Ortaca’nın Dalyan Mahallesi’nde garson olarak çalıştığı restorandan geçen yıl 14 Haziran’da mesai bitimi ayrılan ve ortadan kaybolan 18 yaşındaki Cansu Kaya’nın, 3 gün sonra Dalyan Kanalı Çandır Geçişi mevkisinde su üzerinde cesedi bulunmuştu. Yapılan incelemede genç kızın son olarak Dalyan’daki restoranda garson olarak çalışan 25 yaşındaki Necati D. ve lise öğrencisi 17 yaşındaki M.P.Ç. ile birlikte yürüdüğü görülmüştü. Bunun üzerine gözaltına alınıp tutuklanan Necati D. ve M.P.Ç. hakkında ömür boyu hapis cezası istemiyle Fethiye Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılmıştı.
ANKARA’DAN BEKLENEN RAPOR GELMEDİ
Davanın bugün görülen 5’inci duruşması öncesi Fethiye Adliyesi önünde polis tarafından kontrol noktaları kurularak, güvenlik önlemi alındı. Duruşmaya tutuklu sanıklar Necati D. ve M.P.Ç., maktul Cansu Kaya’nın babası Osman Kaya ile sanık ve müşteki avukatları katıldı.
Duruşmada dinlenen tanık Şahin Erol, olayı internetten öğrendiğini, Dalaman ilçe merkezinde bir beton firmasında çalıştığını ve Dalyan’da bulunmadığını belirtti.
Sanık Necati D.’yi selamlaşacak kadar tanıdığını, maktulün ablası İpek Köklü’nün ise eski çalıştığı yerden arkadaşı olduğunu, N.D gözaltına alındığında İpek Köklü’nün kendisine mesaj atarak, "Necati D.’nin böyle bir şey yaptığına inanıyor musun?" anlamında soru sorduğunu kaydeden Erol, kendisinin de böyle bir şeyin olamayacağını söylediğini belirtti.
Kesinlikle bunlar bunlar yapmış yada yapmamış anlamında bir kelime kullanmadığını söyleyen tanık Erol, "İnternetten öğrendiğim kadarıyla sosyal medya hesaplarında bazı paylaşımlar vardı. Necati ile eski bir işimizden dolayı tanışıyorduk. İpek ondan dolayı arkadaş olarak soru sordu” dedi.
Duruşmada dinlenen abla İpek Köklü’de, dava konusu olayı ablasından öğrendiğini söyledi.
Olayla ilişkin veya bilgisinin olmadığını savunan Köklü, "Necati D’nin kız kardeşi, benim çocukluk arkadaşımdır. Necati D’nin sevgilisi olduğu bildiğim Pınar, beni telefonla aradı. Öncesinde ben dava konusu olaya ilişkin olarak kızgınlığımızı dile getiren bir yazı yazmıştım. Pınar beni bu yazı üzerine telefonla aradı. Bana ’Pazartesi günü Necati D. çıkınca hepiniz göreceksiniz. Abinden böyle bir şey bekliyor musun İpek’ dedi ve görüşme bitti” diye konuştu.
Tanık İpek Köklü, soru üzerine, "Olayla ilgili olarak hakaret içeren bir paylaşım vardı. Pınar az önce bahsettiğim şekilde beni aradı. ’Necati D. yani abin pazartesi günü çıkınca hepiniz göreceksiniz. Abinden böyle bir şey bekliyor musun; İpek?’ demişti. Avukat Berna Hanıma söylediğim tehdit budur. Bunun dışında bana yönelen telefonla ya da yüzyüze bir tehdit yoktur” ifadelerini kullandı.
Maktulün babası Osman Kaya ise avukatlarının beyanlarına katılacağını belirtirken, sanıklar Necati D. ve M.P.Ç. de avukatlarının beyanlarına katılacaklarını söylediler.
"MUĞLA’DAKİ RAPOR KÖTÜ NİYETLİ HAZIRLANMIŞ OLABİLİR"
M.P.Ç.’nin avukatı Coşkun Demir, tanık beyanlarında müvekkili aleyhine bir beyan olmadığını belirterek, "Müvekkilim aleyhine yalnızca. Adli Tıp Muğla Şubesi’nin raporu vardır. İhtisas Dairesinin raporundan sonra bu raporun geçerliliği kalmamıştır. Ankara Adli Tıp Genel Kurulu İhtisas Dairesi’nin raporuna benzer bir rapor geleceğine inanıyoruz. Muğla Adli Tıp raporunun ama bilgisizlikten ama tecrübesizlikten ama kötü niyetli hazırlanmış olabileceğini düşünüyorum” dedi.
Tanık beyanları ve avukatların savunmalarını dinleyen mahkeme heyeti; her iki sanığın tutukluluğunun devamına, Adli Tıp Genel Kurulu’na rapora ilişkin yazılan müzekkere cevabının beklenmesine, gece keşfi yapılması talebinin Adli Tıp Genel Kurulu raporu geldikten sonra değerlendirilmesine ve duruşmanın 15 Nisan 2016 gününe bırakılmasına karar verdi.
ADLİYE DIŞINDA EYLEM YAPTILAR
Duruşmanın ardından Muğla Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyeleri, adliye önünde eylem yaptı. Muğla’da öldürülen Sedef Berberoğlu’nun annesi Gülender Kan’ın da destek verdiği eyleme, Cansu Kaya’nın babası Osman Kaya kızının fotoğrafı ile katıldı.
Platform üyesi Nilüfer Alakaş yaptığı açıklamada, "Kadın katillerinin tecavüzcülerin ceza indirimi alabilmesinin önünü kapatacak yasalar hala çıkarılmıyor. İyi hal, haksız fiil, aşırı sevgi, saygın tutum ve benzeri adlar altında kadına yönelik suçlarda uygulanan ceza indirimleri kabul edilemez. Kadın cinayetleri herhangi bir ölüm ya da kişisel bir olay değildir. Kadınlar kendi yaşamlarına dair kararlar almak isterken öldürülüyorlar. Tam da bu yüzden kadın cinayetlerini durdurmak devletin tüm kurumlarının sorumluluğundadır. Çünkü kadınlar kendi yaşamlarını belirleme hakkına sahiptir. İşte bu nedenle Cansu Kaya davasının sonuna dek takip etmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Cansu Kaya Davasında Tahliye İsteği Reddedildi
Muğla’nın Dalyan ilçesinde kanalda ölü bulunan Cansu Kaya davasında beşinci duruşma görüldü. Adli Tıp Genel Kurulu’ndan istenen raporun gelmemesi nedeniyle ileri tarihe ertelenen davanın sonrasında kadınlar adliye önünde eylem yaptı.