CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Açıklaması

'Siz 80 milyonluk bir ülkeyi her konuda şantaj dili kullanan bir devlet görünümüne kavuşturuyorsunuz. Kuzey Kore'nin bile bu kadar düşmanı yok. Bu politika düşman çoğaltan, dostu sıfırlayan bir politika' 'AKP suçlama ve mağduriyet dışında ne yapıyor? Hiçbir şey yapamıyor. Hak ve Özgürlükler Partisi üyelerini Rusya ile yakın olmakla suçladı, liderine Türkiye'ye giriş yasağı koydu. Şimdi Hak ve Özgürlükler Partisi 26 milletvekiliyle parlamentoya girdi. İlla dışarıdaki Türklerin AKP'li mi olması gerekiyor ki onları destekleyelim? Biz dışarıdaki bütün Türkleri, ülkelerin iç işlerine karışmadan desteklemeliyiz'

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz, 'Siz 80 milyonluk bir ülkeyi her konuda şantaj dili kullanan bir devlet görünümüne kavuşturuyorsunuz. Kuzey Kore'nin bile bu kadar düşmanı yok. Bu politika düşman çoğaltan, dostu sıfırlayan bir politika.' dedi.

Yılmaz, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, referandum kapsamında Türkiye'nin yurt dışı temsilcilikleri ve gümrük kapılarında oy verme işleminin başladığına işaret etti.

Yurt dışında yaşayan Türklerin kritik bir referandum sürecinde vereceği kararın önemine işaret eden Yılmaz, referandumun bir parti seçimi değil ülke için varlık ve yokluk meselesi olduğunu ifade etti.

Referandum sonucunda evet çıkması halinde yurt dışında yaşayan Türklerin bundan olumsuz etkileneceğini savunan Yılmaz, şunları kaydetti:

'Sizin, bulunduğunuz ülkelerde başınıza bir şey geldiği zaman hukuka ve demokrasiye sığınıyorsunuz. Sizin haklarınızı biz de burada o ülkelerdeki hukuk ve demokrasi aracılığıyla takip ediyoruz. Siz orada demokraside yaşarken burada demokrasiyi ayaklar altına alıp çiğnemek isteyen bir iradeye alkış tutamazsınız. 16 Nisan'dan sonra evet çıkması halinde bundan en çok zarar görecek sizlersiniz. Türkiye'de tansiyon ve gerilim üreten bu politika en fazla sizi etkileyecek. Bulunduğunuz ülkelerdeki ırkçı ve İslamofobik çevreler, Türkiye'nin antidemokratik yöne kayışına destek verdiğiniz için size dönük hasmane bir tutum içine girecekler. Belki de bundan sonra Avrupa ülkelerine gitmek, ticaret yapmak hayal olacak. Oturma izni olup vatandaşlık alamayanlar, oturma izinlerinin iptali ile karşılaşacak. Vatandaşlıklarınız bile tehlikeye düşecek.'

Referandum sonucunda hayır çıkmasının bir maliyeti olmadığını, aksine ülkenin zarar gören imajının düzelmesine vesile olacağını söyleyen Yılmaz, hayır demenin AK Parti veya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a karşı bir duruş değil demokrasiyi yeşertme çabası olduğunu kaydetti.

- 'AB süreci neredeyse donmuş durumda'

Hükümetin dış ilişkilerde kullandığı dilin gerilim yarattığını, bunun ülkede turizmden ekonomiye, uluslararası platformlardaki konuma kadar pek çok konuyu olumsuz etkilediğini ileri süren Yılmaz, 'AB sürecimizle ilgili Sayın Cumhurbaşkanı 'Referanduma gideceğiz' söyleminde bulunuyor. Zaten AB süreci neredeyse donmuş durumda.' diye konuştu.

İktidarın mağduriyet politikasıyla yol almaya çalıştığını ancak bunun uluslararası ilişkilerde bir karşılığı olmadığını, aksine ülkeyi zayıf duruma düşürdüğünü dile getiren Yılmaz, ülkenin diplomaside karanlık bir dönemden geçtiğini savundu.

Ülkenin bir karar anında olduğunu dile getiren Yılmaz, 'Türkiye 17 Nisan'da yeni ve hayırlı bir bahara uyanacaktır.' dedi.

- Bulgaristan seçimleri

Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Yılmaz, Bulgaristan'daki seçim sonuçlarına ilişkin soruyu yanıtlarken, 'Türkiye ve oradaki Türkler için üzücü bir durum. AKP, oradaki Hak ve Özgürlükler Partisini tam ortadan bölmek için kendine kukla DOST Partisini yarattı.' ifadelerini kullandı.

DOST partisi temsilcilerinin kendilerini ziyaret ettiğini, bu ziyarette parti yöneticilerine gittikleri yolun yanlış olduğunu, başarı için birlikte hareket edilmesi gerektiğini söylediğini anlatan Yılmaz, şu değerlendirmelerde bulundu:

'Maalesef DOST Partisi iki partiyle bir araya geldi ve seçim barajını aşamadı. Hak ve Özgürlükler Partisinin oyunu da aşağı çekti. Bu dışarıdaki Türklerin artık gözünü açması gereken bir andır. AKP suçlama ve mağduriyet dışında ne yapıyor? Hiçbir şey yapamıyor. Hak ve Özgürlükler Partisi üyelerini Rusya ile yakın olmakla suçladı, liderine Türkiye'ye giriş yasağı koydu. Şimdi Hak ve Özgürlükler Partisi 26 milletvekiliyle parlamentoya girdi. Yani sizin ülkeye girmesini yasakladığınız partinin 26 sandalyesi var parlamentoda, sizin desteklediğiniz parti ise yüzde 2,8 oy bile alamadı. İlla dışarıdaki Türklerin AKP'li mi olması gerekiyor ki onları destekleyelim? Biz dışarıdaki bütün Türkleri, ülkelerin iç işlerine karışmadan desteklemeliyiz.'

Türkiye ile Hollanda arasında yaşanan gerilim sırasında Başbakan Binali Yıldırım'ın istifa ettiği iddiasının sorulması üzerine de Yılmaz, herhangi bir bilgiye sahip olmadığı bu iddiayla ilgili yorum yapmasının doğru olmadığını söyledi.

Yılmaz, 'Ama bugün Türkiye'de başbakanlık makamı fiilen boştur. Başbakan kendi bindiği dalı kesmek için kampanya yürütüyor. Dolayısıyla varlığı veya yokluğunun bir anlamı kalmıyor.' şeklinde konuştu.

- 'Türkiye adeta mülteci çöplüğüne dönüşmüştür'

Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak'ın İran üzerinden 3 milyon mültecinin Türkiye'ye gelmeye çalıştığı yönündeki sözleriyle ilgili soruyu da yanıtlayan Yılmaz, iktidarın sığınmacı politikasını eleştirdi. Yılmaz, 'Türkiye adeta mülteci çöplüğüne dönüşmüştür. Onun için bunlar niye üzülsünler ki. Hükümet kime bu uyarıyı yapıyor? Bana mı yapıyor? Muhalefete mi yapıyor?' diye konuştu.

Bir gazetecinin, 'Avrupa'ya aba altından sopa mı gösteriliyor?' diye sorması üzerine Yılmaz, 'Avrupa'ya değil, kime yaparlarsa yapsınlar bu politika Türkiye'ye Avrupa'da duvar ördürecektir. Bu kafasız politika nedeniyle Avrupa ülkeleri en sonunda tutacaklar Türkiye'ye duvar örecekler. Bu sorumsuzca ifadeler Türkiye'ye zarar veriyor. Bunlar hep oy için yapılıyor. Bu tehdit şantaj politikasının Türkiye'ye ne faydası var?' karşılığını verdi.

- 'İsviçre'nin yaptığı son derece yanlış'

Türkiye'nin dünyadaki kredibilitesinin giderek düştüğünü iddia eden Yılmaz, bunun sorumlusunun ülkeyi yönetenlerin kullandığı dil ve uygulamalar olduğunu öne sürdü.

Yılmaz, 'Siz 80 milyonluk bir ülkeyi her konuda şantaj dili kullanan bir devlet görünümüne kavuşturuyorsunuz. Kuzey Kore'nin bile bu kadar düşmanı yok. Bu politika düşman çoğaltan, dostu sıfırlayan bir politika.' dedi.

İsviçre'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef gösteren pankartın da sorulduğu Yılmaz, İsviçre'nin yaptığının son derece yanlış olduğunu söyledi.

Yılmaz, 'Avrupa'da maalesef kendi değerlerini çiğneyen bir anlayış uçtaydı, merkeze geldi. Bu durum, bunun tezahürü. Onların tuzu kuru. Ben kendi ülkeme bakmalıyım. Dış mihrak diyoruz ya, işte onu azaltmalı, mümkünse ortadan kaldırmalı.' dedi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile