Türkiye'nin resmi raporunu sunduğu oturumda birçok CEDAW üyesi ülke temsilcisi Bakan Kavaf ve heyetine Türkiye'de başörtüsü yasağının dayandırıldığı hukuk gerekçesini sordu. Bakan Kavaf başörtüsü sorularına Türkiye'de böyle bir yasağın kanunen bulunmadığını; ancak uygulamalarda böyle bir sıkıntının yaşandığını itiraf etti.
BM Genel Merkezi'nde yapılan toplantının ilk oturumunda Başbakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü (KSGM) Genel Müdür Yardımcısı Leyla Coşkun, bir CEDAW üyesinin Türkiye'de kadının giyim-kuşamına yönelik bir kısıtlamanın olup olmadığını sorusuna, "Türkiye demokratik bir ülkedir, böyle bir kısıtlama yok." şeklinde cevap verdi. Ancak oturumun öğleden sonraki toplantısında CEDAW üyesi 7 delegenin başörtüsünde kadınların haklarının ihlal edildiği ve bunun nasıl açıklanabileceği şeklindeki sorularına Bakan Kavaf, Leyla Coşkun'un "kısıtlama yok" açıklamasını düzeltmek zorunda kaldı.
Bakan Kavaf sorulara verdiği cevapta, kadının okula başörtüsü ile gitmesinde ya da kamu sektöründe çalışmasını yasaklayan kanun maddesinin olmadığını ancak uygulamada bazı sorunların yaşandığını aktardı.
Türk hükümeti CEDAW'a verdiği resmi raporun dışında bazı kadın kuruluşları ile derneklerince hazırlanan toplam 6 adet "gölge rapor" da bu kuruluşa verildi. "Gölge rapor" veren 6 dernekten üçü CEDAW toplantısında söz alarak, Türkiye'nin imzalamış olduğu sözleşmeden doğan sorumluluklarından bazılarını yerine getirmediğini ifade etti. CEDAW üyeleri gölge ve resmi raporları inceledikten sonra iki hafta içerisinde Türkiye ile ilgili alacağı kararı açıklaması bekleniyor.
CEDAW üyeleri Türkiye'de en fazla kadın hakları ihlalinin başörtüsü nedeniyle yapıldığını düşünüyor. Zira CEDAW'a kadın hakları konusunda rapor veren Türkiye'ye en fazla soru başörtüsü konusunda geldi. Başörtüsü dışında CEDAW üyeleri Türkiye'de kadına karşı yapılan ihlalleri de Türk heyetine sordu. Bu sorular arasında kadına yönelik uygulanan şiddet, sağlık, kredi, ayrımcılık, mahkeme, sığınak evleri ve devletin yardımları gibi konularda olduğu dikkat çekti.
Avukat Fatma Benli, başörtüsü nedeniyle Türkiye'de kadınların yaşadığı sıkıntıları içeren 6 gölge raporundan biri olan başörtüsü sorununu, CEDAW toplantılarının ilk günü olan pazartesi oturumunda okudu. Bakan Kavaf ve heyetinin Çarşamba günü resmi heyeti sunması ve savunmasının ilk oturumunda "Türkiye'de kadının giyimine karşı baskı yok" açıklamasına itiraz eden Benli, bu rahatsızlığının toplantı sonrası önce TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı ve eski Bakan Güldal Akşit'e daha sonra ise Bakan Kavaf'a iletti. Avukat Benli, başörtüsü nedeniyle on binlerce genç kızın eğitim haklarından mahrum edildiğini ifade ederek kamuda da başı kapalı kadınların çalışma haklarının ellerinden alındığını dile getirdi.
BM Genel Merkezi'nde pazartesi günü başlayan CEDAW toplantılarının 3. gününde Türkiye 6. Dönem Raporu'nu çarşamba günü sundu. Raporun sunumunda bir konuşma yapan Bakan Kavaf, son olarak 2005'te Türkiye'nin CEDAW'a rapor sunduğunu hatırlattı. Bakan Kavaf daha sonra geçen 4 yıl içinde Türkiye'de kadının ekonomik, sosyal ve siyasi alanlar ile hukuki düzenlemeler konusunda kazandığı hakları dile getirdi.
Kadın erkek eşitliğinin sağlanması ve cinsiyete dayalı ayrımcılığı besleyen toplumsal gelenek ve uygulamaların kaldırılması için Türkiye'nin kararlı olduğunu savunan Bakan Kavaf, bu kararlılığında kalkınma planları, hükümet politikaları ve ulusal eylem planlarının yanı sıra Anayasa ve yasal düzenlemelerde görülebileceğini dile getirdi.
EYLÜL'DEKİ REFERANDUM KADIN HAKLARINI DA GENİŞLETECEK
Kadın haklarının gelişmesi ve eşitliğin sağlanması konusunda Eylül ayında yapılacak referandum ile önemli ilerlemelerin sağlanacağını belirten Bakan, reform paketinin kabul edilmesi durumunda kadınların eğitim, istihdam, yoksullukla mücadele gibi sorunlarının giderilmesinde önemli yol alınacağını vurguladı.
Bakan Aliye Kavaf, kız çocuklarının eğitiminde sorunların hala devam ettiğini de itiraf etti. Başörtüsü konusuna konuşmasında değinmeyen Kavaf, kız öğrencilerin eğitim sorunları olarak okullara gönderilmesini zikretti. Eğitimde cinsiyet eşitsizliği ile mücadele etmeye devam ettiklerini kaydeden Kavaf, kız çocukları açsından sorunların halen devam ettiğini açıkladı.
Son beş yılda okullaşma oranında artış olduğunu belirten Bakan Kavaf şöyle devam etti: "Bununla birlikte kızların okullulaşma oranlarındaki artışın erkeklerinkine nazaran daha yüksek düzeyde olması, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini giderme yönünde olumlu bir göstergedir. Bir önceki raporun sunulduğu 2005 yılından bugüne, özellikle ilköğretimde cinsiyet uçurumu kapanma noktasına gelmiştir. 2005-2006 öğretim yılında yüzde 5,13 olan kız ve erkek çocuklar arasındaki net okullulaşma farkı, 2009-2010 öğretim yılına gelindiğinde binde 52'ye gerilemiştir."
Bakan Kavaf, 2013 yılında ilköğretimde okullaşma oranını kız ve erkek çocuklarda yüzde 100 yapmayı da hedeflediklerini kaydetti. Kızların okula aileleri tarafından gönderilmesi için maddi yardımların arttırıldığını anımsatan Bakan, bunun 2003 yılından bu zamana kadar kesintisiz devam ettiğini söyledi. Kadınların okuma yazma oranında da gelişmelerden bahseden Bakan, 2005 yılı verilerine göre yüzde 19,7 olan yetişkin kadınlardaki okuma-yazma bilmeme oranının 2009 yılı verilerine göre yüzde 13,8'e gerilediğini ifade etti.
Türkiye'nin genç nüfusa sahip olması nedeniyle her yıl ortalama 900 bin insanın çalışabilir nüfusa dahil olduğunu belirten Bakan Aliye Kavaf, işsizliğin önemli sorun haline geldiğini ve bundan da en fazla kadının zarar gördüğünü anlattı. Türkiye'nin bir önceki ülke raporunun sunulduğu 2005 yılında yüzde 23,3 olan kadınların iş gücüne katılım oranı olduğunu aktaran Kavaf, 2009 yılı rakamlarına göre ise bu oranın yüzde 26'ya çıktığını söyledi.
Kadın haklarının korunması ve geliştirilmesi için Türk devletinin hukuki düzenlemeden gündelik yaşama kadar birçok alanda yapmış olduğu olumlu adımları BM'de kendisini dinleyen CEDAW üyeleri ile paylaşan Kavaf, 49 olan kadın sığınma evi sayısının da 57 çıkarıldığını, 8 evinde açılmak üzere olduğunu ifade etti.
Doğumlarda annelerin ölüm oranının yüz binde 28,5'den 2009 yılında yüz binde 18,6'ya gerilediğini anlatan Bakan, "Nüfus ve sağlık araştırması sonuçlarına göre doğum öncesi bakım alan gebelerin oranı yüzde 92'ye, hastanede yapılan doğumların oranı yüzde 90'a, doğum sonrası bakım alanların oranı da yüzde 84,5'e yükseldi." diye konuştu.
Bakan Kavaf'ın başkanlık ettiği heyette, TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı Güldal Akşit, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü temsilcileri de katıldı.