''Çanakkale Mektupları'' Sergisi

Başbakan Yardımcısı Arınç: ''Kınalı kuzular Çanakkale'de şehit olmuşlardı, şimdi kınalı küheylanlar var dünyanın her yerinde. Onlar da ulvi bir vazife uğruna hizmet ediyorlar'' ''23 Nisan 1920'de bu Meclis açıldığı zaman çok önemli bir görev de yaptı. Bir, hükümet bu Meclis'ten çıktı. İki; orduyu bu Meclis kurdu'' ''Çanakkale, birlik ruhunun, millet olma şuurunun temsil edildiği muhteşem bir abidedir'' ''Siz orada Diyarbakır'ın Bismil'inden, Lice'sinden, Kulp'undan gelen Ahmet'in, Memo'nun, Manisa'dan gelmiş Hüseyin'in kolunda şehit olduğunu görürsünüz. Kucak kucağadır, yan yanadır'' Çanakkale Şehidi Harputlu Teğmen Ali Haydar'ın annesine yazdığı mektuptan: ''Dünyada tek isteğim, yurdumu ilerlemiş, eğitimsever, zengin görmektir.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Kınalı kuzular Çanakkale'de şehit olmuşlardı, şimdi kınalı küheylanlar var dünyanın her yerinde Onlar da ulvi bir vazife uğruna hizmet ediyorlar'' dedi. Arınç, Polatlı Belediyesi tarafından hazırlanan TBMM Mustafa Necati Kültürevi'nde ''Çanakkale Mektupları'' sergisinin açılışını yaptı. Çanakkale'deki törenlere katıldığını, şehitleri minnet ile andıklarını anlatan Arınç, bugün de Afganistan'da şehit olan askerler için Kocatepe Camisi'nde tören düzenleneceğini anımsattı. Arınç, geçen hafta cuma günü Afganistan'ın başkenti Kabil'de helikopter kazasında hayatını kaybeden 12 askerden Ankara'da bulunanların cenaze törenlerine işaret ederek, şunları söyledi: ''O gün de bugün de bu şehitlerimizi rahmetle ve minnet ile anıyoruz. Cenab-ı Hak cennetlerine koydu, inşallah geride kalanlara da milletimize de Rabbim sabırlar versin. Şehitler kervanı devam ediyor, dün bitmemişti, bugün de bitmeyecek gibi görünüyor. Cenab-ı Hak, inşallah askerimizi de milletimizi de bu tür kazalardan, belalardan muhafaza eylesin.''

Polatlı Belediye Başkanı Yakup Çelik'in, Polatlı Kaymakamlığı'nın, böyle bir konuda ev sahipliği yapmasının takdire değer olduğunu ifade eden Arınç, şöyle konuştu: ''Meclis Başkanlığım döneminde ilk defa Sayın Başkan beni 13 Eylül'deki Sakarya Zaferi'nin yıl dönümüne davet etmişti. O güne kadar sadece askeri erkanın, asker kişiler olarak şüphesiz zaferde en büyük pay onların kutladığı bu törenlere de Meclisimizi temsilen ilk defa sanıyorum 2006 yılındaydı, başkanımızın davetiyle katıldım, o heyecanı yaşadım. Kendisi, tarihe, edebiyata çok bağlı bir insandır. Bugün de biraz önce ifade edildiği gibi cephe gerisinden yazılan, mektupların orijinalleri ile bugün sergileniyor olması, elbette belediyemiz adına kıvanç verici bir çalışmadır. Gerçekten Çanakkale bir destandır. Resmi rakamlar da var elimizde. Toplam harpte ölenlerin sayısı 400 binden fazladır. Şehitlerimizin içinde yine bilinebildiği kadarıyla 5 binden fazla tıbbiye mezunu, öğretmen yani üniversitede okuyan veya bitirmiş, genç insanlar şehit olmuşlardır. Bu akşam tıp ile ilgili bir törene katılacağım. Onunla ilgili bir çalışma yaparken gördüm ki bir mektebin son sınıf tıbbiye talebeleri Çanakkale'ye gider ve bir tanesi bile geriye dönmez. Okullar boş kalmıştır. Gencecik insanlar ellerine bir silah bulduysa Çanakkale'ye koşmuşlar, orada vatan için, din için, Allah için şehit olmuşlardır.''

-''Çanakkale, birlik ruhunun abidesidir''-
Çanakkale'ye yıllardır yapılan yatırımlarla milyonlarca insanın abideleri ziyaret ettiğini anlatan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, geçen yıl bu bölgeyi 2 milyon civarında kişinin ziyaret ettiğini bildirdi. Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Çanakkale, birlik ruhunun, millet olma şuurunun temsil edildiği muhteşem bir abidedir. Siz orada Diyarbakır'ın Bismil'inden, Lice'sinden Kulp'undan gelen Ahmet'in, Memo'nun, Manisa'dan gelmiş Hüseyin'in kolunda şehit olduğunu görürsünüz. Kucak kucağadır, yan yanadır. Tabyalarda birlikte şehit olmuşlardır. Orada hepiniz görmüşsünüzdür, ama gitmeyenler mutlaka en kısa zamanda gitmelerini tavsiye ediyorum. Şehitlerimizin kimlikleri bulunanların, tek tek isimleri yazılmıştır. Dün Dışişleri Bakanımız bir vesile ile söyledi. En çok şehidimiz, bilindiği kadarıyla 4 binden fazlasıyla Bursa'dan olmuştur, ama Halep'ten ve Bağdat'tan isimleri bilinenlerin sayısı 7 bin civarındadır. Anadolu coğrafyasının her yerinden Çanakkale'ye koşulmuştur. Osmanlı haritası içinde her bölgeden, her şehirden Çanakkale'ye koşulmuştur. Elbette gelen itilaf düşmanları, kuvvetleri de dünyanın neresinden varsa, Mehmet Akif'in tabiriyle bütün akvamı beşer, Çanakkale'ye koşmuş, orada çarpışmışlardır.''

-Kınalı küheylanlar-
Alınacak çok büyük dersler ve ibretler olduğuna işaret eden Arınç, sözlerini şöyle tamamladı: ''İşte bu kınalı kuzular Çanakkale'de şehit olmuşlardı, şimdi kınalı küheylanlar var dünyanın her yerinde. onlar da ulvi bir vazife uğruna hizmet ediyorlar. Bu kınalı kuzuların, TRT-1 belgeselini yapmışlardı. İnanıyorum ki bu mektuplar da o kınalı kuzuların mektupları olarak hepimizin gözyaşları ile izleyeceğimiz hatıralarıdır. Meclisimizde bunu sergilemiş olmak, her türlü takdirin üzerinde. Çünkü Polatlı'dan düşmanın top sesleri Ankara'ya geliyordu ve Ankara'da 'Meclis'in yerini değiştirsek mi' münakaşası yapılıyordu. Çünkü 23 Nisan 1920'de bu Meclis açıldığı zaman çok önemli bir görev de yaptı. Bir, hükümet bu Meclis'ten çıktı. İki; orduyu bu Meclis kurdu. Bu ordumuzun adı, TSK'nın adı, resmi kayıtlarda 'Türkiye Büyük Millet Meclisi Ordusu' olarak geçiyor. Silahlandırdı ve bağımsızlık mücadelemizi Meclisimiz yürüttü. Millet iradesinin kalbi olan bu meclis'te Çanakkale'ye yazılan mektupların sergileniyor olması en anlamlı bir davranıştır. Yapanları kutluyorum.'' Serginin hazırlanmasını sağlayan Polatlı Belediye Başkanı Yakup Çelik de Çanakkale Zaferi'nin, tarihte müstesna bir yerinin olduğunu söyledi. Sergilenen mektuplarla ilgili çalışmayı yapan Çankırı Karatekin Üniversitesi öğretim üyelerinde Doç. Dr. Ömer Çakır da 33 mektuptan oluşan sergi hakkında bilgi verdi.

-Harputlu Teğmen Ali Haydar-
Arınç, daha sonra berindekilerle serginin açılışını yaptı. Sergiyi de gezen ve mektupları inceleyen Arınç'ın duygulandığı görüldü. Arınç, Harputlu Mülazım Ali Haydar Efendi'nin annesine yazdığı mektubu da yüksek sesle okudu. Okunduğunda konukların duygulandığı Teğmen Harputlu Teğmen Ali Haydar'ın mektubu şöyle: ''Dünyada tek isteğim, yurdumu ilerlemiş, eğitimsever, zengin görmektir. Bu amaca ulaşmak neyi gerektiriyorsa onu yapabilmektir. Yurdumun en son ve denizle birleştiği bir noktasında düşmanı beklemekle gurur duyuyorum. Benim için kutsal bir borç olan ödevimin yerine getirilmesi neyi gerektiriyorsa onu yapmaktan çekinmeyeceğim. Dünyanın tadını tattım. Daha çok gencim, ama şunu da pek iyi biliyorum ki dünyadaki amacımız vatana hizmettir. Bu bakımdan böyle bir görev yolunda gidersem... Ey anne, ağlama, bilakis, sevgisi için vücudunu feda ettiğim bu vatan hatırı için adımı hazin bir düşünceyle an... 'Oğlum, berhudar ol' de... Cümleye selam, ağabeylerimin ellerinden öperim.' '
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile