CHP Foça Gençlik Kollarından Hükümetin Terörle Mücadele Politikalarına Tepki

“İktidarın Kürt açılımı adı altında terörle mücadele yerine müzakereyi tercih etmesi kanlı terör örgütünü daha da azdırdı” diyerek son 10 yılda meydana gelen terör olaylarında toplam 800’ün üzerinde Mehmetçiğin şehit olduğuna dikkat çeken Başkan Atak, AKP Hükümetinin 3 Kasım 2002 seçimlerinin ardından iktidarı sıfır terörle teslim aldığını,terörle mücadelede politikalarında başarısız olduğunu ve Türkiye’nin terörle mücadelede ağır bedeller ödediğini söyledi.

CHP Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na verdiği önergede terör olaylarında şehit düşen Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) personeli sayısını sorduğunu anımsatarak önergenin Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz tarafından yanıtlandığını anlatan Atak, “Sayın Milletvekilimizin soru önergesine Bakan Yılmaz tarafından verilen yanıt terörün son 10 yılda ne kadar asker ailesinin ocağına ateş düşürdüğünü ortaya koydu. En acı bilgi ise 268 vatan evladının yaşanan çatışmalarda değil, terör örgütünün kurduğu mayınlı ve bombalı tuzaklarında hayatını kaybetmesi oldu”dedi.

Hükümet'in terörle mücadele politikalarına tepki gösteren Atak, şöyle konuştu: “Kürt açılımı diye PKK’ya taviz üstüne taviz veren AKP hükümeti, kanlı terör örgütü liderine ‘sayın’ diye hitap etti, vatan evladı haince şehit edildi, biz şehit dedik başbakan ‘kelle’ dedi.

Tüm dünya tarihinde vatanını korurken can veren askere hakaret eden, askerine, polisine kurşun sıkıp, vatan toprağını bölmek isteyen zihniyetin sözde liderine saygıda kusur etmeyen bir devlet başkanı görünmemiştir. Başbakan Tayyip Erdoğan, göreve geldiği günden itibaren ’Başkanlık Sistemi’ni dillendirdi. Bu sistem için federasyonun şart olması, bölücülerin hayallerini süsledi, iştahını kabarttı. AKP iktidarının ‘demokratik açılım’ adını verdiği Kürt açılımı, PKK’ya bugüne kadar hiç olmadığı ölçüde cesaret verdi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 10 Mart 2009 günü İran’a giderken gazetecilere yaptığı ‘Önümüzdeki günlerde Kürt sorunuyla ilgili çok güzel şeyler olacak’ açıklamasıyla ‘açılım projesi’ start aldı.

Arkasından bebek katili Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine Irak’taki 19 Ekim 2009’da Kandil Dağı ile Mahmur Kampı’ndan üniformaları ile gelen 34 PKK’lı Habur Sınır Kapısı’nda davul zurna ile karşılandı. Devletin MİT Müsteşarı, hakimi, savcısı, valisi, kaymakamı sınıra gitti, teröristleri karşıladı. Bakın PKK’lılar davul zurnayla karşılanıyor ama Mehmetçiklerimiz beyaz kefenle iniyor o dağdan!Bu işin en hazin yanlarından birisi de, evladını vatan borcunu ödemek için gönderdiği asker ocağından dönmesini bekleyen ananın, ay yıldızlı bayrağa sarılı tabutunun önünde göz yaşlarına, içimizi acıtan feryadına ‘zırıltı’ diyen, bebek katili Öcalan’a saygıda kusur etmeyen bir başbakanımız olmasıdır.Terör örgütünün yandaşlığını yapan milletvekilleri meclisteyken, akp iktidarının korkulu rüyası olan vekillerimiz hapiste. Eli kanlı teröristler sınır kapılarında karşılanıyor, vatanı koruyan komutanlar hapiste. Terörist cenazelerinde Öcalan posteri açmak serbest, şehit cenazesine vatandaşın katılması yasak. Sözde kürt bayrağı açmak serbest, kardeş ülke Azerbaycan bayrağı taşımak yasak,Bu ne yaman çelişki Başbakan?”

“AKP iktidarının şuursuzca yaptığı açıklamalar, eli kanlı terör örgütüne karşı verdiği tavizler ve demokratik açılım adı altında pkk terör örgütünün özerklik kurma arzularını körüklenmesinin sonuçlarını hazin bir şekilde ülkece yaşıyoruz.”diyerek sözlerini sürdüren Atak, şöyle devam etti: “Artık teröristler yol kesip kimlik soruyor. Artık kamu binalarına yani, devletin binaların sözde kürt bayrağı çekiliyor. Şimdi her şeyi bir kenara bırakıp soruyoruz! Atatürk Anıtına çelenk konulmasın diye polis görevlendirip anıtları çembere alabiliyorsunuz da.. her gün bir yenisini daha duyduğumuz eşkıyanın yok kesip kimlik kontrolü yapmasını engelleyemiyorsunuz? Anıtları çembere alacak kadar bu devletin polisi var da devletin binalarını mı koruyamıyorlar?"

“2002 yılında sıfır terörle iktidarı devir alan AKP hükümetine sesleniyoruz” diyen diyen sözlerini şu ifadelerle noktaladı: “Yıl 2012, terör her yerde. Burada, yanı başımızda. 9 ağustosta Foça’da. 2 şehidimiz var. Şehitlerimizden birinin arkasında bıraktığı 2 öksüz kardeşimiz var sayın başbakan. Ramazan bayramının 2. günü 20 Ağustos’ta Gaziantep’te pkklı teröristlerin saldırısı sonucu siviller, 4 ü çocuk 9 kişi hayatını kaybetti. Sen nerelerdesin başbakan? Nerelerdesiniz sayın Cumhurbaşkanı? Hadi Cumhurbaşkanımızın kulağı ağrıyormuş, hastanede yatıyor. Mazereti var, duymadı olanları. Sizin de mi kulaklarınız duymuyor milletin feryadını? Bizim başbakana bir önerimiz var. Siz Atatürk’ün anıtıyla, onun için durulan saygı duruşuyla, ona bırakılan çelenkle, onun ilkeleriyle, ya da zaten çivisini çıkartmış olduğunuz eğitim sistemiyle, ve ya daha neye ÖTV getiririz, vatandaşı başka türlü nasıl soyup soğana çevirirsizle artık uğraşmayı bırakın. Bu ülkede terörü nasıl bitirirsiniz buna bakın. Ya da o oturduğunuz makamı derhal bırakın. Zira orası sizin tapulu mülkünüz değil, milletin size emanetidir. Emanetine ihanet edildiğini anlayan Türk Milleti sizi oradan indirecektir.”