Dünya üzerinde gerçeklesen iklim degisikliginden en çok etkilenen bölgelerden biri olan Burdur Gölü ve çevre havzasindaki göller günden güne su kaybetmeye devam ediyor. En dolu oldugu 1971 yilindan bugüne kadar yaklasik yüzde 30’unu kaybeden Burdur Gölü’nün yakin havzasinda bulunan Yarisli ve Karatas Gölü adeta çöle dönmüs durumda.
Son yillarda kis aylarinda görülen yagisin yetersiz olmasi nedeniyle beslenemeyen Yarisli ve Karatas Gölü ilk bahar aylarinda aldigi yagislarla bir miktar su toplasa da yaz aylarinda yasanan asiri sicak havalar ve tarim faaliyetleri nedeniyle topladigi suyu kaybederek tamamen kurudu.
Gölleri besleyen derelerin üzerine kurulan ve tarim faaliyetlerinde kullanilmasi için yapilan barajlarda da durum pek iç açici degil. Yagissiz geçen kis aylarinda iyice çekilen 15 barajdan sadece 6 tanesinin doluluk orani yüzde 50’nin üzerinde.
Iklim degisikligi nedeniyle yasanan kuraklik dünyaca ünlü Salda Gölü’nü de tehdit ediyor. Dünyanin her yerinden turist akinina ugrayan ve NASA tarafindan bile Mars gezegeninde bulunan Jezero Krateri’nde bulunan eski bir göle jeolojik ve mineralojik bakimdan benzeyen dünyadaki tek göl olma potansiyeline sahip göl olarak nitelendirilen Salda Gölü kuraklikla savasan göller arasinda. Burdur’da bulunan en büyük dört gölün esel kotlarina bakildiginda Burdur Gölü 837,33 metre, Salda Gölü 1133,80 metre ölçülürken Yarisli ve Karatas Gölü’nde kotlar sifir olarak ölçüldü. Barajlara bakildiginda ise Karacaören Baraji 250,50 metre, Yaprakli Baraji 1045, 55 metre, Kozagaci Baraji 1539,50 metre Karaçal Ali Kilci Baraji ise 942,20 metre olarak ölçüldü.
Burdur Gölü, Karatas Gölü ve Karaçal Baraji’ndaki su seviyelerinde yasanan azalmalar havadan çekilen dron kamera görüntülerinde kurakligin boyutunu gün yüzüne çikardi. Tekne turu faaliyetlerinde kullanilan Burdur Gölü’ndeki iskele suyun 20 metre disinda kalirken balikçilik faaliyetleri yapilan Karatas Gölü’nde kullanilan balik aglari toprak yüzeyde çürümeye mahkum edilmis durumda.
2014 yilinda kurulan ve Burdur Gölü havzasinda yasanan kurakligi dünya gündemine tasimak amaciyla farkli çalismalar yürüten Ekosistemi Koruma ve Burdur Gölü’ne Hayat Verelim Dernegi Baskani Doktor Süleyman Faki bir önlem alinmazsa yasanan kuraklik nedeniyle kuruyan bu göllerin ileride insan sagligina zarar verebilecegini söyledi.
Dernek tarafindan yapilan çalismalari anlatan Faki; “Burdur Gölü Burdur’a hayat veren bir sulak alan. Ancak son yillarda yasanan kuraklik ve su çekilmeleri nedeniyle Burdur Gölü kötü talihini maalesef henüz yenemedi. Bu konu ile ilgili devletimizin ve bakanliklarin çalismalari, geçmis dönemden bugüne kadar yapilan çalistaylar, acil su eylem planlari maalesef gölümüzün hala ayni noktadan daha geriye dogru gitmesine neden oluyor. Çünkü somut verilere bakildiginda bu gölün ve Türkiye’deki diger göllerinde kurtarilmasi lazim. Degilse bize hayat veren bu göller maalesef gelecekte hem bizim sagligimizi tehdit ediyor hem de kurakligimiza neden olarak gida ve diger türlü bir takim ekolojik dengelerimizi maalesef altüst ediyor. Bu yüzden biz Burdur Gölü Ekosistemi Koruma ve Burdur Gölüne Hayat Verelim Dernegi olarak bir çalisma baslattik. Daha önce rahmetli Safak Türkel baskanimizin baskanliginda Burdur Gölü’nün bu kurakliginin kamuoyunda dikkat çekilmesi amaciyla “Göle Su Orucu, Göle Yas Belgeseli” çekimleri gibi faaliyetlerle dünya kamuoyunun da dikkatini çekmek üzere burada bir takim etkinlikler düzenlendi.
Bunlarin faydasi görüldü.
Daha sonra devletimiz ilk olarak burada Türkiye’deki göllerin kurakliginin giderilmesi amaciyla acil eylem planinda ilk olarak Burdur Gölü’nü plana katti. O dönemlerden bugüne kadar bir takim çalismalar yapildi. Ama henüz yeterli olmadi. Tabi bir de buna iklim sartlari, kuraklik ve diger barajlarin yapilmasindan dolayi sularin Burdur Gölü’ne gelmeyisi nedeniyle Burdur Gölü artik gerçekten son yillarda çekilmenin doruguna ulasmis noktada. Biz biliyoruz ki son 30 yilda Burdur Gölü kapasitesinin yüzde 30’unu maalesef kaybetti. Burdur Gölü’nde bulunan iskele bile 3-5 sene önce rihtima yanasan teknelere binilmek için kullanilirken bugün çekilme nedeniyle yaklasik 20 metre suyun disinda kaldi. Tabii gölün kurumasiyla birlikte gölün buharlasmanin etkisi, çevre sartlari, çevredeki ekolojik iklim ve bitki örtüsü, hayvancilik yapilan bölgelerdeki büyükbas hayvanlara yönelik misir ve yonca ekimine bagli olarak bunlarin su istemesi arti gölün etrafinda bir takim sondaj kuyularinin açilmasi Burdur Gölü’ndeki maalesef bu dengeyi bozdu. Bundan sonra artik bu dengenin yagislarla ve özellikle kar yagislariyla dengelenmesi lazim. Bu da tabi iklim sartlarina bagli. Insanlarimizin bu konuda ki sehrimizin hem sivil toplum kuruluslarinin hem idarecilerinin bu konudaki duyarliligi ve bu konudaki çalismalari artik gölümüzü kurtarmaktan öteye en azindan ayni noktada tutabilirsek bu bizim için bir kazanç olacaktir diye düsünüyorum. Bu konuda da kamuoyunu bilgilendirmek, en azindan farkindalik olusturmak adina olmasi gereken çalismalari yapiyoruz” dedi.
Önceden yüzebildigimiz bu göle simdi sadece uzaktan bakiyoruz
Gençliginde Burdur Gölü’nün seviyesinin oldukça yüksek oldugunu ve göle yüzmeye geldigini anlatan Dr. Süleyman Faki simdi ise gölü sadece uzaktan iç çekerek izledigini dile getirdigi konusmasinda, “Sadece Burdur havzasi olarak degil Türkiye havzasi ve dünya olarak da baktigimiz zaman iklimde maalesef dengeler bozuldu. Bu dengelerin bozulmasindan dolayi ve Antarktika’daki buzullarin erimesi nedeniyle etkilerini her sekilde görüyoruz. Burada da yine ayni sekilde su çekilmeleri ve buharlasma hizli bir sekilde devam ediyor. Yerine de ayni sekilde bir yagis rejimi olmadigi için maalesef bu kurakligi yasamak durumunda kaliyoruz. Yarin çocuklarimiza, evlatlarimiza bu sekilde ki bir mirasi birakmak çok kötü bir sey. Biz çocuklugumuzda bu gölün kenarinda yüzebiliyorduk, gelebiliyorduk. Hatta bu göl bir dönem üst kisimdaki Burdur-Fethiye Karayolu’na kadar ulasarak rakimi 857 metrelere kadar çikti ama su anda 837 metre civarinda bir rakimi var. Bu da büyük bir çekilmenin isareti. Yazin da sularin ayni sekilde buharlasmasi ile birlikte gölde bir su azalmasi da maalesef oluyor. Simdi bu kötü manzarayi izleyerek eski günlerin güzelligini hatirliyoruz” sekilde konustu.
Dünyaca ünlü Salda Gölü’de kurakliktan nasibini aldi
Burdur Gölü çevresinde bulunan Yarisli ve Karatas gölünün artik bir çöl oldugunu, yasanan kurakliktan dünyaca ünlü Salda Gölü’nün de etkilendigini de söyleyen Dr. Süleyman Faki, “Yarisli bölgesi ve Karatas bölgesinde de bu bölgenin küçük havza gölleri diyebilecegimiz birikinti gölleri seklindeki göllerimiz mevcut. Ama yagis ikliminin az olmasi ve kurakligin yasanmasi, bir de buna arti olarak barajlarin yapilmasiyla birlikte oradaki sular da belli alanlara çekilince orada da yapilan balikçilik ve diger canli yetistirilme olayi maalesef sona erdi. Bugün için de oralar bir kurak çöl noktasina geldi. Sudan eser yok. Tabi o diger etkinliklerde yok oldu. Burdur için düsündügümüz zaman bizim dünyaca önemli Salda Gölü’nde dahi su çekilme riski var. Burada yüzde 35 ise Salda Gölü’nde yüzde 5 oraninda bir çekilme orani var. Bunlara sahip çikmak zorundayiz. Hem turizm açisindan hem iklim açisindan hem ekonomi açisindan hem de doga güzelligi açisindan bunlarin korunmasi gerekiyor” seklinde konustu.
Burdur'daki Barajlarin Su Seviyelerinin Çogu Yüzde 50'Nin Altinda Kaldi
Burdur Gölü kuraklik nedeniyle yüzde 30’unu kaybederken çevre havzasindaki göller çöle döndü. Burdur’daki barajlarin su seviyelerinin çogu yüzde 50’nin altinda kaldi.



















