Kılıçdaroğlu, CNN Türk televizyonunun canlı yayınında, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
''Hükümetin terör örgütüne silah bıraktırma dediği bu çözüm sürecini siz pozitif mi karşılıyorsunuz-'' şeklindeki soruya Kılıçdaroğlu, ''Silah bıraktırırsa kim bundan memnunluk duymaz'' yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu, süreç olarak yanlış adım atıldığını savunarak, ''Düğme yanlış iliklendi ve yanlış arka arkaya gidiyor'' diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın birbiriyle çelişen beyanlarda bulunduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, burada devletin muhatap kılındığını söyledi.
Kılıçdaroğlu, ''Siz şimdi hiçbir batı ülkesine 'PKK terör örgütüdür' diyemezsiniz artık. O treni kaçırdınız'' değerlendirmesinde bulundu.
Bilmedikleri bir konuda ''CHP ne düşünüyor-'' diye kendilerine sorulduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, ''Bir sayfayı bıraktım, yarım sayfalık çözüm önerisi nedir bilen varsa ben merak ediyorum'' dedi.
Kılıçdaroğlu, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu arasında bazı temaslar olduğu hatırlatılarak, bu temasın devam etmemesinin kimden kaynaklandığının sorulması üzerine, verilen bilgilerin tamamının gazetelerde bulunan bilgiler olduğunu, yeni bir şey bulunmadığını anlattı. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Geleceğe yönelik hiçbir şey yok. 'Biz bu sorunu şöyle çözeceğiz. Planlarımız şudur. Bunu sorunun çözümü için şunları yapmamız gerekiyor. Anamuhalefet olarak veya muhalefet olarak bilmiyorum kimlere gidilecekse, bize bir destek verin' diye bize bir şey söylenmedi. Biz bilmiyoruz o alanı. Sizin için nasıl karanlık bir alansa bizim için de karanlık bir alan.''
MHP'nin süreç için sert bir tutumu bulunduğu belirtilerek, siyasetteki sert söylemin, sokakta infiale yol açma riski olup olmadığının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, ''Bu kadar yakıcı bir sorunun siyaset dilinde sert söyleme dönüşmesi doğru bir yaklaşım değildir'' dedi.
Sadece MHP'nin değil, Başbakan Erdoğan'ın da sert söylemleri bulunduğunu savunan Kılıçdaroğlu, konunun, üzerinden siyaset yapılacak bir konu olmadığını belirtti.
Bütün siyasilerin bunu böyle bilmesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, ''Çünkü bu sorunun ucunda ölüm var. Ölen bizim masum insanlar'' diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün CHP'nin de bu süreçte olması gerektiğini ifade ettiği belirtilerek değerlendirmesinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
''Olay sadece CHP olayı değil. Olay bir toplumsal mutabakat olayı. Çok karmaşık, derinlikli sorunlar sadece siyaset kurumunun da tek başına çözeceği sorunlar olmaktan çıkmıştır. Neden biz sivil toplumu buna dahil ediyoruz- Nedeni de bu, bir toplumsal uzlaşma. Yani burada yüzde 51 olayı değil bu. 'Benim şu kadar oyum var, ben bu sorunu çözerim' denen bir sorun değil bu sorun. Bu bir yasa çıkarma sorunu değil. Bu bir toplumsal mutabakat sorunu, derinlikli bir sorun. Pek çok insanın canı yanmış, ya çözümünde veya sorunun kendisinde. O nedenle biz siyasal partilerin bir araya gelmesini ısrarla ama ısrarla istedik. Gelmeyeni medyanın hedef tahtasına koyması gerekirdi ama yine biz hedef tahtası olduk.''
-''Sorunun çözülmesinden yanayım''-
CHP'nin bu işin içinde olmasının istendiğini dile getiren Arınç, şöyle konuştu:
''Güzel ama ne olduğunu bilmemiz lazım. Ben bilmediğim bir alana, yani bilmediğim bir derinliğe nasıl atlayacağım. Benim emrimde MİT yok, emniyet bana bağlı değil, İçişleri Bakanlığı bana bağlı değil ama ben sağduyunun sesi olarak, bu ülkede en azından her 4 yurttaştan birisinin sesi olarak diyorum ki bir araya gelelim, bu temel sorunu çözelim. Ben bu sorunun çözülmemesinden değil, çözülmesinden yanayım.''
Terör örgütü çekildiğinde, terör bittiğinde CHP'nin ne yapacağının sorulmasına karşılık Kılıçdaroğlu, sonrasının ne olacağını kendisinin de merak ettiğini bildirdi. Kılıçdaroğlu, ''Endişe şu, öyle bir yere çıtayı koydular ki eğer gerçekten çatışmasızlık dönemi başlamazsa veya terör bitmezse Türkiye daha ağır bedellerle karşı karşıya kalabilir'' dedi.
Kılıçdaroğlu, CHP'nin bu süreçte hep sözünün arkasında durduğunu, konuyu istismar etmediğini bildirdi.
Hükümetin bu konuda ne yaptığını bilmediklerini anlatan Kılıçdaroğlu, yapılanlara yüzde 70-80 destek bulunacaksa CHP'ye dahi sorulmayacağını savundu. ''Siz Recep Tayyip Erdoğan'ı tanımıyor musunuz- Yüzde 50 destek bulsa, kesinlikle CHP'yi dikkate bile almaz'' dedi.
Gelinen sürecin hukukun tamamen dışında bulunduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, devletin bir sorunu çözmek için doğrudan sorunu yaratan kişiyle muhatap olamayacağını dile getirdi.
''Bana göre bugün doğrudan muhatap Sayın Başbakandır'' diyen Kılıçdaroğlu, sorun çözülmezse Türkiye'nin çok şey kaybedeceğini iddia etti. Kılıçdaroğlu, ''Hayal kırıklıkları toplumun fay hatlarını tetikler'' diye konuştu.
Örgütün liderinin ''Silah artık yöntem değildir'' dediği belirtilerek, değerlendirmesi sorulan Kılıçdaroğlu, ''Silah yöntem değil, 21. yüzyılda hiç olmamalı zaten'' değerlendirmesinde bulundu.
-Yeni Anayasa çalışmaları-
Yeni Anayasa çalışmaları konusunda Başbakan Erdoğan'ın nisan ayı başı itibarıyla sürenin dolduğu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ise çalışmaların sürmesi ve uzlaşılması gerektiği yönünde açıklamaları olduğu hatırlatarak, ''Sizce 4 partiden de uzlaşma çıkar mı- Biraz daha şans tanınmalı mı, süre tanınmalı mı komisyona-'' şeklindeki soruyu Kılıçdaroğlu, şöyle yanıtladı:
''Komisyon çalışıyor. Bana göre iyi çalışıyor. Bir uzlaşma komisyonu. İyi niyetlerle öneriler geliyor, diğer gruplara dağıtılıyor. Bildiğim kadarıyla 25-30 madde üzerinde herhangi bir sorun yok, bir uzlaşma var. İkinci tur dönüşlerde belki bu madde sayısı artabilir. Üzerinde mutabık kalınamayan maddeler de olabilir. Dolayısıyla bir kısıt getirip, 'şu tarihe kadar Anayasa görüşmelerini sonlandırın' demek doğru bir yaklaşım değil. İyi niyetlerle yola çıkılmış durumda. Gerçekten de çalışıyorlar. Milletvekillerine bağlı ayrıca bir uzmanlar grubu var. Onlar da katkı veriyor buna. Elbette ki farklı görüşler olacaktır ama iyi niyetlerle sorunun çözülebileceğine, Anayasa değişikliklerinin gerçekleşebileceğine inanıyorum.''
Yeni Anayasa konusunda değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, ''Anayasa'nın 88. maddesindeki 'Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türktür' devam etsin mi diyorsunuz-'' sorusuna, ''Bizim maddenin başlığı Türk Vatandaşlığı, onun altında da din, dil, cins, ırk vesaire aranmaksızın herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı sayılır diyoruz'' yanıtını verdi.
Anayasa'nın ilk dört maddesinin korunmasını da istediklerini bildiren Kılıçdaroğlu, ''Türk ulusu'' kavramının, bir ülkeye yaraşır görkemli ifadelerle yer alması gerektiğine inandıklarını belirtti.
Sayıştay'ı da daha güçlendirmek istediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, ayrıca Cumhurbaşkanı'nın yetkilerinin kısıtlanması konusunda önerileri bulunduğunu dile getirdi.
Kılıçdaroğlu, komisyondan bir anayasa çıkıp çıkmayacağı yönündeki beklentisinin sorulması üzerine, ''Büyük ölçüde bekliyorum'' karşılığını verdi.
-Yerel seçimler-
İstanbul'da hangi kriterlere göre nasıl aday belirleyeceğinin sorulması üzerine de Kılıçdaroğlu, ''İstanbul ile ilgili birden fazla aday var. Henüz belirlenmiş bir aday yok'' dedi.
Kılıçdaroğlu, adayları kamuoyu yoklaması ve örgüt içinde eğilim yoklaması şeklindi netleştireceklerini belirterek, bunun diğer iller için de böyle olacağını bildirdi.
Mahalli seçimlerde birinci parti olup olmayacaklarına inanıp inanmadığı sorulan Kılıçdaroğlu, ''Hepimizin hedefi o'' yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu, Mustafa Sarıgül ismine sıcak bakıp bakmadığı yönündeki soruyu da ''Önce üye olması lazım partiye'' karşılığını verdi. ''Çağrı mı yapıyorsunuz-'' sorusunu ise Kılıçdaroğlu, ''Ben bu çağrıyı defalarca yaptım. Herkese yaptık biz bu çağrıyı'' diyerek yanıtladı.
Kılıçdaroğlu, stadyumda izlediği ve Fenerbahçe'nin 2-0 kazandığı Lazio maçıyla ilgili soru üzerine, bu performans İtalya'da da gösterilirse orada da başarılı olunacağını söyledi.
Yanında bir ''uğur'' taşıyıp taşımadığı sorulan Kılıçdaroğlu, annesinin verdiği Arapça bir yazıyı cüzdanında taşıdığını ifade etti.
Muhabir: Ertuğrul Subaşı
Yayıncı: Erdem Gültekin
Chp Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Açıklaması
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, çözüm süreciyle ilgili, ''Endişe şu, öyle bir yere çıtayı koydular ki eğer gerçekten çatışmasızlık dönemi başlamazsa veya terör bitmezse Türkiye daha ağır bedellerle karşı karşıya kalabilir'' dedi.