Chp, Hsyk Düzenlemesinin İptali İçin Anayasa Mahkemesine Başvurdu

CHP İçel Milletvekili Ali Rıza Öztürk, HSYK düzenlemesine ilişkin Anayasa Mahkemesine yaptıkları başvuruyla ilgili, “Düşünürsek yasanın gerçekten geçirmek istenilen yasanın hukukun evrensel ilkelerine ve anayasaya aykırı olduğu çok açıktır" dedi.


CHP İçel Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek, HSYK düzenlemesinin yok sayılması için Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Öztürk ve Dibek başvurunun ardından basına açıklama yaptı. Öztürk, 15.02.2014 tarihli 6524 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanunun kamuoyunda HSYK yasası olarak bilinen yasayla ilgili, “Yasanın 1. Maddesinin, 2. Maddesinin, 3. Maddesinin, 7. Maddesinin, 8. Maddesinin,9. Maddesinin, 20.maddesinin, 23. Maddesinin, 24. Maddesinin, 25. Maddesinin, 28. Maddesinin, 29. Maddesinin,30. Maddesinin, 31. Maddesinin, 32. Maddesinin, 33. Maddesinin, 34. Maddesinin,35. Maddesinin,37. Maddesinin, 38. Maddesinin,39. Maddesinin ve 40. Maddesinin, anayasaya aykırı olduğu nedenle öncelikle yom hükmünde olduğunun tespitine ve yürürlüğün durdurulmasıyla birlikte iptaline karar verilmesi dileğiyle Adalet Komisyonu üyemiz Kırklareli Milletvekili Sayın Turgut Dibek ile birlikte Anayasa Mahkemesine başvuru dilekçemizi vermiş bulunmaktayız. Bu yasanın toplam 46 maddeden ibaret olduğunu düşünürsek ve bunun aşağı yukarı 40 maddesinin yaklaşık olarak AYM’ye iptali için başvurma zorunda kalındığını düşünürsek yasanın gerçekten geçirmek istenilen yasanın hukukun evrensel ilkelerine ve anayasaya aykırı olduğu çok açıktır” diye konuştu.

Dikkat edilmesi gereken hususlardan diğerlerine değinen Öztürk, şunları söyledi:
“Hukuk işleminin çok ağır bir sakatlık ile malul olması durumunda bu işlem yok hükmünde sayılır. Yokluk bir kurala vücut veren iradenin yok sayılmasıdır. Bu nedenle yasama işleminin yok sayılabilmesi ancak çok ağır ve çok şiddetli bir gasp halinde söz konusudur. Burada da gerçekten büyük bir yetki gaspı söz konusudur. Dava konusu yaptığımız somut olayda kanunla yargısal denetim etkisiz bırakacak düzenleme tipik ve ağır bir yetki gaspı olup, hukuki işlemin yokluk sonucunu sorun olarak doğuracak bununda yaptırımı yokluk olmalıdır. Çünkü burada bir iptal kararının verilmiş olması geriye doğru yapılan işlemleri ortadan kaldıramayacağı için, geriye doğru yapılacak işlemleri ortadan kaldıracak, bu yasal düzenlemenin ağır bir yetki gaspı olduğu nedenle yok sayılabilmesi yaptırımıyla mümkündür. Biz Anayasa Mahkemesi’nden öncelikle bunun yok hükmünde sayılmasını talep ediyoruz. Burada bir kanunla HSYK’da çalışan tüm personelin, müfettişler dahil tüm personelin işlerine son verildi.

Bu aslında idari bir işlemdir. Şimdi kanunla böyle bir düzenleme yapmak da mümkün değildir. İdari işlemlerin iptali için idari yargıya gitmek mümkün iken kanunla böylesine bir idari işlemin yapılmış olması yani yasamanın idareyi de yetkisine gasp etmiş olması dolayısıyla İdare Mahkemesine gitme olanağı da ortadan kaldırılmaktadır. Anayasanın 159. Maddesinde HSYK’nın yapısı düzenlenmiştir. Burada mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esas alınarak anayasanın 159. Maddesi tanzim edilmiştir. Demek ki Anayasa Mahkemesinin 159. Maddesinde düzenlenen HSYK’nın yapısı ve buna ilişkin çıkarılacak kanunların mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik mesleğinin teminatına göre düzenlenmesi lazım. Oysa yapılan düzenlemenin bu çerçevede olmadığı gün gibi açıktır. Dolayısıyla bu Başbakanın yargıya tecavüzüne yönelik tecavüzünü kolaylaştıran bir yasadır. Bu gerçekten 17 Aralık büyük yolsuzluk soruşturmasını örtmek ve soruşturmayı gizlemek için yargıya müdahaledir. Yargının elinden soruşturmayı almaktır. Şimdi Anayasa Mahkemesinin vereceği tarihsel bir kararda yargıyı Tayyip Bey'in elinden kurtarıp almaktır. Anayasa Mahkemesi’nin tarihsel görevi budur.”

"BENCE ÖNEMLİ DEĞİL"
Geçmişte böyle bir uygulamanın olup olmadığı sorusuna Öztürk, “Burada hukuki tartışmalar var. Yasa yürürlüğe girdikten sonra mı yok hükmünde sayılmasını istenmesini ya da yürürlüğe girmeden mi sayılmasına ilişkin aslında bence o çok önemli değil. Biz yok hükmünde sayılmasıyla birlikte yürütmenin durdurulmasına ve iptaline istedik. Burada amaç önemlidir. Çok fazla şekille uğraşmak doğru değildir. Eğer o soruşturmayı yürüten savcılar bu soruşturmayı kapatmış olsalardı böyle bir düzenlemeye gerek duymayacaklardı. 17 Aralık soruşturması, 25 Aralık soruşturmaları gündeme gelmemiş olsaydı bu yasa TBMM gündemine gelmeyecekti. Gelmesinin nedeni hukukun ve yargının ihtiyacından kaynaklı değil, bu Tayyip Bey'in ihtiyacından gündeme getirilmiş bir yasadır. Soruşturma sonucunda verilecek karar ne olacaksa olsun, bu kararın şaibeli olduğunu şimdiden söylemem mümkündür” ifadelerini kullandı.

Dibek ise Anayasa Mahkemesinin geçmişte benzer bir kararı olduğunu ifade ederek, “Cumhurbaşkanının onayına gitmeden açılan bir davaya bakmış ve bir içtihat oluşturmuş. Bizim başvurumuzun esasında o da var. Cumhurbaşkanının onayı gerekmiyor böyle bir durumda. AYM Meclisin iradesinin oluşmasıyla artık bu kanunun AYM’ye dava açılması mümkündür diye kararı var” dedi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile