Çalışan Gazeteciler Günü
Mersin’de, basın çalışanları ‘Çalışan Gazeteciler Günü’nde, hazırladıkları dövizlerle, basın üzerinde giderek artan baskıları ve gazetecilerin tutuklanmalarını protesto ettiler.
Mersin Gazeteciler Cemiyeti (MGC) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Ünal,`10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü`, Mersin`de düzenlenen törenle kutlandı. MGC tarafından Cumhuriyet Meydanı`nda gerçekleştirilecek tören, yağmurlu hava nedeniyle Kültür Merkezi’ne alınırken, Mersin basını törene yoğun ilgi gösterdi. Basın çalışanlarını CHP İl Başkanı Yılmaz Şanlı, Toroslar Belediye Başkanı Hamit Tuna, CHP’nin merkez ilçelerinin başkanları ve partililer ile bazı sivil toplum örgütlerinin temsilcileri de yalnız bırakmadı.Kültür Merkezi’nin girişinde yapılan törende, genç basın çalışanları ellerine aldıkları ve sırtlarına iğneledikleri, ’95 gazeteciler yeni yıla cezaevinde girdi’ , ‘Sansüre, baskıya, baskına hayır’, ‘Cezaevinde gazeteci istemiyoruz’, ‘Özgür basın susturulamaz’, ‘Yıpranmıyorsunuz dediler, enkazın altında kaldılar’, ‘Bayram zehir oldu’ yazan dövizlerle, son dönemde basın üzerinde artan baskıları protesto ettiler.Törende bir konuşma yapan MGC Başkanı Ahmet Ünal, 10 Ocak 1961 tarihinin, gazetecilik tarihinde çok önemli bir mihenk taşı olduğunu belirterek, 10 Ocak’ın mücadelenin ve örgütlenmenin zaferi, geleceğe emin adımlarla yürümek isteyen bir toplumun mücadelesinin anıtlaştığı gün olduğunu söyledi. 10 Ocak 1961’de 212 sayılı yasanın kabulünün üzerinden 51 yıl geçtiğini ifade eden Ünal, “O günün örgütlü toplumundan bugün korkan, ses çıkaramayan, bir araya gelemeyen insanlar haline geldik. Çok şey kaybettik bu sürede. Gazeteci hayatın, tarihin, dünün tanığıdır. Dünü bugüne bugünü yarına taşıyacak insandır gazeteci. Ama şimdi ne günlere geldik, ülkemizin gazetecilik yapısı nasıl değişti? Şimdi inançları ve düşüncelerini söyledikleri için içeri düşen gazeteciler var. Gazeteci düşüncesini söyleyemeyen, ifade edemeyen insan haline geldi. 1961’in 10 Ocak’ında çıkan bizim yasamızın yerinde şimdi yeller esiyor. Biz gücümüzü para, kartel medya, yasalar karşısında kaybettik ama bizim mücadelemiz bitmedi. Bir yağmurlu günde ‘ben gazeteciyim’ diyen herkes ve siyasi parti temsilcileri, belediye başkanlarımız bizim kavgamıza destek vermek, omuz vermek için buraya geldiler. Biz kalelerimizi kaybettik ama dimdik ayaktayız. Bizim yolumuzu Mustafa Kemal’ler, Uğur Mumcu’lar, Mustafa Balbay’lar aydınlatıyor. 1961 ruhu bizim ruhumuzu aydınlatıyor ama bizim gerçek ruhumuzu 1919’da işgale karşı savaşan gazeteci arkadaşlarımız aydınlatıyor” dedi.Çalışan gazeteciler adına konuşan Haberci Gazetesi Editörü Meltem Ahatoğlu da gazetecilerin düşüncelerini yazdıkları ya da sadece habercilik yaptıkları için işlerinden kovulduğu, tutuklandığı, görevinin başında kalanların ise gerçek anlamda gazetecilik yapamaz hale geldiği bir dönemde `Çalışan Gazeteciler Günü`nün kutlandığına dikkat çekti. “Bugün ülkemizde yüze yakın gazeteci tutuklu. Daha da vahimi, ne gazetecilik meslek örgütleri ne de Adalet Bakanlığı, kaç gazetecinin tutuklu olduğunu bile bilmiyor. Çünkü gazeteciliğin rutin faaliyetleri; habercilik, köşe yazarlığı, kitap yayınlamak, haber kaynaklarıyla görüşmek bile ‘suç’ kapsamına sokuluyor, meslektaşlarımız, gazetecilik mesleğini icra nedeniyle tutuklandığı halde, terörle ya da başka suçlarla ilişkilendiriliyor” diyen Ahatoğlu, bu durumun, bir yandan içerdeki gazeteci sayısını artırırken bir yandan da dışarıdaki gazetecilerin üzerinde baskı oluşturduğunu vurguladı. Ahatoğlu, “Artık gazetecilerin, gördükleri, tanık oldukları, duydukları gerçekleri yazmaktan çekindiği bir dönemdeyiz. Çünkü güç ve iktidar sahipleri; mesleki yaşamlarında bir eksiklik, bir hata, bir şaibe olmayan, sadece gazetecilik yapan saygın meslektaşlarımızı; yazarları, muhabirleri tutukluyor, hiçbir somut delil olmadığı halde aylarca cezaevinde tutuyor, gazeteciliğin en temel pratiklerini terörle ilişkilendiriyor ve böylece gazetecilerin mesleki yaşam alanlarını yani demokrasiyi ve basın özgürlüğünü dolaylı yoldan kısıtlıyor, daraltıyor.Basın özgürlüğüne ve demokrasiye vurulan bu kelepçe, maalesef hasbelkader gazete patronu olmuş sermaye sahiplerince de ayrıca daraltılıyor. Tüm bunların yanı sıra, ister yaygın medyada, ister bizler gibi yerel medyada çalışıyor olsun; her gazeteci, ekonomik zorluklar ve güvencesizlik baskısını aynı şiddette hissediyor” diye konuştu.Gazetecilik mesleğinin tam olarak yapılması, basının gerçekten özgür olması için; ülkenin demokratikleşmesi, yargının bağımsızlaşması ne kadar zorunluysa, gazetecilerin başta sendikal örgütlenme olmak üzere örgütlenmeleri, iş güvencesine kavuşmaları ve ekonomik olarak güçlenmeleri de o derece zorunlu olduğunun altını çizen Ahatoğlu, bu şartların yerine gelmesi için gazeteciler olarak mücadelelerini sürdüreceklerini kaydetti.Toroslar Belediye Başkanı Hamit Tuna ile CHP İl Başkanı Yılmaz Şanlı da kısa birer konuşma yaparak, basın çalışanlarının zor şartlar altında görev yaptıklarını bildiklerini, her zaman yanlarında olduklarını belirterek, desteklerini ifade ettiler.