'Charlie Hebdo Sonrası İslamofobi Arttı'

Aksaray Üniversitesi (ASÜ) Rektörü Prof. Dr. Mustafa Acar, Charlie Hebdo olayından sonra sonra İslamofobi'nin arttığını belirterek, "Bakın gördünüz mü işte Müslümanlar, işte İslam' diyerek, Müslümanları terör eylemleriyle ve terörizmle iç içe gösterme çabaları yoğunlaştı. İslam dünyasındaki entelektüellerin ve karar birimlerinin bununla mücadele etmesi gerekiyor" dedi.

Acar, batıda son dönemde Müslümanlara yönelik artan baskı ve İslamofobi konusunda bilgi vermek üzere Kanada'da konferanslar verdiğini söyledi.

Çeşitli sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerin işbirliğinde Edmonton, Toronto, Montreal ve Ottawa'da gerçekleştirilen "İslamofobi: 21. Yüzyılda İslam'la Yüzleşmek" konulu konferansların yoğun ilgi gördüğünü anlatan Acar, bu ziyaretleri sırasında Kanada'daki Müslümanların yaşantılarını yakından görme fırsatı da bulduğunu ifade etti.

İslamofobi'nin "İslam ve Müslümanlara yönelik temelsiz korku ve bundan kaynaklanan düşmanlık" anlamına geldiğini dile getiren Acar, "İslamofobi, bazı ülkeler tarafından İslam'ın ve Müslümanların imajını bozmak üzere adeta hortlatılan bir meseledir. Çeşitli yerlerde meydana gelen terör olayları hemen İslam'la ve Müslümanlarla ilişkilendirilerek, İslam'ın bir terör dini olduğu algısı oluşturulmaya çalışılıyor" diye konuştu.

Acar, dünyada yeni güç dengelerinin oluşturulmaya çalışıldığına işaret ederek, "Dünyada yeni dengeler oluşturmaya çalışan bazı güçler, karşılarına çıkan en önemli engel olarak gördükleri İslam ve Müslümanların imajının zedelenmesi için çalışmalar yapıyor" ifadelerini kullandı.
- Fiziksel ve sözlü taciz arttı
Özellikle şubat ayında yaşanan Charlie Hebdo olayının ardından bütün dünyada Müslümanlara yönelik fiziksel ve sözlü tacizlerin arttığını ifade eden Acar, şunları anlattı:
"Charlie Hebdo olayından sonra sonra İslamofobi arttı. 'Bakın gördünüz mü işte Müslümanlar, işte İslam' diyerek, Müslümanları terör eylemleriyle ve terörizmle iç içe gösterme çabaları yoğunlaştı. İslam dünyasındaki entelektüellerin ve karar birimlerinin bununla mücadele etmesi gerekiyor. İslam'ın doğru algılanması, Müslümanların imajının karalanmaması ve yaralanmaması için elden gelen gayretin gösterilmesi gerekiyor. Bir akademisyen olarak, Türkiye'nin ve dünyanın geleceği için üzerime düşeni yapmaya çalışıyorum. Bu konuda çeşitli ülkelerde konferanslara katılarak, bu sorunu kimlerin kaşıdığı ve bunlara karşı biz Müslümanların neler yapması gerektiği konusunda düşüncelerimi paylaşıyorum."
- "İslam barış ve esenlik dini"
Acar, "zor", "baskı" ve "şiddet" sözcüklerinin, "barış" ve "esenlik" dini olan İslam'da yerinin olmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"İslam'ın gerek yaşadığımız çevrede gerekse dünyada doğru algılanması için önce kendimizin iyi birer Müslüman olmamız, yani dinimizi iyi temsil etmemiz gerekir. Peygamber Efendimiz der ki; 'Müslüman, elinden ve dilinden başkalarının emin olduğu kimsedir'. Bu anlamda biz doğru Müslüman olabilirsek, barış ve esenliği temsil eden insanlar olabilirsek o zaman zaten bu konuda çabalar boşa çıkacaktır. Müslümanın esasen, imar etmek için dünyada olduğunu, barışın ve selametin insanı olduğunu herkes görecektir."
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile