Kendisine başvuran hastaların büyük çoğunluğunun ilk etapta hem estetik kaygılar hem de nefes alma problemleri olduğunu belirten Akagün, şöyle konuştu:
“Bunda kulak burun boğaz uzmanı olmamın da etkisi var sanırım. Bir oran vermek gerekirse yüzde 50 sinde estetik sorun ve fonksiyonel sorun bir arada. Yüzde 25 inde sırf estetik sorun, yüzde 25 inde sırf fonksiyonel sorun oluyor. İnsanlar artık doğal burundan yanalar. Yüzleri ile uyumlu burun istiyorlar. Eskiden elinde ünlü resimleri ile gelip bana bu burnu yap doktor bey diyen hastalarım olurdu. Son bir kaç yıldır hiç bir hastamdan böyle bir talep gelmedi. Çünkü şu tartışmasız bir gerçek ki burun kişiye özel. Başkasına yakışan bir burun diğerine yakışmayabiliyor. Estetik olarak burun şeklinin kişinin yüz özelliklerine göre planlanması şart. Natürel olmalı, yüzünüzün diğer yapıları ile uyumlu olmalı. Sizi hiç tanımayan birisi burnunuzun estetikli olduğunu anlamamalı. Ameliyat olduğunuzu bilen yakın çevreniz ise pozitif değişimi fark etmeli. Nefes alamama şikâyetleri varsa o da aynı anda çözülmüş olmalıdır. Uzun dönemde burunda çökmeler, eğrilikler olmamalıdır. Başarılı bir ameliyat sonrası şişlikler dağıldıktan sonra burun yüze iyice oturur. Kişi sonuç doğal olduğu için asla yeni halini yadırgamaz kolaylıkla adapte olur. Hatta çoğu kişiler eski burnunu bile unutur. İyi yapılmış bir burun kişinin önce bakışlarının ortaya çıkmasına yol açar. İfade berraklaşır daha sonra yüzün diğer güzellikleri ortaya çıkar. Bozuk bir burun insana sert sinirli bir ifade verirken iyi yapılmış bir burun sonrası daha sevecen bir ifade ortaya çıkar, başarılı bir ameliyat sonrası kişinin ruhsal yapısında bile olumlu değişmeler olur. Kendini ifade edebilme ve özgüveni artar, hayata daha pozitif bakar. Bana göre başarıyı artıran en önemli faktör hekimin hastanın burnunu iyi analiz etmesidir. Her burunda burnu taşıyan bağlar ve burun ucuna şekil veren kıkırdaklar vardır. Ameliyat esnasında burnu şekillendirmek adına bu bağların ve kıkırdaklar üzerinde çalışma yaparız. Gereğinden fazla bağ ve kıkırdak kesilirse veya bu bağlar daha sonra tamir edilmezse burun düşer, çöker veya sıkılmış gibi durur. Bu sorunlardan korunmak adına ben burun ucu kıkırdak yapılardan minimum miktarda kıkırdak çıkarıyorum.Burnu taşıyan bağları tamir edip güçlendiriyorum. Daha da önemlisi burun ucunu taşıyan kıkırdak ve bağları burun içinden aldığım kıkırdaklar ile takviye ediyorum.”
Burun estetiği ameliyatının açık ve kapalı teknik olarak iki şekilde yapılabildiğini kaydeden Op.Dr. Cevdet Murat Akagün, “Kapalı teknikte bütün kesiler burun içerisinde yapılır. Cerrah görmeden, içeriden çalışarak ameliyatı tamamlar. Açık teknikte ise burun ucunda 3-4mm lik bir kesi yapılarak burun ucu açılır. Bu şekilde bütün burun yapılarına ulaşmak mümkün olur ve ameliyat hiç bir şey şansa bırakılmadan görülerek yapılır. Ben ameliyatlarımı açık teknikle yapıyorum. Çünkü açık teknik ile buruna tam hakim olmak mümkündür. Açık Teknikte Kullandığımız Kesi. Hastalarıma hep şu örneği veriyorum; Arabanız bozuldu. Tamirciye gittiniz. Motora bakıp sorunu çözmesi gerekiyor. Kaputu açmadan mı motoru tamir etmek doğru olur açarak mı? Tabiî ki açıp, sorunu direkt görüp sonra tamir etmek daha doğrudur” diye konuştu.
Burun Estetiğinde Nefes Almak Çok Önemli
Op.Dr. Cevdet Murat Akagün, burun estetiğinde nefes almanın çok önemli olduğunu söyledi.