Büyükşehir'den 'Medeniyet Fikri Ve Eğitim Tasavvuru' Konferansı
Erzurum Büyükşehir Belediyesi ile Genç MEMURSEN, Gazeteci-Yazar Yusuf Kaplan’ın konuşmacı olarak katıldığı “Medeniyet Fikri ve Eğitim Tasavvuru” konulu konferans düzenledi. Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen konferansa Erzurum Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Eyüp Tavlaşoğlu, ESKİ Genel Müdürü Mevlüt Vural, Genel Sekreter Yardımcısı Ünsal Kıraç ile diğer protokol üyeleri ve vatandaşlar katıldı. Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda Yusuf Kaplan, “Düşünür; bu dünyada yaşayan ama bu dünyayı yaşamayan kişidir. Geçmiş ve gelecek zaman mefhumlarında hakikatin önündeki çakıl taşlarını temizleyen ve insanlığın önüne bir gelecek projeksiyonu sunarak bunu mümkün kılacak yapı taşlarını döşeyen kişidir. Çakıl taşlarını döşemek için dalga kırması gerekir” dedi. Kaplan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye’de işlenen en büyük cinayet Türkçe’nin seküleştirilmesidir. Türkçe’nin, İslami içeriğinin, ruhunun, derinliğinin, felsefesinin boşaltılmasıdır. Dil, varlığın evidir. Dil yoksa din de olmaz. Dil gitmişse din kendisini ifade edemez. Siz sadece Türkçe’den değil, Türkiye’den, bu toplumdan İslam’ı, İslam’a ilişkin her şeyi, sanatı, estetiği, felsefeyi, tarihi, ahlakı, siyaseti ve medeniyet birikimini çekin çıkarın hiçbir şey kalmaz. Yani bu işlenen cinayet öyle basit bir şey değil. Dil varlığın evidir. Dilsiz bir toplum konuşabilir mi? Dilini yitiren bir toplum ne ile konuşacak? Neyi konuşacak? Kiminle konuşacak? Dilsiz bir toplum ruhunu da yitirir, benliğini de yitirir, kendini de yitirir. Kendi olamayan, kültürel benliğini yitirmiş kişi, ruhunu, özünü yitirmiş kişi özgürlüğünü nasıl kuracak? Özünü yitirmiş bir toplum özgürlüğünü nasıl kuracak? Özünü yitirmiş bir toplum nasıl özgün bir şekil ortaya koyacak? Bu mümkün değil.”
Batı’nın İslam dünyası üzerindeki emellerine dikkati çeken Kaplan, şöyle devam etti: “Batılı akademisyen ve oryantalistlerin 200 yıldır İslam dünyası üzerinde uygulanmak üzere geliştirdikleri 3 tane büyük proje var. Birincisi Osmanlı’nın unutturulması, ikincisi Gazzali ile birlikte İslam düşüncesinin bittiği masalının yaygınlaştırılması, üçüncü de Hazreti Peygamberimizin (S.A.V.) konumuyla ilgilidir. Hadisleri, oradan da mezhepleri tartışmaya açıyorlar. Akaidimizle oynuyorlar. Akaid bittiği zaman ortada hiçbir şey kalmaz. Akaid varsa varsınız, bir dünya kurarsınız. Akaid yoksa ahmaklaşırsınız sadece rakama dönüşürsünüz. Bu 3 projeden 2’sini başardılar. Osmanlı unutturuldu, Gazzali vuruldu. Şimdi çeyrek asırdır Hazreti Peygamber’in konumunu sarsmakla uğraşıyorlar. Üçünü izah edebileceğimiz tek bir kelime var. Üçü de kurucu. İnsanlığın geleceği bu coğrafyada gizlidir. Burası üç kıtanın kesişme noktasıdır.”