Genel başkan olduğu zaman sarf ettiği sözlerin de hatırlatıldığı mektupta, meclis üyeleri, başkan Tatı'nın Kılıçdaroğlu'nun söylemlerine ters hareket ettiğini vurguladı. Yaklaşık bir buçuk yıldan beri Buca Belediyesi'ne bağlı faaliyet gösteren Buca–Mar ve taşeron şirketlerde baskıların, işten çıkartmaların arttığını, işçilerin haklarını aramak için girişim yapmaları durumunda işten çıkarılmakla tehdit edildiklerini söyleyen meclis üyeleri, Belediye Başkanı Tatı, bazı belediye bürokratları ve bazı meclis üyelerinin keyfi uygulamalarıyla işçilerin mağduriyete uğramasına neden olduğunu belirtti.
Kılıçdaroğlu'na, "Tüm taşeron işçilere sesleniyorum, sizin eviniz CHP'dir. Sizin sesiniz CHP'dir. Çünkü biz emekten, üretenden yanayız. Yiyicilerden yana değiliz... Bütün taşeron işçilere söylüyorum. CHP iktidarında hiçbir işçi taşerona emanet edilmeyecek. Kadrolarını vereceğiz, çalışacaklar. Çünkü biz emekten yanayız" açıklamasını hatırlatan meclis üyeleri, mektuplarında şu ifadelere yer verdi: "Sizin işçilere vermiş olduğu bu güvence sonrasında, Buca Belediyesi'nde taşeron firmalarda çalışan işçiler bir araya gelmişler ve taşeron sisteminden kurtulmak istediklerini ve sendikalı olmak istediklerini belirtmişlerdir. Bu konuyu genel merkeze ve basına taşımışlardır. Bu konunun açık olarak belirtilmesi ve haklarını aramalarından sonra bu taşeronda çalışan işçi kardeşlerimize karşı maalesef CHP'li meclis üyelerimizin bazılarından ve bazı bürokratlar tarafından baskılar uygulanmıştır. Bunun sonucu bu baskıya maruz kalan taşeron işçisi kardeşlerimizden bazıları önce sürgüne yollanmış ve arkasından işinden atılmıştır. Bir anlamda Sayın Genel Başkanımız sizin vermiş olduğu güvence sonrasında bu işçi kardeşlerimiz işsiz kalmıştır."
2009 yerel seçimleri öncesinde Belediye Başkanı Tatı'nın Bucalılara "Taşeron işçi kalmayacak. Tüm taşeron işçilerimiz sendikalı olacak" sözü verdiğini hatırlatan meclis üyeleri, buna rağmen belediyeden yüzlerce işçinin çıkartıldığını vurguladı. Kılıçdaroğlu'na da; "Ben memur Kemal'im, işçi Kemal'im, emekli Kemal'im. Ama hiç kimse bana kalpazan Kemal demedi. Hayali ihracatçı Kemal demedi. Devlete onurla hizmet ettim" söylemini hatırlatan Bucalı meclis üyeleri, şu şikâyette bulundu: "Bizler, Buca'da Belediye Başkanı Ercan Tatı'nın ve onun çevresindeki üç beş ismin yarattığı bu kaosa karşı çıktığımızda, sizin önderliğindeki CHP'mizin işçilere bakışını ve işçi kardeşlerimize verdiği önemi savunduğumuzda karalama yapmayı kendine adet haline getirmiş ve 1,5 yıl geçmesine rağmen hala kendini seçim meydanlarında zannederek, hizmet üretmek yerine 'caklı, cekli' vaatler veren ve geçmiş dönemde yapılan projeleri, çalışmaları yeniden boyayarak, ısıtarak servis yapıp ve ben yaptım havasında olan ve yanlışlarını eleştirenleri karalamaya çalışan bir anlayışın, Buca'mızı bir başına, kimseye danışmadan meclis üyelerine bilgi vermeden yöneten, daha doğrusu yanındaki 2- 3 kişinin yönlendirmesiyle Buca'mızı 15 yıl geriye götüren berbat bir yönetim taklidi ve çalışmaktan, üretmekten uzak biri olan ve Buca Belediyesi başkanlık koltuğunda oturduğu ilk günden bu yana yaptıklarıyla CHP'ye yakışmayan bu kişinin hala CHP'liyim demesini ve yaklaşan genel seçim öncesi partimizi halkımız karşısında Buca'da ve İzmir'de çok zor durumda bırakmasını üzüntüyle takip etmekteyiz."