Cezaevlerindeki Uygulamalar

Milletvekili Ağbaba, cezaevlerindeki uygulamalar hakkında komisyon üyelerine bilgi verdi.

Ağbaba yaptığı konuşmada, "Cumhuriyet Halk Partisi Cezaevi Komisyonu üyesiyim. Arkadaşlarla birlikte yaklaşık 40'a yakın cezaevi gezdik, toplam ziyaret sayımız 80'i buldu. Bu cezaevlerinde gördüğüm en güzel cezaevi, en kaliteli hizmetlerin sunulduğu, tecridin olmadığı, farklı muamelelerin olmadığı cezaevi, Malatya Cezaevidir. Bu anlamda hem sizleri hem de Malatya Cezaevi müdürü ve savcısını kutluyorum" dedi.

Cezaevlerinde iki tür problem olduğunu kaydeden Milletvekili Ağbaba, şöyle konuştu: "Birincisi, F tipi ve yüksek güvenlikli cezaevlerinin oluşturmuş olduğu problemler, bir de normal cezaevlerindeki görülen vakalar. F tipindeki cezaevleri tecride dayalı bir infaz sistemi üzerine kurulmuş. Yalnızlaştırma en büyük işkenceye dönüşmüş. Diğer cezaevlerindeyse mahpus yoğunluğu problem. Örneğin Urfa Cezaevi'nde 15-20 metrekarelik alanlarda otuz kişiye kadar insan yaşıyor. Nefes almakta zorlanılan cezaevlerini gördük. Bu cezaevlerinde çok farklı uygulamalar var. Yani, Tekirdağ 1 No'lu Cezaevi'ndeki uygulamayla Tekirdağ 2 No'lu Cezaevi'ndeki uygulama birbirinden çok farklı. Buradaki idareden kaynaklanıyor, müdürlerden kaynaklanıyor. Yine, sohbet hakkı bir çok cezaevinden cezaevine değişmektedir. 10 saate kadar sohbet hakkı olan mahpuslara bazı cezaevlerinde iki saat hak verilmektedir. Gezdiğimiz hiçbir cezaevinde bu sohbet haklarının 10 saat uygulandığına şahit olmadık." Ağbaba, cezaevlerinde farklı uygulamalar yapıldığını iddia ederek şunları söyledi: "Sincan 1 No'lu Cezaevi ile 2 No'lu Cezaevi'nde birinde beş kitaba kadar sınır tanınmış diğer cezaevinde bu sınır biraz daha yumuşak geçilmiş, pek bir sorun yok. Yine, gezdiğimiz cezaevlerinde insanların onurunu kıran bir olay anlatmak isterim ki bu çıplak aramadır. Bu kameralarla tespit edilmiş, savcılara da intikal etmiştir ve birçok cezaevinde çıplak arama ve oyuk araması maalesef vardır. Geçtiğimiz günlerde Sincan Kadın Cezaevi'ni ziyaret ettiğimizde bir kadından da bu şikayeti aldık. Mutlaka bu çıplak aramaya son verilmelidir." Silivri Cezaevi'nde yatan Mustafa Balbay, Soner Yalçın, Tuncay Özkan gibi Ergenekon davası ve farklı davalardan yargılanan insanlar ile başka cezaevinde yatan insanlar arasında çok fark olduğunu öne süren Ağbaba, sözlerini şöyle sürdürdü: "Mustafa Balbay'ın, Mehmet Haberal'ın yapmış olduğu şikayet şu; 'bize, diğer mahkumlara uygulanan tecritten çok daha fazla tecrit uygulanmaktadır. Hiçbir etkinliğe katılmamıza izin vermemektedirler ve Sayın Bakan'ın anlattığının tam tersi uygulamalar vardır.' Buna ben de şahidim. Yani, sizin gazetecilere anlattığınız uygulamaları biz Silivri cezaevlerinde görmedik. Bir tarafta seçilmiş milletvekillerini Engin Alan gibi, Mustafa Balbay gibi, Mehmet Haberal gibi insanlara olağanüstü bir tecrit, bir taraftan da VIP hizmetlerde de bulunulmaktadır. Onu da söylemek isterim. Mehmet Ağar'ın da VIP hizmetinden faydalandığını bütün Türkiye bilmektedir" CHP Cezaevleri İzleme Komisyonu Üyesi Veli Ağbaba, hasta tutukluların sorunlarına da değinerek, problemlerinin diğerlerine göre kat kat arttığını, kadın tutukluların ve özellikle çocuklu kadın tutukluların da problemlerinin de olduğunu kaydetti.

Cezaevlerindeki uygulamada bu anlayışın iyileştirilmesi gerektiğini düşündüğünü anlatan Ağbaba, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özellikle F tipi uygulamasına son verilmelidir, tecrit uygulamasına derhal son verilmelidir. Gezdiğimiz cezaevlerinin bir çoğunda karşılaşılan sorunların, hasta tutukluların karşılaşmış olduğu sorunların başında Adli Tıp'ta yaşanan gecikme gelmektedir. Metris R Tipi Cezaevi'nde, hastalara özel hizmet alarak bakım uyguluyorsunuz. Bu yapılması gereken çok doğru bir uygulama. Ama orada bilinci hiç yerinde olmayan, altı bağlanmış hastalar var ve onlar o cezaevinde yatmaya devam ediyor. Bunun da biran önce düzeltilmesi gerekmektedir. Sincan Cezaevi'nde Kemal Gürün isminde 11 kez Adli Tıp raporu almış, yaşını, bitirdiği okulu, konumunu bilmeyen birisi cezaevinde tutulmaya devam ediliyor. "