Avrupa'daki Türk ve Kürt sivil toplum kuruluşları, Türkiye'de 12 Eylül'de gerçekleştirilen Anayasa referandumu sonrasında yeni bir anayasa ve Kürt sorunun çözümü için yakalanan olumlu atmosferi değerlendirmek, üzerlerine düşeni yapmak için el ele verdi. AK Parti'ye yakınlığı ile bilinen ve batı Avrupa ülkelerinde teşkilatlanmış olan Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) bu amaçla, PKK karşıtlığı ve referanduma verdiği destekle adını duyuran Avrupa'daki Kürt sivil toplum kuruluşu Kürdistan Kürt Dernekleri Avrupa Konfederasyonu (KOMKAR) ile bir araya geldi.
Almanya'nın Köln kentinde bulunan UETD'nin genel merkezinde gerçekleşen buluşmaya KOMKAR yöneticilerinden olan ünlü aydın-yazar Kemal Burkay da katıldı. Burkay, Cihan Haber Ajansı'nın sorularını cevapladı.
Aynı zamanda, 70'li yıllarda kurulan Kürdistan Sosyalist Partisi kurucularından olan Kemal Burkay, hem Kürt açılımı sürecine, hem de referanduma destek verdiğini hatırlatarak, şunları söyledi: "Ancak bu sürecin zorluklarına dönük kaygılarım vardı. CHP ve MHP gibi statükocu, AB'ye girmeye karşı, militarist kesimlerin bu sürece karşı koyacağı için kolay olmayacağını biliyordum. CHP sosyal demokrat değil ki, keşke olsa. Ben geçmişte de sosyalist bir insandım ama hiçbir zaman fanatik bir solcu olmadım. Hocalarla, müftülerle görüşürdüm. Dini inançlara hiç bir zaman saygısızlık etmedik."
Kürt sorununun, sadece dış güçlerin kışkırtmasıyla çıkacak yeni bir sorun olmadığını, 1806 Abdurrahman Paşa isyanı ile başlayıp en az 200 yıllık geçmişi olduğunu kaydeden Kemal Burkay, "Biz silahlarla soruna çözüm aramaya her zaman karşı idik. PKK'nın silahlı eylemlerini hep yanlış bulduk ve bunu söyledik. PKK tek yanlı bile silah bıraksa yine yararlı olur, Kürt halkı bundan yararlı çıkar." dedi.
AK Parti'nin, Kürt sorununun çözümü için konunun üzerine cesaretle gidip gitmediği, bu konuda umutlu olup olmadığı sorusu üzerine Burkay, şunları söyledi: "İlk olarak Özal ortada ciddi bir sorun olduğunu, bunun sırf Kürtlerin sorunu olmadığını, sorunun barışçıl yollarla çözülmesi gerektiğini söyledi. Sağlığı iyi değildi ama Özal'ın ölümü çok şüpheli oldu. Orta Asya gezisinde, Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin ve milletvekillerinin olduğu bir toplantıda Özal, 'ben Kürt sorununu çözmek istiyorum' dedi ve oradan dönüşünde hemen hayatını kaybetti. Ben Özal'ın, Kürt sorununun çözümünü istemeyenler tarafından öldürüldüğüne inanıyorum. Kürt raporu hazırlamış olan Orgeneral Eşref Bitlis, bakan Adnan Kahveci, karanlık ilişkilere ulaşan gazeteci Uğur Mumcu gibi. 1993'te PKK'nın tek taraflı ateşkes ilan etmesinden sonra ateşkesin sabote edilmesi, ki olumlu bir fırsattı. Daha sonra sorunun sürmesi için 33 askerin kurşuna dizilmesi, bütün bunlar AK Parti döneminde başlayan Ergenekon davası sürecindeki iddialar şüpheleri çoğaltıyor. Bu şekilde çözümün sabote edildiği kanısındayım."
Kemal Burkay, Kürt sorununun çözümü için ikinci ciddi girişimin ise AK Parti döneminde önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den, daha sonra da hükümetten geldiğini, fakat bu girişimin STK'lar tarafından yeterince desteklenmediğini söyledi.
PKK, KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ ÖNÜNDEKİ CİDDİ ENGEL
Kürt aydın Kemal Burkay, PKK'nın varlığı ve silahlı eylemlerinin ise Kürt sorunun çözümünü güçleştirdiğini vurgulayarak "PKK bizim için bir handikap. Çözümün önünde ciddi bir problem. Tam açılım sürecinde niye Reşadiye, İskenderun saldırıları oldu? İşin içinde Ergenekon, JİTEM de var belkide. Açılım sürecinde karakol baskınlarıyla hükümeti köşeye sıkıştırmak istiyorlar. PKK'nın içinde bir el var. Kurşuna dizilen 33 asker resmen PKK'ya teslim edildi." dedi.
ÖZDOĞAN: ÇALIŞMALARA HERKES DESTEK VERMELİ
UETD Genel Başkanı Hasan Özdoğan ise, Kürt sorunun çözümü için cesaretli bir adama ihtiyaç duyulduğunu belirterek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı işaret etti. Özdoğan "Referandum demokratikleşme için bir çığır açmıştır. Başbakan ve yanındaki kadrolar hep iyi niyetle çalışıyorlar. Ama bu çalışmaların geniş kitlelere yayılması gerekiyor. Açılan çığır konusunda büyük kitlelerin destek vermesi lazım. Çalışmalara hep birlikte destek vererek adım adım çözüme ulaşmalıyız. Bir güven ortamı oluşturmalı, bir birimizi kardeş olarak görmeliyiz." dedi.