CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin, "Demokrasiden yana olanların en az yüzde 60'ı sağlaması lazım. Çünkü Türkiye'nin sorunları çok ağırlaştı ve derinleşti. Bu sorunu çözecek olan demokrasi güçleridir." dedi.
Kılıçdaroğlu, Habertürk televizyonunun canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
"ABD'deki Sarraf davasının Türkiye'ye yönelik ekonomik sonuçları olursa CHP'nin tavrı ne olur?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "CHP'nin tavrı şu olur. Kesinlikle Türkiye Cumhuriyeti devleti ya da hükümetinin 5 kuruş ödememesi lazım." ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir daha söylüyorum. Rıza Sarraf dolayısıyla, ambargo dolayısıyla, rüşvetçi, şarlatan dolayısıyla eğer Türkiye Cumhuriyeti devleti ya da hükümeti bir tazminata mahkum edilirse, bütçeden bir tek kuruşun ödenmemesi lazım. Buna karşı çıkacağız. Gideceksin, o parayı o sahtekarlardan alacaksın. Malını, mülkünü satacaksın. Üç bakanın dünya kadar malı varlığı var. Aldığı rüşvetler var. 8,5 milyar dolarlık bir rüşvetten bahsediliyor. O parayı bulsunlar. Götürüp ödesinler. Benim fakir fukaranın hakkını niye ödeyecekler? Ya da kendi mallarını satıp ödesinler."
Başka bir soru üzerine Türkiye'deki siyasetçilerin yurt dışında yargılanmasını kesinlikle doğru bulmayacaklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Üç bakan Türkiye'de yargılansın, itirafçı olur üçüde. Üç tane rüşvet alan bakan var, bunlar yurt dışına çıkamazlar. Türkiye'ye düşen, hukuk devletine düşen, rüşvet olaylarının üzerine yürümek, fakir fukaranın hakkını korumak. Kim rüşvet aldıysa belgeleriyle ortaya koyup yargılamak." diye konuştu.
Türkiye'de yeniden bu dosyanın açılmasının ABD'nin ekmeğine yağ süreceğine yönelik eleştirilerin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "Bu dosyayı açmak Türkiye Cumhuriyeti'nin onurunu korur. 'Biz kendi ülkemizde rüşvet yiyen bakanları, rüşvet alan bürokratı yargıladık ve mahkum ettik.' denir. Kim size bir şey söyler. Rüşvet alanı yargıladınız ve mahkum ettiniz, hangi devlet sizi eleştirecek. Hangi devlet size yaptırım uygulayacak. Bunlar nasıl konuşuyorlar. Bunlar ağızlarından çıkan cümlenin anlamını biliyorlar mı?" değerlendirmesinde bulundu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Twitter üzerinden Man Adası belgelerine ilişkin, "Ya iddialarını ispat et, ya da istifa et." dediğinin anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "İspat ettik, neyi ispat edeceğiz? Süleyman Soylu kim? Benim muhatabım değil. Kim Süleyman Soylu?" ifadelerini kullandı.
Açıkladığı belgelerin gerçek olduğunu tekrarlayan Kılıçdaroğlu, Man Adası'nda kurulan şirkete ilişkin belgeleri savcılığa verdiklerini ayrıca suç duyurusunda da bulunacaklarını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın söz konusu iddialara ilişkin "Bu bir şirket satışıdır." dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Hangi şirketin satışıdır bu? Çık şirketin adını açıkla. Şu ana kadar bir cevap yok. Sıkıştı. Ben bu açıklamaları yaparken kimseye hakaret etmiyorum, elimde belge olmadan konuşmuyorum. 'Sahte.' diyorlar. 'Şu belge sahtedir.' desin, ben onun doğru olduğunu önüne koyayım. Halk Bankası orada, gitsin baksın. Uluslararası bankacılık sistemine girdiği için asla yok edemezler bu belgeleri. Şimdi ben gözlerinden öperek tekrar soruyorum. O satılan şirket hangi şirket? Benim çocuklarım Man Adası'nda şirket kurmuş olsaydı, yer gök inlerdi. Ben bu milletin vicdanına seslendim, etkisi ne derece oldu bilemem. Bu temiz para değil, kara paranın aklanmasıdır. O yüzden şirketin adını açıklamıyorlar. Belgeler sahteyse ellerine büyük bir fırsat verdik, açsınlar Meclis Araştırma Önergesi açıklasınlar."
Belgelerin nereden geldiğine ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, Türkiye'de ülkesini seven çok sayıda bürokrat olduğunu söyledi.
- İlgezdi'nin görevden alınması
Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi'nin görevden alınmasına ilişkin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Daha çok şeyler olacak." ifadesini kullandığının hatırlatılması üzerine de Kılıçdaroğlu, "Sen Türkiye'yi mi yönetiyorsun, istihbarat örgütünün başında mısın? Zaten bizim belediyelerimiz 365 günün 200 gününde denetleniyor. Gelsinler denetlesinler, 'Niye denetlediniz?' dedik mi? O dosyalar üzerinde ben sordum takipsizlik verilmiş." dedi.
Kızının dairesine ilişkin bir milyon dolar yakıştırmaları yapıldığını, kızının da bu iddiayı ortaya adan gazete patronuna evi 100 bin dolara satmaya hazır olduğunu içeren bir mektup gönderdiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, mektubun "Adalar manzaralı olmayan evimde güle güle oturun." şeklinde bittiğini aktardı.
"Biz hayatımızda bir milyon doları bir arada görmedik." diyen Kılıçdaroğlu, kendisi ve bütün yakınlarının mal varlıklarının araştırılması için önerge verdiklerini vurguladı.
Kılıçdaroğlu, başka bir soruyu yanıtlarken, CHP tabanının İYİ Parti'ye kaydığı yönündeki iddiaların doğru olmadığını söyledi.
İktidarın bir erken genel seçim kararı alması durumundaki soruyu da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, "Hiçbir sakıncası yok memnun oluruz." şeklindeki görüşünü dile getirdi.
Yunanistan Savunma Bakanı ile yaşadığı 18 ada tartışmasına değinen Kılıçdaroğlu, "Yunan Savunma Bakanı, '18 adayı gel al, alabiliyorsan.' dedi. 18 ada, Yunan askerleri tarafından işgal edilmiş durumda. Sen milliyim diyorsan, bu konuda tek cümle kurmadın. Rıza Sarraf'ı anlıyorum, ama 18 adayla ilgili niye konuşmuyor?" değerlendirmesini yaptı.
- Cumhurbaşkanlığı adaylığı
Cumhurbaşkanlığına aday olup olmayacağı yönündeki bir soru üzerine Kemal Kılıçdaroğlu, "Cumhurbaşkanlığı için biz parti olarak oturup karar vereceğiz. Bu kararı tek başımıza almayacağız. Kamuoyu yoklamaları yapacağız. Şu aşamada bu konu çok gündemimizde değil." yanıtını verdi.
"Aday olacak mısınız?" sorusunun tekrarlanması üzerine Kılıçdaroğlu, "Olabilir tabii. Dediğim gibi yeri ve zamanı gelir, oturulur, konuşulur, bir karar verilir." açıklamasında bulundu.
CHP iktidarında bütün taşeron işçilere kadro vereceklerini belirten Kılıçdaroğlu, kişi başına gelirin ise en az 25 bin dolar olacağını kaydetti.
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı seçiminde finalin Erdoğan ve Kılıçdaroğlu arasında olması durumunda bir sağ sol süreci yaşanıp yaşanmayacağına dair soruyu şöyle yanıtladı:
"O süreç bir sağ sol süreci değil. O süreç iki aşamalı bir süreç. Bir, demokrasiden yana olanlar, bir de demokrasiye karşı olup, otoriter rejimden yana olanlar. İkili bir yapı var. Demokrasiden yana olanlar bir arada olacak, bunun sağı solu yoktur. Burada ülkücüler de milliyetçiler de demokratlar da olacak... Bir de otoriter rejimden yana olanlar. İkiye ayrılacak toplum. Demokrasiden yana olanların en az yüzde 60'ı sağlaması lazım. Çünkü Türkiye'nin sorunları çok ağırlaştı ve derinleşti. Bu sorunu çözecek olan demokrasi güçleridir."
- Akşener'in açıklamaları
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in "CHP ile ittifak yapmam." açıklamasına ilişkin soru üzerine Kılıçdaroğlu, ittifakların partiler arasında değil, belirli düşünce çerçevesinde olabileceğine dikkati çekti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Akşener, Cumhurbaşkanlığı seçiminde 'CHP'nin adayı ikinci tura kalırsa destekleriz.' dedi ne dersiniz?" sorusunu yanıtlarken, "Teşekkür ederiz. Demokrasiden yana ikinci tura kim kalıyorsa biz ona kesintisiz ve koşulsuz destek veririz. Ama belli ilkeler olmalı. O ilkelerden yola çıkaracak. Demokrasi, yargı bağımsızlığı..." ifadelerini kullandı.
- Akşener ve Gül'ün adaylığı
"Cumhurbaşkanlığı adaylığı noktasında Meral Akşener ve Abdullah Gül isimleri çokça dillendiriliyor. Demokrasiden yana isimler olarak değerlendiriyor musunuz?" sorusunu da cevaplayan Kılıçdaroğlu, "Demokrasiden yana isimler olarak değerlendiriyorum. Kim demokrasiyi savunuyorsa, biz koşulsuz destek veririz. Bu bir parti meselesi değil, mesele bir Türkiye meselesi. Siz sorunu parti meselesine indirgerseniz Türkiye'nin geleceğine ihanet etmiş olursunuz. Türkiye'ye kim demokrasiyi getirecekse bizim başımızın üstünde yeri var." diye konuştu.
Kurultay tartışmalarına yönelik başka bir soruyu da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, "Bizden bir partili 'Ben ne olacağım.' diyorsa derhal partiden istifa etmeli. 'Biz ne olacağız.' diyorsa başımın üstünde yeri var. Kimse kişisel çıkarlar üzerine bu partide siyaset yapamaz. Biz dava adamı arıyoruz. Kendisini Türkiye'nin geleceğine adamış insanlarla yola çıkmak istiyoruz." değerlendirmesini paylaştı.
Muharrem İnce'nin adaylığıyla ilgili soruyu üzerine ise Kılıçdaroğlu, İnce'nin iyi bir partili olduğunu ve aday olabileceğini ifade etti. Kılıçdaroğlu, "Biz koltuklara mahkum değiliz, koltuk tutkunu da değiliz." dedi.
Kılıçdaroğlu, genel başkan adaylığını kolaylaştıran düzenlemeyi de getirdiklerini ve isteyen partililerin eskiye nazaran kolayca aday olabildiğini anlattı.
Rıdvan Dilmen'in Cumhurbaşkanı Erdoğan için "Parkasız Deniz Gezmiş" benzetmesi yaptığı anımsatılarak değerlendirmesinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Deniz Gezmiş, bizim siyasal tarihimizin ve gençlerimizin önderlerinden birisidir. Deniz Gezmiş, bu ülke için, bu ülkenin geleceği için hayatını feda eden kişidir. Darağacına onuruyla yürüyen kişidir, darbe döneminde asılan bir kişidir. Düşüncelerinden ödün vermeyen bir kişidir. Söylediği her sözün arkasında kapı gibi duran kişidir. O nedenle bu ülkenin bütün gençleri hangi görüşten olursa olsun Deniz Gezmiş'e saygı duymuştur. O kendi ifadesiyle emperyalizme karşı çıkmıştır. Ona herkes saygı duyar. İdamı yanlıştır. Siyasi idamların hepsi yanlıştır. Menderes'in, Fatin Rüştü Zorlu'nun idamı da yanlıştır. Siyasi idamlar tarihin hiçbir döneminde o topluma yarar getirmemiştir. Deniz Gezmiş ile Erdoğan arasında bir kıyaslama tarihe ihanettir ve asla doğru değildir."
Kemal Kılıçdaroğlu, tüm vatandaşların yeni yılını da kutladı.
(Bitti)
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Açıklaması (3)
'(Cumhurbaşkanlığı seçimi) Demokrasiden yana olanların en az yüzde 60'ı sağlaması lazım. Çünkü Türkiye'nin sorunları çok ağırlaştı ve derinleşti. Bu sorunu çözecek olan demokrasi güçleridir' '(Cumhurbaşkanlığı adaylığı) Olabilir tabii. Dediğim gibi yeri ve zamanı gelir, oturulur, konuşulur, bir karar verilir' '(Cumhurbaşkanlığı seçimi) Demokrasiden yana ikinci tura kim kalıyorsa biz ona kesintisiz ve koşulsuz destek veririz. Ama belli ilkeler olmalı' 'Deniz Gezmiş ile Erdoğan arasında bir kıyaslama tarihe ihanettir ve asla doğru değildir'