Büyüközer'den Doğu Türkistan Açıklaması

Büyüközer'den Doğu Türkistan Açıklaması

GİMDES Başkanı Dr. Hüseyin Kami Büyüközer, Doğu Türkistan’da yaşanan olaylara dikkat çekerek, "Çin zulmü altındaki Doğu Türkistan’ın acısı yıllardır devam ediyor. Afganistan, Arakan, Çeçenistan, Irak, Filistin, Suriye, Mısır, Yemen ve daha birçok dünya toprakları üzerinde Müslümanlar zulüm altında acı çekiyor." dedi.



Dünyanın dört bir yanında Müslümanlara karşı yürütülen zulüm kampanyaları hakkında açıklamalarda bulunan Gıda İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Derneği (GİMDES) Başkanı Dr. Hüseyin Kami Büyüközer, Doğu Türkistan’a dikkat çekti. "Zulme rıza zulümdür" diyen GİMDES Başkanı Büyüközer, "Kur’anlar yakılıyor. Camiler kapatılıyor. Medreseler yasaklanıyor. Din âlimleri birer birer öldürülüyor. Erkek kardeşler zorla kamplara sokuluyor. Onların yerine Çinli erkekler ailelere yerleştiriliyor. Bacılar zorla Çinli erkekler ile evlendiriliyor. Tüm bunlara rağmen kimsenin sesi çıkmıyor. Müslümanlar sahiplenmiyor. Bilmezler mi ki zulme rıza zulümdür." dedi.



"Bizler gönül bağı ile birbirimize bağlıyız"

İslam coğrafyasının gönül bağıyla birbirine bağlı olduğunu söyleyen Dr. Büyüközer, "Doğu Türkistan coğrafi olarak Türkiye’ye çok uzaktır. Ancak manevi ve gönül bağı olarak Türkiye’ye çok yakındır. Doğu Türkistan Türklerinde tarihten beri "Işık Türkiye’den gelir." inancı hâkim olmuştur. Doğu Türkistan Türkleri geleceğini ve umudunu daima Anadolu’da aramıştır." şeklinde konuştu.



Bu gidişata dur diyecek bir çözüm bulunması gerektiğinin altını çizen Dr. Büyüközer sözlerine şöyle devam etti: "Çin zulmü altındaki Doğu Türkistan’ın acısı yıllardır devam ediyor. Afganistan, Arakan, Çeçenistan, Irak, Filistin, Suriye, Mısır, Yemen ve daha birçok dünya toprakları üzerinde Müslümanlar zulüm altında acı çekiyor. Bu gidişata dur diyecek bir çözüm bulmak zorundayız. Doğu Türkistan’da devam eden Çin mezaliminin daha kolay anlaşılması için geçmişi özetleyerek hatırlatmakta yarar var; Çin’in Doğu Türkistan ile olan bağlantısı 2000 yıldan daha gerilere gitmesine rağmen, bölge etkili Çin yönetimi altında sadece ve kesintilere uğrayarak yaklaşık beş yüz yıl kalmıştır."

1933 ve 1944 yıllarında İslam şeriatı prensiplerine dayanılarak ‘Doğu Türkistan Türk İslam Cumhuriyeti’ kurulduğunu belirten GİMDES Başkanı, "Doğu Türkistan’ın bağımsızlık mücadelesi ise maalesef başarısız kaldı. Çünkü Doğu Türkistan bölgesi, 1949’da Komünist Çin Halk Cumhuriyeti tarafından işgal edildi. Çin Halk Cumhuriyeti bünyesinde 1 Ekim 1955’de özerklik statüsü verilen ’Sincan Özerk Bölgesi’ Uygur Türklerinin yaşadığı coğrafyadır.

Geçmişten günümüze ve bilhassa 1949’dan beridir bu topraklarda Çin baskısı ve zulmü bitmek bilmiyor. Sosyal, siyasi ve dini faaliyetleri yasaklanan Uygur Türkleri tarafından, Doğu Türkistan’a özgürlük ve insani haklarına kavuşma adına düzenlenen her toplantı, miting, protesto yürüyüşü gibi girişimler Çin devlet güçleri tarafından silah kullanarak sindiriliyor.

Doğu Türkistan’da 1985 yılından bu yana geçerli olan uygulamaya göre şehirde yaşayanlara bir çocuk, kırsalda yaşayanlara iki çocuk sahibi olma kotası hala devam ediyor. Bununla beraber de Müslüman Uygur Türk nüfusu kontrol altında tutmak için zorla kısırlaştırma ve kürtaj uygulamaları aralıksız devam ettiriliyor. Bugün 45-50 milyon nüfusa sahip olan bu bölgede yaşanan mezalimlerde en az 3 milyon insan ölmüş en az 2 milyon insan hicret zorunda bırakılmıştır." ifadelerini kullandı

"İslam ülkeleri BM’ye alternatif gerçek bir birlik oluşturmalıdır"

GİMDES Başkanı Dr. Hüseyin Kami Büyüközer, sözlerini şöyle tamamladı. "Yüz yıldır bu topraklarda milyonlarca Müslüman öldürüldü ve öldürülmeye devam ediliyor. Fotoğrafa bütün olarak bakmaya çalışalım. Müslümanların maruz kaldığı zulümlere karşı günü birlik çalışmalar yerine, süratle, Türkiye’nin başkanlığında, daimi çalışacak, Dünya Zulümle Mücadele, Mazlum Müslümanları Koruma ve Yardım Merkezi’nin kurulması şarttır. Bu merkezde ümmet şuuruna sahip, Allah’ın yegâne din olarak bildirdiği İslam’ın ve Müslümanların her türlü tasalluttan ve zulümden korunması mücadelesini her türlü platformlarda sürdürebilecek insanlar görevlendirilmelidir. Sabırla, azimle, dirayetle yürütülecek bu çalışmalar er veya geç Müslümanları BM’ye alternatif bir birliğe götürecektir. İşte o zaman Dünya 5’ten büyüktür, gerçeği gerçekleşecektir."
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile