Chp Genel Başkan Yardımcısı Güler'in İddiası:

Chp Genel Başkan Yardımcısı Güler'in İddiası:

CHP Genel Başkan Yardımcısı Birgül Ayman Güler, Kastamonu`da katıldığı bir söyleşide, Gülen cemaatinin şu anki örgütlenmesinin terör örgütlenmesi olduğunu iddia etti.

Kastamonu Halk Eğitim Merkezi`nde yapılan söyleşiye, CHP Kastamonu İl Başkanı Salih Karasalihoğlu, Kastamonu Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Bahri Gökçebay, Şeker-İş Kastamonu Şube Başkanı Ali Çuhadaroğlu, CHP İl ve İlçe Yönetimi Kurulu üyeleri ile çok sayıda CHP`li ve üniversite öğrencisi katıldı

Kastamonu`da gerçekleştirilen "10 Aralık 1919 Kastamonu İlk Türk Katın Mitingi" anısına düzenlenen söyleyişe katılan CHP Genel Başkan Yardımcısı Birgül Ayman Güler, Gülen cemaatinin şu anki örgütlenmesinin terör örgütlenmesi olduğunu ileri sürerek, "Gülen cemaatinin artık örgütlenmesi örgütlenme değil. Bu örgütlenme doğrudan doğruya cemaatin bir zaman devletin içinde paralel olan örgütlenmesi şu an terör örgütlenmesidir" dedi. Türkiye`nin savaşa sürüklendiğini öne süren Güler, "Bu çok ciddi bir sorundur. Bu Kastamonu`da ticari ilişkilere yansımadığından çok yakinen hissedilmiyor olabilir. Ama Antep`e, Hatay`a, Urfa`ya yani en uzun sınırımız olan Suriye sınırındaki illerimize gittiğinizde veya orada yaşayan birileriyle konuştuğunuzda durumun ciddiyetini çok hızlı anlıyorsunuz. Suriye sınırında Suriye ticaretine dayanarak yaşayan esnaf, tüccar, sanayici çok zor durumda. Bu yalnızca iki komşu arasında yaşanan küçük bir aksamaolsa gene o kadar mesele yok diyeceğim. Ama bu bütün Türkiye`yi, Ortadoğu`yu ve dünyayı yakabilecek olayların başlangıcı da olabilir" dedi. Türkiye`nin AB`nin taşeronu olmasına izin vermeyeceklerini savunan Güler, şöyle konuştu: "Ülkemizde kanun çıkartma yerine kanun hükmünde kararname çıkarılmakta. Bunu Anayasa Mahkemesine taşıdık ve Eylül ayında karar 7`ye 7 olarak çıkmasına rağmen Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç`ın oyu ile reddedildi. Bu şekilde önümüz kesildi. Şu anda hükümet cemaatlerle örgütlenmeye çalışıyor. Ayrıca cemaatler üniversitelerimizdeki yurt ve burslarla gençleri kendilerine bağlamakta. Bu konuda CHP GençlikKolları`nın ve kadın kollarının daha etkin bir şekilde çalışmaları gerekmekte. Bir diğer düşüncem ise partinin gençleşmesidir nedeni ise genç beyinlerin bu ülkeye daha faydalı olacaklarını düşünüyorum" Güler, Anayasa üzerinde Avrupa Birliğini gölgesinin olduğunu vurgulayarak, konuşmasında AK Parti hükümetini eleştirdi ve TMBB`nin kanun çıkarma hakkını Kanun Hükmünde Kararname ile aldığını belirtti. "ARŞİVLER AÇILSIN, DERSİM KONUŞULSUN" Son günlerde ülke gündemini meşgul eden Dersim olayları ile ilgili bir soruya cevap veren Güler, arşivlerin açılmasını ve Dersim olaylarının konuşulması taraftarı olduğunu söyledi. Tunceli`de yaşanan olayların açık bir şekilde bilindiğinin altını çizen Güler, "Bunun iki yolu var. Birincisi 1920`li yıllardan bu yana yaşanan çeşitli sosyal isyanlar vardı. 1938 yılında Hatay problemine giderken Türkiye, orada bir deneme daha gündemdeydi. Bunu bastırabilmek için Türkiye`nin yaptığı ise yol açmak, bütün devletler öyle yapar. Okul yapmak, oradaki isyanı bastırmak veya oradaki isyanı engellemek için kamu yatırımlarıyla girdikçe isyanın şiddeti de arttı. Burada ölümlerin yaşanmasınınsebebi de bundan kaynaklanıyor. Bu isyanın bastırılması ise ancak bir askeri müdahale ile ancak çözümlenebilirdi. Feodal kesimler vardı. Bunlar 1925`li yıllardan bu yana zaman zaman denedikleri devleti oraya sokmamak, Cumhuriyet egemenliğini tanımamak, kendi ayrıcalıklarını sürdürmek isteyenler isyanlarına ve baş kaldırmalarına Türkiye`de askeri müdahalede bulundu. Bunu her devlet yapar. İkincisi ise o zaman öyle bir şey yoktu. İnsanlar rahat yaşıyordu. Ama Cumhuriyet hükümeti Tunceliliyi yada Dersimliyi zihniyetine sahip olan Tunceli`yi yok etmek için oraya geldi. Şimdi bu ikinci yorum üzerine bu Dersim tartışması açıldı. Bu soykırım yorumuna göre hiçbir şey yapmayan bir toplumu katlediyorsa bir hükümet, o soykırım yapmıştır demektir. Yorumlar farklı, gerçekler ortada. Yorum gerçeğe uygun yorumlanırsa birincisi doğrudur. Tunceli`de yaşanan şey Cumhuriyetin feodal yönetim işlerini kendiegemenliği altına almak üzere orada o egemenliği kabul etmeyen yerel egemen güçlere karşı yürüttüğü kendini kabul ettirme harekatıdır. İkinci yorumu Türkiye`ye karşı Cumhuriyete karşı ben düşmanca buluyorum ve böyle bir şey asla da olamaz olmadı da. Soykırım açıklamasıyla açıklanan bu yorumlar Ermenizm zihin haritasıdır. Türkiye`yi soykırımla suçlamak ağır bir hakarettir. Binlerce kitap var, internet sitesi var, gazeteler var yazıp çiziyorlar. Dersimi bunun içine atarak bir kez daha bizi soykırımcı ilanetmek istediler. Bunu siyasete alet yapıp sen çözersin ben çözerim demek anlamsızdır. Neyi çözeceğiz. Özür dilensin şu yapılsın bu yapılsın doğrusu buda anlamsızdır. Cumhuriyet yönetiminin kendi egemenliğini sağlamlaştırmak için verdiği bir mücadeledir. Bunun yanında masum insanlar zarar gördü. Bu maalesef evet. Masum insanlarda istemesek te zarar gördü. Çok değişti Türkiye 1938`den bu yana. Bütün arşivlerini açın. Orada Cumhuriyete yönelik bu haksız suçlamaları hepsinin haklı bulunacağından hiç şüphem yok.Siyasetçiler bilim adamları veya kim incelemek isterse baksın. Başbakan Dersim olayını ele alıp sömürmesin. CHP`ye yapılan suçlamalar o kadar zayıf ki biz bunun cevabını veremeyecek değiliz. O yüzden ben bunun konuşulmasından yanayım. Bizim üzerini örtmek zorunda olduğumuz bir olay yok" diye konuştu. Programın açılış konuşmasını yapan Kastamonu Eğitim-İş Sendikası Şube Başkanı Ahmet Tevfik Bal ise Cumhuriyetin ilk kadın mitinginin Kastamonulu yaklaşık 3 bin kadın tarafından 10 Aralık 1919 tarihinde yapıldığını ve bunun kadının neler yapabildiğini gösteren en güzel olgulardan biri olduğunu belirtti.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile