde kendisine Bakanlık ya da Bakanlık dışında önemli görevler verdik. Bir gün oldu ayrıldık. Elbette siyasete
devam edebilir. Kendisine her türlü imkanı sunan, her sözüne güvenen, her dediğini gerçekleştiren bir partiden ayrıldıktan sonra sadece yaptığı Bakanlıklar değil bürokraside tüm atamalarda ağzından çıkan tüm sözler gerçekleştiğine göre bundan sonra bir partiden ayrılmışsa bence hiçbir partiye gitmemesi ve siyasi hayatını noktalaması lazımdır. Mesela ben siyasi hayatımı bitirmeyi düşünsem hiçbir partiye gitmeden siyaset dışı çalışmalarla vakit geçiririm. Kastamonu'ya ve Türkiye'ye hizmetin başka yolları da
var. Siyasi hizmet sadece parlamentoda olmaz. İlla ki milletvekili olacağım diye kendimi tabii senatör olarak görmüyorum. Siyaset de bir yerde bitecek. En güzel yerde bitirip en güzel şekilde devam etmek daha güzel olur. Kendisine selam ve sevgilerimi iletiyorum. El üstünde taşındığı bir yerden ayrıldıktan sonra başka hangi partiye giderse gitsin aynı itibarı görmez. Aynı güveni hiçbir zaman bulamaz. Çok sevdiği arkadaşı Erkan Mumcu'nun durumuna düşmesin. Eğer AK Parti'deki gününü bitirdiyse, siyasi hayata
Allah'a ısmarladık demeli. Kastamonu'ya bir hemşeri olarak gelmeli. Nasrullah Camii'nde öğlen namazında, ikindi ve akşam başka bir parkta vatandaşlarla kucaklaşmalı. Bence siyasi hayat 25 yıl sonra taçlanarak bitmeli. Yoksa hangi partiye giderseniz, sizi alırlar milletvekili yaparlar, belki devir değişir Bakan olursunuz. Ama bir defa buradan gittikten sonra başka bir yerde rahatınız ve huzurunuz olmaz. Dostça bir tavsiyem var. İyi bir futbolcu, iyi bir delikanlı, yakışıklı, kendisine itibar ettiğimiz bir
arkadaşımız, AK Parti'de siyasi hayatını noktaladıysa şerefi ve izzeti ile siyasi hayata veda etsin. Bundan sonra hiçbir siyasi partide görev almasın. Doğru bildikleri varsa Anadolu'yu karış karış gezerek insanları uyarsın. Bunların bir parti çatısı altında olmasına gerek yok. Ben şahsen öyle yapacağım. Milletvekili olarak son noktayı koyduğum zaman Manisa'ya yerleşeceğim. Eski günleri hatırlayıp kapı kapı dolaşıp yoksulları gözeteceğim. İhtirasla siyaset bir arada olmaz."

"CİNDORUK DYP'NİN İÇİNİ BOŞALTTI"
DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk'a da göndermede bulunan Arınç şöyle konuştu:
"Cindoruk'un durumuna düşmesin. Cindoruk 28 Şubat'ta DYP'nin içini boşaltı. 22 milletvekili çıkardı ayrı bir parti kurdu. 1999 seçimleri geldi. Cindoruk'un şemsiye partisi yüzde yarım oy zor aldı. Parti aniden kapandı. Şimdi iki parti birleşti. Türkiye'de güç olacağız diyorlar. Bana bir anket gösterin ki DP yüzde bir bile oy alabilsin. Ne Cindoruk'a ne de birlikte çalıştığı kademeye güven yok. Murat Başesgioğlu, 24 ayar altın olarak AK Parti'deki siyasi hayatını noktaladıysa, ne olur birilerinin
telkinleriyle şu veya bu partide tercihini yapmasın. Madem ki bu iş bitmiştir. Herkesin sevdiği bizim gönlümüzdeki Başesgioğlu olarak milletvekilliğine son versin. Fert olarak milletin hizmetindeyim diye yola çıksın. Biz de onu kucaklayalım. Aksi olursa kaybeder. Ka kimsenin YAŞ'ta ne oluyor ne olmuyor diye endişe etmesine gerek yoybetmesini de istemem. Kendisine çok selamlar."