CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, bir Diyarbakır annesinin, Kılıçdaroğlu'na yönelik "hakkımı helal etmiyorum" tepkisine ilişkin haberi değerlendirirken, "O anneyi vicdanlı olmaya davet ediyoruz. Ben bizzat şahidim. Çocukları PKK tarafından kaçırılan aileler, Genel Başkanımızla sadece Ankara'da değil, birçok ilde bir araya geldiler." dedi.
Ağbaba, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, AK Parti iktidarları döneminde işçi ve emekçinin üzerindeki baskının günden güne arttığını ileri sürdü.
Emekçilerin geçinemediği için aileleriyle birlikte intihar etmeye başladığını savunan Ağbaba, "iş cinayetlerinde" çok sayıda işçinin yaşamını kaybettiğini, taşeron işçilerin haklarının ellerinden alındığını söyledi.
AK Parti'nin emekçi sınıfına bakışının "ölümü gösterip sıtmaya razı etmek" olduğunu ve emekçiye biçtiği tek kaftanın "kefen" olduğunu öne süren Ağbaba, seçim öncesi söz verilen 3 bin 600 ek gösterge vaadinin de yerine getirilmediğini belirtti.
Türkiye'de iş kazası nedeniyle ölümlerin en çok sendikasız iş yerlerinde yaşandığına işaret eden Ağbaba, iş cinayetlerinin de kayıt dışı çalışmanın da sendikalaşmayla önlenebileceğini vurguladı.
Ağbaba, Türkiye'deki asgari ücretin, Avrupa ülkeleri arasında en düşük 4. asgari ücreti, Türkiye Cumhurbaşkanı'nın maaşının ise Avrupa'daki en yüksek 4. cumhurbaşkanı maaşı olduğunu ifade etti.
"Türkiye'de binin üzerinde hakim ve savcının AK Parti'nin il ve ilçe yöneticisi konumunda olduğunu" savunan Ağbaba, iktidar partisine mensup olmayanların devlette iş bulamadığını ileri sürdü.
Veli Ağbaba, kamudaki taşeron işçilerin kadroya geçirilmesini ve onlara özgürce sözleşme imzalama imkanı tanınmasını istedi.
İşsizlik Fonu'ndaki kaynağın işçilere değil yandaşlara düşük faizli kredi olarak verildiğini ileri süren Ağbaba, bu bağlamda kıdem tazminatının fona devredilmesinin CHP'nin asla kabul etmeyeceği kırmızı çizgisi olduğunu, böyle bir durumda işçiyle kol kola mücadele edeceklerini söyledi.
- "Bakanın şantaj yapmasını kınıyoruz"
Veli Ağbaba, daha sonra basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Ağbaba, "Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk'un asgari ücret görüşmeleri öncesinde 'Ücret artışı kadar, işin kendisinin yani istihdamın korunması da mühim' ifadelerini kullanması, işsizliğin bir koz olarak mı kullanıldığını gösteriyor?" sorusu üzerine, "Bir bakanın asgari ücret tespitinin ilk gününde işçilere şantaj yapmasını kınıyoruz." ifadelerini kullandı.
İşçinin maaşının ortada olduğunu belirten Ağbaba, "İşçinin ekmeğiyle şantaj yapmak siyasi ahlaka sığmaz. Türkiye'de asgari ücret olağan ücret olmuş durumda zaten." diye konuştu.
Bir gazetecinin, dağa kaçırılan çocuğunu geri almak için HDP İl Binası önünde bekleyen bir Diyarbakır annesinin, Kılıçdaroğlu'nun kendilerini ziyaret etmemesine, "Hakkımı helal etmiyorum" diyerek tepki gösterdiğine yönelik haberi anımsatması üzerine Ağbaba, "O anneyi vicdanlı olmaya davet ediyoruz. Ben bizzat şahidim. Çocukları PKK tarafından kaçırılan aileler, Genel Başkanımızla sadece Ankara'da değil, birçok ilde bir araya geldiler." diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, dönemin başbakanları Ahmet Davutoğlu ve Binali Yıldırım ile sadece bu konuyu görüşmek üzere bir araya geldiğini anlatan Ağbaba, "Üzülerek okudum. O anne diyor ki 'Hakkımı helal etmiyorum.' Acaba dağda PKK'nın elinde bulunan çocuğun sana hakkını helal edecek mi? Yazıktır, günahtır, ayıptır. Bu işin sorumlularına laf söylemeyip Kemal Kılıçdaroğlu'na laf söylemek vicdansızlıktır." ifadelerini kullandı.
Ağbaba, kaçırılan çocukların devletin güvencesinde olması gerektiğini vurgulayarak, "Kaçırılan çocuklar zaman zaman video yayınlıyor, devlete sesleniyorlar. Maalesef onların umrunda değil askerlerimiz. Onlar sadece siyaset yapacak şehit cenazeleri istemektedir. Siyasi hükümet maalesef askerlerimizi sağ istemiyor. Sağ istemiş olsa bugün o çocuklar aramızdaydı." sözlerini sarf etti.
"Genel Başkan neden Diyarbakır HDP İl Binasının önüne gitmedi?" sorusunu yanıtlarken de Ağbaba, "Onu siyasi, AKP'nin desteklemiş olduğu bir şey olarak görüyoruz. Genel Başkanımız ailelerle ilgili grup toplantısında defalarca açıklama yaptı, ailelerin dramını gündeme getirdi. Aynı soruyu keşke AKP Genel Başkanına sorsanız. O niye gitmemiş? En çok o edebiyat yapıyor." diye konuştu.
- "Bu anlayış, Ceren'i katledenle aynı"
Veli Ağbaba, TBMM'de kadın personele "dar kıyafet giyilmemesi" yönünde uyarı yapıldığı iddasına ilişkin de şu değerlendirmede bulundu:
"Kadınların giydiği pantolonlarla uğraşan bu anlayış, aslında dün Ceren'i katleden anlayışla aynı. Her ay 50 kadınımız cinayete kurban gidiyor, tedbir almıyorsun; kadınların giydiği pantolonla uğraşıyorsun. O katilden ne farkın var senin? Ceren neden öldürüldü? Sosyal medyada haklı göstermeye çalışan, kılığına ve kıyafetine laf söylüyorlar ya, o anlayışla aynı. Eğer bu kafa Mecliste varsa vay Türkiye'nin haline. O kafaların bu Meclisten atılması gerekir. O kafalar, kadınları öldüren, cinayet işleyen katillerle aynı kafadır."
Başka bir basın mensubu da Ağbaba'ya, FETÖ suçluları için açık cezaevlerinin koşullarının değiştirildiğini anımsatarak, Ceren Özdemir'in firar eden bir tutuklu tarafından öldürülmesinde bu düzenlemenin rolünü sordu.
İnfaz sisteminin baştan aşağı değiştirilmesi gerektiğini ifade eden Ağbaba, bu konunun CHP ile müzakere edilmesi için iktidara çağrıda bulundu. Ağbaba, "Maalesef kendi yapmış oldukları hatayı Cerenler ve başka insanlar çekmektedir." diye konuştu.
Toplantıda basın mensuplarına CHP tarafından hazırlanan "Anlatılan Senin Hikayendir/AKP İktidarının 17 Yıllık Döneminde Emek ve Çalışma Hayatı" başlıklı rapor da sunuldu.
CHP'li Ağbaba, Diyarbakır Annesinin, Kılıçdaroğlu'na 'Hakkımı Helal Etmiyorum' Tepkisini Değerlendirdi Açıklaması
'O anneyi vicdanlı olmaya davet ediyoruz. Ben bizzat şahidim. Çocukları PKK tarafından kaçırılan aileler, Genel Başkanımızla sadece Ankara'da değil, birçok ilde bir araya geldiler' (TBMM'de çalışan kadınlara kıyafet kısıtlaması iddiası) Eğer bu kafa Mecliste varsa vay Türkiye'nin haline. O kafaların bu Meclisten atılması gerekir. O kafalar, kadınları öldüren, cinayet işleyen katillerle aynı kafadır'