Sayın Danıştay Başkanı ile ilgili yasal dinlemelere dayalı olarak, fiziki takibe dayalı olarak menfaat temin ettiğine dair resmi deliller var. Buna rağmen nasıl oluyor da Danıştay mensuplarını zan altında bırakarak görevini sürdürüyor” dedi.
Kart, TBMM'de basın toplantısı düzenledi.
Kayseri Büyükşehir Belediyesi'ne ilişkin yolsuzluk iddialarında İçişleri Bakanlığı'nda Bakan Yardımcısı olarak görev yapan Osman Güneş'in sürecin kara kutusu olduğunu savunan Kart, "Soruşturmayı yapan vali, kendisiyle ilgili Müsteşarlık Kararnamesi yayınlandığı halde 'vali sıfatıyla' işlemden kaldırma önerisini Bakanlığa iletmiş, bakanlık aşamasında ise Müsteşar sıfatıyla onay vermiştir. Hukuk tarihimizde örneği görülmeyen ve İdare Hukuku derslerinde idari vaka olarak değerlendirilmesi gereken bir işlemler silsilesine imzalar atmıştır" dedi.
Dönemin Kayseri Vali Yardımcısı Ali Yener Erçin'in idari soruşturma sürecinde usulsüzlükler yapıldığını ve delillerin karartıldığı yönünde iddiasının ve sunduğu belgelerin savcılık ve ilgili merciler tarafından gözardı edildiğini belirten Kart, "Ancak yolsuzlukları, adaletsizlikleri ömür boyu gizlemek hiçbir zaman mümkün olmamıştır. Vali Yardımcısı'nın sanık sıfatıyla yargılandığı Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi dosyasıyla ilgili soruşturma sürecindeki yasal dinleme ve fiziki takip sonucunda, Ali Yener Erçin'in Kayseri soruşturmasında mülki idare ve belediyenin bilgi ve dahli doğrultusunda, delilleri kararttığı, soruşturmayı kapattığı açık bir şekilde ortaya çıkmıştır" dedi.
Kayseri'deki yolsuzluk iddialarına ilişkin Hacı Ali Hamurcu'nun kurban seçildiğini savunan Kart, hazırlanan bilirkişi raporunda ise kendi iddialarının doğrulandığını ifade etti.
Kart, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü göreve davet ettiğini söyledi.
Basın toplantısında Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu'nun sözlerini de değerlendiren Kart, "Sayın Danıştay Başkanı doğru konuşuyor. Konuşmasının özü doğru. Bu konuda değerlendirme yapması, sızlanması gereken, bunları açıklaması gereken en son kişi Danıştay Başkanı. Sayın Danıştay Başkanı ile ilgili yasal dinlemelere dayalı, olarak fiziki takibe dayalı olarak menfaat temin ettiğine dair resmi deliller var. Kanunlarımız diyor ki yargıçlar ve savcılar hakkında bırakın resmi delil olmasını, 'görevini tarafsız yapmadığına dair bir kanıtın doğması halinde o savcı hakkında yaptırım uygulanır' diyor. Buna rağmen nasıl oluyor da Danıştay mensuplarını zan altında bırakarak görevini sürdürüyor. Gerçekten acı bir tablo. İdari yargının en üst makamında bulunan birisinin istifa etme erdemi ve sorumluğunu göstermemesi ve idari yargı adına ahkam kesmesi. Böyle bir tiyatroyu, böyle bir oyunu Aziz Nesin yazamamıştır. Aziz Nesin bu kadarını yazmamıştır. Elbette ki bu bir hükümet fotoğrafıdır. Bunun baş aktörü, baş sorumlusu hükümetin ta kendisidir” dedi.
Yargıtay Başkanı Ali Kalkan’ın yeni Anayasa'da Yargıtay’ın kaldırılacağına ilişkin “Bu yargıda geri gitmeye neden olur” sözlerinin anımsatılması üzerine Kart, Kalkan’a düşüncesini açıkladığı için teşekkür etti. Anayasa yapım sürecinde ilgili kurumların görüşlerini açıklamasını isteyen Kart, hükümetin yargıda yeni düzenleme yapmak istemesini de eleştirdi.
Kart, “Ne oldu da aradan 2.5 yıl geçtikten sonra bu kadar önemli dediğiniz düzenlemeyi yeni baştan düzenleme gereği duyuyorsunuz? Bunun cevabı da açıktır. Çünkü siz iktidar olarak yargıyı adalet bürokrasisinin emrine verdiniz, yargı gücünü paylaştınız. O paylaştığınız kişileri kontrol edemiyorsunuz. Yeni düzenleme ile mutlak anlamda kontrol altına almak istiyorsunuz” diye konuştu.
Chp'li Kart'ın Basın Toplantısı
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu’nun adalet sistemiyle ilgili açıklamalarını değerlendirerek, “Sayın Danıştay Başkanı doğru konuşuyor ama bu konuda değerlendirme yapması, sızlanması gereken, bunları açıklaması gereken en son kişi Danıştay Başkanı.