Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK), 10. kuruluş yıldönümünde Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) işbirliğiyle hayata geçirdiği 'Fay Hatları Tırı' projesinin ikinci ayağını Bursa'dan başlattı. Batı Anadolu Fay Hatları'nda bulunan 10 il ve 14 ilçede 50 binden fazla kişiye deprem eğitimi verilecek projenin başlangıcı nedeniyle Bursa'dan düzenlenen törene katılan Prof. Dr. Mustafa Erdik, gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Bursa'nın en büyük depremini 1855'te geçirdiğini hatırlatan KRDAE Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdik, ''En büyük depremini 1855'te geçiren Bursa'da, bundan sonra o boyutta çok büyük bir deprem olması, çok büyük bir ihtimal değil. 5.5-6 büyüklüğünde deprem olma ihtimali çok daha yüksek." dedi.
Prof. Dr. Mustafa Erdik, gazetecilerin Bursa'nın depremselliği ile ilgili sorusuna şu cevabı verdi: "Bursa'da çok sayıda küçük fay var ve her zaman küçük depremler olabilir ve küçük depremlerde de konutlarımız hasar görebilir bize hiçbir şey olmasa bile. Bunun için DASK çok büyük vesile oluyor. Herkese sigorta yaptırmasını tavsiye ediyorum."
Kuzey Anadolu Fayı'nın üç ana kolu olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Erdik, şunları söyledi: "Biri Kuzey kolu ki, Marmara Denizinden geçiyor. Orta kolu var Marmara Denizinin güneyinden geçer. Diğeri de güney kolu dediğimiz Bursa'nın üzerinden geçen koludur. Kuzey kolundaki yıllık oynama mertebesi 2,4 santimetredir. Bursa kolunda 7 milimetreye iner, bu da demektir ki; 100 yıl hiç deprem olmasa Marmara'da, 2,5 metre bir atım birikir, burada hiç deprem olmasa 100 yılda 70 santim atım birikir. Bu demektir ki burada büyük depremin olması için Marmara'nın kuzey koluna göre 4 katı fazla zaman geçmesi lazım. Büyük deprem olmaz değil, ama çok büyük deprem olma ihtimali Marmara ya göre 4'te 1'dir.Yani Marmara'da yüzde 100' ise burada yüzde 25'tir."
"DEPREME KARŞI GÜÇLENDİRME ÇALIŞMALARI İSTENEN SEVİYEDE DEĞİL?"
İnsanların kendi konutlarını veya apartmanlarını depreme karşı güçlendirmelerinin bir ekonomik fizibilitesinin bulunmadığını anlatan Prof. Dr. Mustafa Erdik, şu görüşleri dile getirdi: "İnsanlar da bunun farkında, o yüzden bunu yapmıyor, bunun aslı kentsel dönüşümdür. Eski, bakımsız binaların olduğu yerler vardır. Burada parseller birleştirilir, çok daha başka düzene gidilir. Buralar belki eğlence, belki sanayi merkezi yapılır, ama buradan elde edilen ranttan da buradan ayrılan insanlara belli bir pay verilir, onlara ayrı bir ev verilir. Bunun hayata geçirilmesi lazım, yoksa insanlara ben sana kredi vereyim de sen evini güçlendir olmaz. Bu çok denendi, son 10 yılda denedik, bir sonucunu görmedik. Çünkü bu işin ekonomik fizibilitesi yok."
"BATI ANADOLU'NUN DEPREMSELLİK RİSKİ"
Büyük deprem olma riskinin Marmara'da daha yüksek olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Mustafa Erdik, "İstanbul'da beklediğimiz 7 ve üzeri depremdir. Ege Bölgesinde 7 ve üzeri depremler olur, ama İstanbul'a nazaran çok daha az sıklıkta olur. Öte taraftan 6 civarında deprem çok sayıda olur. 6 ve civarındaki depremlerde büyük ama çok büyük depremler değil, ikisinin farkı budur." dedi.
'İstanbul'da yakın zamanda bekleniyor mu?' şeklinde ki soruya ise, Prof. Dr. Mustafa Erdik, şu cevabı verdi: "Marmara'da çok büyük depremlerin ortalama olma süresi yaklaşık 250 yıldır. Burada da ortalama olma süresi 1000 yıl. Ama bin yılın ne zaman başladığını bilmiyoruz, yarın da olabilir, 50 yıl sonra da olabilir. Ben bunu bilmiyorum, ama şunu biliyorum ki burada 100 bin yıl beklersem 100 tane deprem olur İstanbul'da 400 tane olur. Benim bildiğim bu, ama ne zaman olur bilmiyorum."