Chp Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Açıklaması

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan’ın başörtüsü konusunda beklemediği tepki olunca öğrenci evlerini gündeme getirdiğini iddia etti.


CHP lideri Kılıçdaroğlu, Kanaltürk'te katıldığı bir programda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün CHP'ye katılımıyla ilgili bir pazarlığın söz konusu olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, İstanbul'un ilçelerinde belediye başkanı adayları belirleme sürecinde Sarıgül ile beraber karar verilmesinin söz konusu olmadığını belirtti.

Aday seçimlerinin bağımsız bir şekilde yapıldığını kaydeden Kılıçdaroğlu, Sarıgül'ün İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne adaylığı konusunda, MYK'nın ve parti içi diğer organların yetkili olduğunu söyledi.

Yapılacak olan yerel seçimlerin Türkiye ve CHP için önemli olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Başbakanın konuşmalarını ürkerek dinliyorum. Türkiye iyi yönetilmiyor. Başbakan, toplumu bir kavga ortamına çekiyor” diye konuştu.

“BELDEDEKİ PARTİ YÖNETİCİLERİ BİLE GENEL BAŞKANLIĞA ADAY OLSA MUTLU OLURUM”
Mustafa Sarıgül'ün CHP Genel Başkanlığı'na gelmesi gibi bir korku yaşamadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Parti tüzüğünü değiştirdim ve genel başkanlığın değişmesiyle ilgili var olan düzenlemeleri kaldırdım. Beldedeki parti yöneticilerinin dahi genel başkanlığa talip olması beni mutlu eder” dedi.

Sarıgül'ün bir radyo programında "Başbakan Erdoğan İstanbul ile uğraşmaz o artık bir dünya lideri" sözlerini değerlendiren Kılıçdaroğlu, "Dünya lideri olan bir kişinin, öncelikle kendi komşularıyla ilişkileri iyi olur. Erdoğan’ın ilişkileri İran'la mı iyi, Irak'la mı iyi, Suriye ile mi iyi Mısır ile mi? Hiçbiriyle iyi değil. Liderlik farklı bir şeydir. Kendi ülkesinde lider olamayanın, dünyada lider olma şansı yok. Sizin kendi kendinizi dünya lideri olarak ilan etmenizin anlamı yoktur. Başkalarının sizi lider olarak görmesi gerekir. Yabancı bir basın mensubu soru sorduğu zaman, o lider olan kişinin basın mensubunu suçlama hakkı var mı" şeklinde konuştu.

Liderliğin farklı bir olgu olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, Sarıgül'ün sözlerine katılmadığını ifade etti.

"GENÇLERİN NAMUS BEKÇİLİĞİNİ NE ZAMANDAN BERİ SİYASETÇİLERİN İŞİ OLDU”
Öğrenci evlerine yönelik Başbakan Erdoğan'ın yaptığı açıklamayla ilgili konuşan Kılıçdaroğlu, "Başbakan türban olayını hep siyasette kullandı. Kadınların kılık kıyafeti üzerinden oy devşirmeye çalıştı. Biz bu konuda tavrımızı Genel Kurul'da belirledik. Muharrem İnce ve Şafak Pavey konuştu.

Erdoğan'ın ezberi bozuldu. Beklemediği bir tepki oldu. Tepki olmadığını görünce, 'Ne yapacağım şimdi' dedi.

Sonra öğrenci evleri olayını gündeme getirdi. 'Kızlar erkekler aynı evde kalıyorlar. Yurtları ayıracağız' dedi.

Bu aklın ve mantığın almayacağı özrü dilerim ama saçma sapan bir düşünce. Kız yurdu, erkek yurdu bunlar zaten ayrı. Sonra olayı döndürdü evlere. Hiçbir siyasetçi bunu yapamaz. Bu Başbakan zina suçunu kaldırmadı mı? Şimdi neyin hesabını yapıyor? Gidip kapıyı çalacaksınız, 'Bu evde mi oturuyorsunuz? Verin bakalım evlilik cüzdanınızı. Hadi sizi karakola götürüyorum' mu diyeceksiniz. Hadi götürdünüz karakola ne ile suçlayacaksınız? Gençlerin namus bekçiliğini ne zamandan beri siyasetçilerin işi oldu. Ruh hali sağlıklı birinin yapacağı bir şey değildir bu. Önce Bakanlar, 'Başbakan böyle bir şey söylemedi' diye olayı ört bas etmeye çalıştılar. Sonra kalktı açıkça kendisi suçladı. Bütün dünyaya bizi rezil ediyor.

Bakın Finlandiya'da bir gazeteci sorunca hiddetlendi kızdı. 'Sizi buraya birisi mi gönderdi?' dedi.

Dünyanın neresine giderse bu soru sorulur" ifadelerini kullandı.

“KADIN NASIL GİYİNMEK İSTERSE GİYİNİR"
Kılıçdaroğlu, TBMM'ye başı kapalı vekillerin girmesiyle ilgili şu şekilde konuştu:
“Biz kadının giysisi üzerinden siyaset yapılmasına karşıyız. Kadın nasıl giyinmek isterse giyinir. Kadın adabıyla erkanıyla giyinir, sokağa nasıl çıkıyorsa öyle çıkar. Mecliste iç tüzük dolayısıyla itirazlar vardı. İç tüzük buna izin vermiyordu. Ama, 'İç Tüzük buna izin veriyor' dediler ve geldiler. Hoş geldiler sefa geldiler.”
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile