6-7 kişi biliyor. Başbakan, Abdullah Öcalan, Beşir Atalay, Hakan Fidan, Yalçın Akdoğan ve Efkan Ala biliyor.” dedi.
Kayseri’de düzenlenen programa gitmeden önce Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesi’ne uğrayan CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, burada Başbakan’ın uygulamalarına karşı sert açıklamalarda bulundu.
İnce, Hacıbektaş’a gelişinde ilk olarak ilçe başkanlığını ziyaret etti. CHP İlçe Başkanlığı’na gelişte Nevşehir İl Başkanı Ahmet Göktaş, Hacıbektaş İlçe Bayram Ayvazoğlu ve partililer tarafından karşılanan İnce, gündeme ilişkin olarak gazetecilere açıklamalarda da bulundu.
Başbakan’ın zaman zaman Mevlana’dan Hacıbektaş Veli’den Yunus Emre’den alıntılar yaptığını belirten İnce ‘Yaratılanı severiz Yaradan'dan ötürü’ diyor sonrada hakaretleri hiç bırakmıyor. Ama o söylemlerini gelip bu topraklarda içselleştirmesi lazım. O’nları içine sindirmesi lazım. Mevlana, Hacıbektaş Veli’den Yunus Emre’den söz ettikten sonra ‘Kindar nesil yetiştireceğiz” diyor, Cibilliyetsizler, şerefsizler ‘ diyor. Şimdi Kayseri’ye gidiyorum, Kayseri Meydanı'nda “PKK ile görüşenler şerefsizdir” demişti. Bu laf orada asılı duruyor mu, diye bakmaya gidiyorum. Duruyorsa, onu alıp Başbakan'a getireceğim, sahibi alsın diyeceğim” diye konuştu.
Çözüm sürecinden 75 milyonun hiçbir bilgisinin bulunmadığını, sadece 6 kişinin bildiğini ileri süren İnce, halbuki terör belasından kurtulmanın yolunun toplumsal uzlaşıdan geçtiğini vurguladı.
Herkesin bu topraklarda barış, kardeşlik olmasını, silahların olmamasını, kan akmamasını istediğini kaydeden İnce, ancak gidilen yoldan, pazarlıklardan dolayı çekincelerinin olduğunu vurguladı. Hükümetin çözüm sürecinin başta adında anlaşamadığını ifade eden İnce “ Kürt açılımı diye başlamışsın, sonra birlik ve beraberlik projesi demişsin, sonra demokratik açılım demişsin, en son barış süreci demişsin, daha adında anlaşamamışsın. İkincisi, kimse bilgi sahibi değil. Ana muhalefet olarak biz bilmiyoruz, MHP bilmiyor, millet bilmiyor, AKP milletvekilleri bilmiyor, Bakanlar Kurulu bilmiyor, Cumhurbaşkanı bilmiyor. 6-7 kişi biliyor. Başbakan, Abdullah Öcalan, Beşir Atalay, Hakan Fidan, Yalçın Akdoğan ve Efkan Ala. Bunlar biliyor” dedi.
İmralı-Kandil arasındaki mektup trafiğine de değinen İnce “ Bir mektup trafiğidir gidiyor. Hepimiz askerlik yaptık. Yazılan mektup okunduktan sonra üzerine 'er mektubu görülmüştür' diye damga basılır. Mahkumlar için de geçerlidir bu. 'Mahkum mektubu görülmüştür' diye damga basılırdı. Öcalan’ın mektuplarında bu damga var mı ? Soruyorum buna cevap veren yok, bu damgayı bastınız mı kardeşim.?” diye sordu. Öcalan’ın hapishane koşullarının iyileştirilmesine de değinen İnce “ Diyor ki ‘ Bir TV verdim, jimnastik saatini artırdım ve bir de diyor bunu hayata döndürdüm. ‘ Ya sen kimsin, böyle bir yetkin yok ki. Başbakan olarak sen bir mahkumun şartlarını iyileştirme şansına sahipsen, kötüleştirme şansına da sahipsin demektir. Allah korusun ben düşsem hapise, beni mahveder, ne su, ne gazete ve ne de TV verir. Demek ki sen Öcalan’ın şartlarını iyileştirmişşen Mustafa Balbay’ın şartlarını da kötüleştiren sensin. Demek ki, O’nun suyunu kesip, onu hücreye de attıran sensin. Başbakanların böyle bir hakkı yok” dedi.
Toplumsal uzlaşı şart
PKK ile sürdürülen görüşmelere yönelik toplumsal bir uzlaşının mutlak surette sağlanması gerektiğini belirten İnce, uzlaşma aranmadığı için de kaygı ve kuşkuların doğduğunu söyledi.
Terör gibi toplumun canını yakan konuda bir uzlaşma aranmasının gerektiğini vurgulayan İnce “ Parlamento yüzde 90’ın üzerinde bir temsil kabiliyetine sahip. Seçmenin iradesinin yansıması açısından söylüyorum. Terör gibi bir konularda çözüm oluşturabilmek için toplumsal bir uzlaşma olması gerekir. Bunu Hacıbektaş’da da insanların böyle düşünmesi gerekir, Çayeli’nde de, Uzunköprü’ de, Şırnak ve Muğla’da da böyle düşünmesi gerekir. Bir uzlaşma lazım. Yüzde 80’leri bulacak, bir uzlaşma lazım. Böyle bir uzlaşma toplumda yok ama toplumda kaygılar ve kuşkular var. Acaba ne verildi, ne pazarlığı yapılıyor. Yani bir televizyona bu olmaz. Bundan başka ne verdin diyoruz. Bunu söyle, millete yalan söyleme, bu pazarlığı neyin üzerinden yürütüyorsun. Başkanlık sistemi pazarlığı mı bu,.Sen başımıza diktatör mü olacaksın, padişah mı olacaksın “dedi.
Hukuki alt yapı yok
CHP Grup Başkanvekili İnce, gelinen noktada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın utanmasa teröristlerin rahat yurt dışına çıkışı için koruma verebileceğini de öne sürdü. İnce “Bu sürecin hukuki bir alt yapısı yok. Yani güvenlik güçleri burada duracak, terörist de oradan gelip geçecek. Göz yumacak, böyle bir şey olamaz. Yarın o güvenlik güçlerine dava açarlar. Nasıl göz yumacaksın, hukuki alt yapısı yok. Teröristleri yurt dışına kaçırmanın yolunu arıyor. Yahu sen milletvekillerini kaçma şüphesi gerekçesiyle hapiste tutuyorsun, teröristi nasıl kaçırırım diye hesap yapıyorsun. Ya utanmasa teröristler rahat çıksın diye koruma olarak asker verecek. Türkiye’nin tartıştığı konuya bak” dedi.
İzlenen sürecin doğru olmadığını kaydeden İnce, kullanılan dilin de barış dili olmadığını ifade etti.
İnce “ Dil barış dili değil. BDP’nin ve Başbakan'ın açıklamalarına bakın. Bir tehdit ve şantaj var. Olay, silahların susması değil, silahların yer değiştirmesi olayı. Silah burada iken öbür tarafa geçecek. Ortada silah varsa tehdit her zaman vardır demektir. Yani bir yol kazası olabilir. O, silahlı grup yeniden gelip terör yeniden oluşabilir. “Siz sorunun çözülmesini istemiyor musunuz” şeklinde bir suçlama yapılıyor. Biz sorunun çözümünü istiyoruz. Ama masanın üzerinde silah durursa pazarlık olur mu. Bu şu demek, istediğimi vermezsen silahı yeniden elime alırım demektir. Bu bir tehdit kokar. Bu süreç doğru değil.”
İnce, hakkında fezleke düzenlenmesi için Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın yargıya kendini hedef gösterdiğini ileri sürdü. İnce, şöyle konuştu; “ Silivri’de insanları 5 senedir zindanda tutuyorsunuz, zulüm yapıyorsunuz” dediğimizde Silivri’ye gidip duruşmaları izlemek istediğimizde, bizi tehdit ediyor o sefer. Diyor ki, “Yargı görevini yapsın, meclise geldiğinde bizde gereğini yaparız.” Hatta Bülent Arınç beni hedef gösterdi. “Örgüt elebaşısı” gibi dedi.
Bunlarda terbiye yok ki. Örgüt elebaşısı diyor. Ben CHP Grup Başkanvekiliyim. Ben parlamentoda genel başkanın vekiliyim. Oraya 45 milletvekili gitmişiz, elbette ben konuşacağım. Milletvekili arkadaşlarımın bir anlamda oradaki yöneticisi, sorumlusu zaten benim. Zaten ben konuşacağım. Beni hedef gösteriyor, yargıya diyor ki “ Bak diyor, Bu Muharrem İnce elebaşı, buna fezleke düzenleyin, getirin, onun dokunulmazlığını kaldıralım.” Kaldırmazsan namertsin. Senden mi korkacağız biz. Çiğ yemedik ki karnımız ağrısın. Yetimin hakkını yemedik, devlet malını çalmadık. İhale takip etmedik, Allah’a şükür, “Bizim Alnımız ak, onların adı ak.” dedi.
Akil insanlara yönelik Başbakan'ın hakarette bulunduğunu öne süren İnce “Akil insanlar neyi ikna etmeye çalışıyor. 75 milyonu ikna etmek için sokaklara dökülmüşler. Yahu siz akil insansınız, ikna gücünüz yüksek, niye 75 milyonu ikna ediyorsunuz, dağdaki 2 bin kişiyi ikna edin. Sorun bitsin. Madem işe yarıyorsunuz. Başbakan bunlara hakaret etti. “Fatih Terim’i de akil insan yapacağım ama işi var, meşgul” dedi.
Öbürleri boş gezenin boş kalfası mı ? Hakaret ediyor resmen. Bunlar akil insan değil, bunlar Başbakan’ın tebliğcileri” diye konuştu.
CHP Grup Başkan Vekili Muharrem İnce, daha sonra Hacıbektaş Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu’nu da makamında ziyaret ederek bir süre sohbet etti. Burada bir gazetecinin Fazıl Say ile ilgili Başbakan’ın ‘Beni bu konuda meşgul etmeyin” değerlendirmesini sorması üzerine de “Başbakan Fazıl Say konusunda ‘Beni meşgul etmeyin’ diyor. Ama kendisi bir şiir okuduğu için girdiği hapishaneden sonra 14 yıldır bununla meşgul ediyor. Dünya çapındaki bir sanatçı için “beni meşgul etmeyin” diyen bir Başbakan'ı Allah’a havale ediyorum” dedi.
Hacıbektaş Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu ziyaretin anısına CHP Grup Başkan Vekili Muharrem İnce’ye ilçenin simgesi 'Barış güvercini' hediye etti. İnce, sonrasında Kayseri’ye gitmek üzere karayolu ile ilçeden ayrıldı .
Chp Grup Başkanvekili İnce: Çözüm Sürecini 6-7 Kişi Haricinde Hiç Kimse Bilmiyor
CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, çözüm sürecinin 6-7 kişi haricinde hiç kimse tarafından bilinmediğini iddia ederek, "Ana muhalefet olarak biz bilmiyoruz, MHP bilmiyor, millet bilmiyor, AKP milletvekilleri bilmiyor, Bakanlar Kurulu bilmiyor, Cumhurbaşkanı bilmiyor.