CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç ve ismini vermediği başka bir bakan ile 170 AK Parti milletvekilinin, ''Deniz Feneri'' soruşturması şüphelilerini Sincan Cezaevinde ziyaret ettiklerini iddia etti.
Kart, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, sözlerine, ''Deniz Feneri soruşturması üzerinde neden ısrarla duruyoruz?'' sorusu ile başladı.
Ortaya konulan somut bulgular, olayın seyri, Alman mahkemelerinin kararları ve siyasi iktidar himayesindeki kirli ilişkilerin, hayır ve yardım parası ile yapılan yolsuzlukları gösterdiğini iddia eden Kart, iktidarın bu soruşturmada idari ve adli süreci engellediğini öne sürdü.
Kart, CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu'nun bir çalışmasını anlatarak, ''İstanbul Büyükşehir Belediyesinin 2005-2009 yılları arasında yaptığı 700 ihaleden 1 milyar 620 milyon TL harcama yapılmıştır. Bu tutarın yaklaşık yüzde 95'i ASKON, TUSKON, MÜSİAD üyesi şirketlere verilmiştir. Bu rakamın yüzde 20'si de Hükümet sözcüsü olan 4 gazete ve televizyona aktarılmıştır'' iddiasında bulundu.
Deniz Feneri soruşturmasında, dönemin içişleri, adalet ve maliye bakanlarının ''karartma'' yaptıklarını ileri süren Kart, İçişleri Bakanlığı Dernekler Denetçiliğinin düzenlediği 34 sayfalık raporda, ''2007-2008 yılları arasında derneğe yapılan bağış ve yardımların 18 trilyon TL'lik bölümünün yurtdışındaki kişi ve kuruluşlara aktarıldığının'' ortaya konulduğunu söyledi.
KORUMA MÜDÜRÜNÜN TELEFONLA ARAMASI
Kart, isim vermeden Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın korumu müdürünü kastederek konuşmasına şöyle devam etti:
''Koruma müdürü, Bakanın has adamı belediye başkanını gece yarısı arıyor. Belediye başkanı da birkaç saniye aralıklarla İstanbul'u arıyor. Şüphelilerden İsmail Karahan da bu arama sürecini ve içeriğini doğruluyor. Bu durumda kendisine güvenen dürüst bir yönetim ne yapar? Bakanı, korumu müdürünü görevden almaz mı? Bakan bırakın görevden almayı, neden koruma müdürünü yeni bakanlığa da taşır?
Neden 150'yi aşkın AKP'li milletvekili ve 2 bakan gruplar halinde Sincan Cezaevini ziyaret eder? Burada şüphelilere birtakım teminatlar mı verilir? Bu durum bile başlı başına, şüphelilere imtiyaz yaratmak ve adli mercilere gözdağı vermektir. İtiraf psikolojisi içine girenlere, acaba biraz sabredin mi deniyor? AKP, maalesef bu tablonun odağında yer almaktadır. AKP'nin paniği buradan kaynaklanmaktadır. Gözü kara bir şekilde karartma yapılmakta, delilleri ve soruşturmaya müdahale edilmektedir. Deniz Feneri ilişkilerini ve bu kirli ilişkileri takip edeceğiz.''
CHP'li Kart, ''Sincan Cezaevine gittiğini iddia ettiği bakanların kim olduğunun'' sorulması üzerine, ''Birisi Suat Kılıç'tır. Bize ulaşan bilgilere göre, 170 civarında milletvekili bu ziyareti gerçekleştiriyor'' dedi.
Başka bir soru üzerine Kart, yeni anayasa hazırlık çalışmalarında herhangi bir önyargı, saplantı ve kalıbın içerisinde olmayacaklarını, ancak Cumhuriyetin değerlerine, kurumlarına ve kavramlarına sahip çıkacaklarını kaydetti.
Kart, ''Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm yurttaşlarının içselleştireceği, benimseyeceği bir anayasa sürecini gerçekleştirmek hedefimiz olacaktır'' dedi.
CHP'li Kart'ta çarpıcı iddia!
Bakan Kılıç ile bir başka bakan "Deniz Feneri" soruşturması şüphelilerini ziyaret etti mi?