Edinilen bilgilere göre, CHP'nin basına kapalı yapılan toplantısı sert tartışmalara sahne oldu. Toplantıda daha çok 'Baykalcı' olarak bilinen milletvekilleri, dışlanmaktan yakındı.
Eleştirilerin hedefindeki isim ise Önder Sav oldu. CHP'li Enver Aysever, "Partide bazıları haddini aşan şeyler söyledi. Onlar bu partide kalamazlar." sözleri üzerine Önder Sav, söz aldı. Yaklaşık 45 dakika boyunca milletvekillerinin eleştirilerini cevaplayan Sav, "Bazıları hadlerini aşan söz ve davranışlarda bulunuyor. Partinin temel ilkelerinde sapma söz konusu değildir. Arkadaşlara ayrımcılık yapıldığı konusu doğru değildir." karşılığını verdi.
Bunun üzerine, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu devreye girdi. Kılıçdaroğlu, partide kimseye karşı ayırımcılık yapılmayacağını söylerken, "Bundan sonra herkes birbirine karşı daha dikkatli olacak. Böyle bir düşünceye sahip arkadaşımız varsa gelsinler, konuşup halledelim." diye konuştu.
İki gün süren hararetli toplantıların ardından kısa bir sonuç bildirgesi hazırlandı. CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol'un okuduğu sonuç bildirgesinde iktidar yürüyüşü vurgusu yapılırken, parti içinde kimseye karşı ayrımcılık yapılmayacağı belirtildi. Bildirgede, "Toplantıya yurt dışında görevli olan 7, mazeret beyan eden 3 milletvekilimiz katılamamıştır. 2 gün süre ile yapılan toplantılarda milletvekillerimiz referandum süreci, sonuçları ve 2011 yılında yapılacak olan genel seçimlerle ilgili görüş bildirmiş ve değerlendirmelerde bulunmuşlardır." ifadelerine yer verildi.
Toplantıda, özellikle eski Genel Başkan Deniz Baykal'a yakın olan bazı milletvekillerinin ayrımcılığa uğradıkları gerekçesiyle parti yönetimine sitem ederken, bu durum sonuç metnine de yansıdı.
Birlik ve beraberlik vurgusunun yapıldığı bildiride, şu ifadelere yer verildi: "Siyasal iktidarın yarattığı korku toplumuna karşı referandum süresince kararlı bir mücadele sürdüren partimizin genel seçimler için başlatmış olan çalışmaların aynı kararlılıkla sürdürülmesinin yanı sıra, partimizin parlamento grubu ve genel merkez yönetiminin iktidar yolunda tam bir bütünlük içinde, ayırımsız olarak yürüyüş kararlılığı ifade edilmiştir. Aydınlanma devrimi ve demokratik, laik, sosyal hukuk devleti ilkelerine sahip çıkacak kadroların Türkiye'de iktidar olması için mücadele kararlılığı vurgulanmıştır."