Çelik: Ordunun Darbecilik Şaibesinden Kurtulması İçin Balyoz Davası Çok Önemli

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, ordunun darbecilik şaibesinden yüzde yüz kurtulması gerektiğinin altını çizerek, bu açıdan görülen Balyoz davasını önemli bulduğunu söyledi.

Belli bir koronun bugün de Balyoz ve Ergenekon davalarından bir şey çıkmaması için çabaladığını vurgulayan Çelik, ”Hâlbuki Türkiye safralarından kurtulacaksa, Türkiye bir daha 28 Şubat’lar yaşamaması gerekiyorsa bizim bu konularda son derece duyarlı olmamız gerekiyor. Kimsenin uzun tutukluluk süreleri ile asla mağdur olmalarını istemeyiz. Herkes için adil yargılanma ister. Aksi takdirde sadist olursunuz. Ama şunu da istiyoruz, kimsenin yaptığı yanına kar kalmamalıdır.” değerlendirmesinde bulundu. Hüseyin Çelik, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi'nde katıldığı 'Özgürlüğe Post-modern Müdahale: 28 Şubat' konulu sempozyumda gençlere seslendi. Darbenin geri kalmışlık göstergesi olduğunu kaydeden Çelik, dünyanın gelişmiş ülkeleri ABD, İngiltere, Fransa gibi ülkelerinde darbenin duyulmadığını hatırlatarak, darbenin geri kalmış ülkelerde söz konusu olduğunu söyledi.

Bu arada Türkiye’de bir de darbeye ihtilal denmeye başlandığına dikkat çeken Çelik, bunun yanlış ifade olduğunu, çünkü ihtilalin halk tarafından yapıldığını dile getirdi.

"YARIN SİVİL SAVUNMA GÜNÜ, İLGİNÇ 28 ŞUBAT'A DENK GELDİ"

28 Şubat’ta yargının ve sivil toplum örgütlerin askerin silahına boyun eğdiğini kaydeden Çelik, sendikaların falan resmen 28 Şubatçılara ram olduğunu belirterek, yarının sivil savunma günü olduğunu hatırlattı ve ilginç bir şekilde 28 Şubat’a denk geldiğini söyledi.

Sivil toplumun yönetilmeye izin verebileceğini fakat güdülmeye izin vermemesi gerektiğini aktaran Çelik, 28 Şubat’ta askerin fiili olarak bir darbe yapmadığını, kendisine müttefikler bulduğuna değinerek, Ali Kalkancı, Fadime Şahin gibi de figürlerin bulunduğunu bildirdi.

"MGK TOPLANTILARI ARTIK AK PARTİ MYK'SI KADAR İLGİ UYANDIRMIYOR"

Dönemin Milli Güvenlik Kurulu (MGK) düzenini de eleştiren Çelik, MGK’larda bir tarafa sivillerin bir tarafa da askerlerin dizildiğini belirterek, adeta sivillerin sığaya çekildiğini dile getirdi. Bunların tarihe gömüldüğünü vurgulayan Çelik, MGK toplantılarının artık AK Parti ve CHP MYK’ları kadar ilgi çekmediğine dikkat çekerek, bunun normalleşme olduğunu belirtti.

Salondaki öğrencilere kuvvet komutanların ismini soran Çelik, bilmemelerinin normal olduğunu söyledi.

"KİMSENİN YAPTIĞI YANINA KAR KALMAMALIDIR"

Ordunun gereklilik olduğunun altını çizen Çelik, güçlü ve bütün virüslerinden kurtulmuş, milletin iradesinin emrinde olan bir ordunun olması gerektiğine işaret etti. Çelik, şu ifadeleri kullandı: “Ordu darbecilik şaibesinden yüzde yüz kurtulması gerekiyor. Bu açıdan görülen balyoz Davası’nı önemli bulduğumu ifade etmek isterim. 9 subayın yargılandığı süreçte bir şey çıkmaması için çabalayan koro bugün de Balyoz ve Ergenekon davaları için bunu yapıyor. Hâlbuki Türkiye safralarından kurtulacaksa, Türkiye bir daha 28 Şubat’lar yaşamaması gerekiyorsa bizim bu konularda son derece duyarlı olmamız gerekiyor. Kimsenin uzun tutukluluk süreleri ile asla mağdur olmalarını istemeyiz. Herkes için adil yargılanma ister. Aksi takdirde sadist olursunuz. Ama şunu da istiyoruz, kimsenin yaptığı yanına kar kalmamalıdır.”

BALYOZ EYLEM PLANI'NA 'BİZ OYUN OYNUYORDUK' GÖNDERMESİ

Balyoz eylem planıyla ilgili olarak "Biz oyun oynuyorduk" ifadelerini hatırlatan Çelik, "Milletin aklıyla alay etmeyin beyler. Bir oyun oynuyordunuz, bu belli ama bu oyun başka bir oyundu. Darbelerin alt yapısını hazırlamada, darbe yapma ile aynıdır. Adam öldürmeye tam teşebbüs. Adam öldürme ile aynı cezayı bulur.” değerlendirmesinde bulundu.

"DARBELERE ROMANTİK İSİMLER VERMİŞLER"

Günlüklerde sözü edilen darbe isimlerini dile getiren Çelik, verilen bu isimleri romantik olarak tanımladı. Çelik, “‘Yakamoz, Ayışığı, Sarıkız’ ancak aşık gençler bu isimlerle birbirine hitap eder. İsimler çok hoş ama ümit ederim ki bunlar geride kalmıştır.” şeklinde konuştu.

"ALLAH'A ŞÜKÜR GİZLİ AJANDAMIZ OLMADI"

Darbe yargılamalarına tepki gösterenlere de seslenen Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Uzun tutukluluk sürelerinden şikâyet ediyorsunuz ama o mahkemelerin kendi görevlerini yapmasına mani oluyorsunuz. Darbeci unvanı ile ünlü baronuz ile beraber. Ondan sonra bir sorun çıkıyor, hükümet öyle yaptı, hükümet böyle yaptı. Arkadaşlar bu hükümet milli iradeye dayanmakta, milletin arzularının yönetimde gerçekleştirmek istemesinden öteye bir gaye gütmüyor, bunu herkes bilsin. Allah’a şükür hiçbir gizli ajandamız olmadı.”

HİLMİ ÖZKÖK'TEN TANK GÖNDERMESİ

Bir anısını da paylaşan Çelik, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in Atatürk Kültür Merkezi’nin bulunduğu alanı 100 bin kişilik bir anfitiyatro şeklinde bir yer yapmayı düşündüğünü ve bunu bir toplantıda dile getirdiğini belirterek, bir akademisyenin "Tanklar buraya girmelidir, tank cumhuriyetin sembolüdür." dediğini hatırlatarak, buna tepki gösterdiğini anlattı. Çelik, yine dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün bu akademisyene verdiği cevabı da paylaştı. Çelik, Özkök’ün "Tanklar cumhuriyetin sembolüdür." ifadesine karşılık olarak, "Şimdi 110 santim çeliği delen tanksavarlar var. Tankların şimdi çok bir hükmü kalmadı." şeklinde cevap verdiğini aktardı.

HASAN CELAL GÜZEL'E 'TANKSAVAR HASAN'

Bu arada Çelik, konuşması sırasında salona giren eski bakanlardan Hasan Celal Güzel’in selefi olduğunu hatırlatarak, Güzel’e şöyle seslendi: “Sayın Bakanım biz de tam tanklardan bahsediyorduk. Hasan abiye biliyorsunuz ‘tank Hasan’ diyorlar. Ama Hasan abi, tank Hasan değil, darbeci tanklara karşı ‘tanksavar Hasan’ demek bence daha doğru.”
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile