1993 ve 2007 yıllarının, Türk siyasi tarihinde incelenmesi gereken iki yıl olduğunu kaydeden Kuzu, “Uğur Mumcu’nun öldürülmesi, Adnan Kahveci'nin Bolu Gerede yolundaki kazası, Orgeneral Eşref Bitlis'in uçağının düşmesi, Turgut Özal'ın ölümü, Madımak olayı, Tuğgeneral Bahtiyar Aydın suikastı, 4 Kasım 1993 Binbaşı Cem Ersever'in öldürülmesi. Bunlar derinden incelenmeli.” dedi.
'Atılım Üniversitesi Geleceğin Liderleri Topluluğu' tarafından düzenlenen 'Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi' konulu konferansa TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu katıldı.
Üniversitenin, Orhan Zaim Konferans Salonu’nda düzenlenen konferansta Kuzu, öğrencilere, başkanlık sistemi ile ilgili bilgi verdi. Konferansın sonunda öğrencilerin sorularını cevaplayan Kuzu, merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ölümü ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Burhan Kuzu, 1990’lı yıllarda JİTEM’in, derin devletin, yurt içinin yurt dışının olaylara çomak soktuğu yıllar olarak değerlendirdi. Kuzu, “1993 yılına baktığınızda Uğur Mumcu’nun öldürülmesi, Eşref Bitlis’in öldürülmesi, Madımak olayı, Turgut Özal’ın öldürülmesi, 2 büyük çapta subayın bu işi kilit olarak öldürülmesi, Adnan Kahveci’nin trafik kazası. 8-10 tane önemli olay var o dönemde. Ecel eceldir ama bu kadar acı ecelin hepsinin aynı yıllarda olması. Olur Allah’ın takdiri bir şey demem ama insan biraz zorlanıyor bunları söylerken.” diye konuştu.
Kuzu, 1993 Madımak Oteli'nde 37 kişinin yakılarak diri diri öldürülmesi olayını ‘cinayet’ olarak tanımladı. Kuzu, “O kadar insan yakıldı. Biraz imanı olan bir adam bir insanı yakmaz. Eğer birileri o noktaya getirilmişse, arkasından birileri ve tahrik eden bir şey vardır mutlaka. Bunun başka izahı yoktur. Bu mümkün değil başka türlü. Olacak şey değil yoksa bunu benim yüreğim kabul etmez.” şeklinde konuştu.
“ÖZAL, OLAYDA FARKLI ODAKLAR VAR DİYE DEMİRAĞ SUİKASTININ KAPATILMASINI İSTEDİ”
Turgut Özal’la yakın teması halinde bulunduğunu anlatan Burhan Kuzu, şöyle devam etti: “Anavatan Partisi’nin 1988 yılındaki kongresinde, Kartal Demirağ’ın attığı kurşun mikrofondan sekti. O arada yattı ama bir kurşun baş parmağına geldi. Allah korudu mu koruyor. Ortalık karıştı, o insanı götürdüler, 4 yıl yattı, Özal affetti çıktı. Niçin işledi diye sorulduğunda, 6 ay hapiste yatmış ve af çıkarılmadı diye yapmış eylemi. Korkut Özal'ın bana söylediği, Turgut abi, bu işin üzerine gidelim dediğimde, 'sakın Korkut bu işi kapat bu işin içinde çok farklı odaklar var. Çok daha kötü olur, bu işi kapatalım’ dediğini söyledi.
” ÖZAL’A GECE SAAT 3’TE KOLA VEREN GÖREVLİLERDEN BİRİ KANADA DİĞERİ HONDURAS’A KAÇTI
Kartal demirağ suikastından 3 hafta sonra İstanbul Akgün Otel’de Turgut Özal’la görüştüğünü belirten Kuzu, şunları söyledi: “Şu an bizim hükümetimizde bakanlık yapan bir isim de vardı bu görüşmede. O zaman ANAP’ta ilçe başkanı. Ayrıca, yanında ilçe başkan yardımcısı olan, biri şu an AK Parti’de milletvekili, ikisi ANAP teşkilatında. Onlar da bizim yanımızda. Onların da bulunduğu ortamda beni çağırdı; ‘Burhan Hocam seni dinlemedik zamanında, başkanlık sistemi getirmedik. Benim kurduğum istikrarı Demirel ekibi mahvetti. Ben şimdi Balkanlara gidiyorum, döneceğim, Kafkaslara gideceğim. Dönüşte parti kuracağım. Seni listeye aldım sakın yok deme' dedi.
Ben hazırlığımı yaptım. Balkanlar'a, Kafkasya'ya gitti. Geldi, vefat etti. 21 gündür. Benim gördüğüm zaman sapasağlam bir insadı.Türkiye’ye dönüşünde Bulgaristan Büyükelçiliği’nde verilen limonatadan bahsediliyor. 16 Nisan gecesi evine doktor geliyor. Doktor Semra hanım için geliyor. Turgut Özal için gelmiyor. Semra hanımın tansiyonu düşmüş, kardiyolog bir hanım geliyor. İnceliyor tansiyonu ile ilgili ilaç veriyor, 15 dakika duruyor, normalleşince gidiyor. Turgut Özal internette oyun oynamayı çok severdi. Bu olayın ardından saat 4’e kadar internetin başında oyun oynuyor. Gece saat 3'te görevlilerden birisi kola getiriyor. Sabah 8.30’da kalkıyor, yüzünü yıkıyor, banyosunu yapıyor, tam kahvaltıya gelirken düşüp orada kalıyor. GATA hazırlanıyor, buraya giderken Hacettepe’ye dönülüyor, burada çocuk kliniğine götürülüyor. Çocuk kliniğinde ne işi var. Sonra yanlış yaptık deniliyor, kan alınıyor, o kan da düşürülüyor. İşin içinde 50 iş. Ertesi gün Özal’a kolayı veren iki görevliden biri Kanada'ya, diğeri Honduras'a kaçıyor. Orta Amerika’da 7 milyon nüfuslu bir ülke. Bu iki ülkenin de Türkiye ile suçluları iadesi diye bir şey yok. Tablo bu. Bunları anlatarak bir yere varmaya çalışıyoruz. Bunlar kurcalanacak işler.” Burhan Kuzu, 2007'de meydana gelen Danıştay saldırısının ardından, AK Partili bakanların hakimlerin cenazesine gidemediğini anlatarak, “Cumhuriyet gazetesine saldırısı var, işin boyutu değişti. Bunlar parti kapatma davasında bize iddia olarak soruldu. Trabzon'da din adamının öldürülmesi, Malatya olayları, Hrant Dink’in öldürülmesi, AK Parti kapatma davası, Hablemitoğlu’nun öldürülmesi, bunların hepsi toplandığı zaman, orada da başka bir kumpas var. İlle de kurgucu olmak adına söylemiyorum. Cumhurbaşkanımız talimat verdi, şimdi Madımak olayı inceleniyor. Ben de buradan diyorum, Uğur Mumcu olayı önemli bir kripto ve bu da mutlaka incelensin. O gün belli yerleri suçlayanlar, bugün bunu demiyorlar. Sokaklarda yüründü, kahrolsun şeriat diye. Bugün onu söyleyenler, kitaplar yazdı ve yaptıklarının yanlış olduğunu söylüyor, bu değil diyorlar. Çünkü iş çok farklı yerlere gidiyor. Yurt dışı, yurt içi ajanı var. Hedef belli, önemli adamları temizleriz, Türkiye karışır. Bu kadar basit. O gün kim ses getirir diye onu öldürüyorlar. Uğur Mumcu kime düşman. Ne yapmış adam. Hrant Dink kime ne yaptı. Olaylara böyle bakılmalı. Bunlar derinden incelenmeli. Türkiye’de birileri Özal’la ilgili konular çıktı mı rahatsız oluyor ve kapatılsın diyor.” ifadelerini kullandı .
Burhan Kuzu: Uğur Mumcu Cinayeti Araştırılmalı
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu, 24 Ocak 1993 tarihinde öldürülen gazeteci yazar Uğur Mumcu’nun cinayetinin araştırılması gerektiğini söyledi.