Chp'li Vekillerden 'İç Güvenlik Paketi' Açıklaması
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Meclis Genel Kurulu'nda dün görüşülmesi planlanan ancak bugüne kalan "İç Güvenlik Paketi"ne ilişkin, "AKP'nin amacı bugün grup önerilerinin tamamlanması ve tasarının görüşmelerine başlanmasıydı ancak başta CHP olmak üzere yoğun bir dirençle karşılaşınca bu gerçekleşmedi, yarına kaldı" dedi.
CHP Grup Başkanvekilleri Akif Hamzaçebi, Engin Altay ve Levent Gök parlamentoda düzenlediği basın toplantısında Meclis Genel Kurulu'nda görüşmelerine başlanamayan "İç Güvenlik Paketi"ne ilişkin açıklama yaptı. Hamzaçebi, Meclis Genel Kurulu'nda yaşandığı iddia edilen çekiçli kavganın detaylarını da anlattı.
"Bugüne kadar ki basın toplantılarında hep 'günaydın' diyorduk şimdi 'iyi sabahlar' diyeceğiz" diyerek sözlerine başlayan Hamzaçebi, "Sabahın saat 02.00'si TBMM Genel Kurulu biraz önce sona erdi. AK Parti Grubu'nun getirmiş olduğu ve İç Güvenlik Paketi olarak isimlendirdiği paketin görüşmelerine bugün geçilemedi. AKP'nin amacı bugün grup önerilerinin tamamlanması ve tasarının görüşmelerine başlanmasıydı ancak başta CHP olmak üzere yoğun bir dirençle karşılaşınca bu gerçekleşmedi, yarına kaldı. Yarından sonra şüphesi muhalefetin, CHP'nin özgürlükleri kısıtlayan, baskı altına alan bu yasaya karşı anlamlı muhalefeti devam edecektir" ifadelerini kullandı.
Hamzaçebi, şunları kaydetti:
"Pakete İç Güvenlik Paketi' adı verilmektedir, bunun iç güvenlikle, özgürlüklerle hiçbir ilgisi yoktur. AKP Grubu kendi milletvekillerine, medyaya bir doküman servis etmiş ve bunun adını 'özgürlük paketi' vermiş. Onlara göre bunun adı özgürlük paketi. Bunu hazırlayanlar ya bunu okumadılar ya da bu dokümanla, belgeyle milleti kandıracaklarını zannediyorlar. Bu paketin adı İç Güvenlik Paketi değil polis devleti paketidir. Bütün vatandaşlarımızı bu paketle ilgili duyarlı olmaya davet ediyorum. Sıkıyönetim yasasının valilik düzenlemeleriyle tekrar uygulamaya sokulması yasasıdır. Anayasa'da yer alan özel hayatın gizliliği ilkesini ihlal eden, polise vatandaşların üzerlerinde, evlerinde, arabalarında, işyerinde arama yetkisi veren, vatandaşları 48 saate kadar gözaltına alma yetkisi veren bir yasadır. Bunların Anayasa'da hiçbir şekilde yeri yoktur. Bunu molotofla kapatmaya çalışıyorlar. Kimse molotof kokteylinin serbest olmasını savunmuyor, böyle bir yalanı ortaya atmış durumdalar. Bu gerçekçi değil, Ahmet Davutoğlu başka bir şey söylüyor, 'bonzai yasası' diyor, 'buna karşı çıkanlar bonzai taraftarıdır' diyor. Ben Sayın Davutoğlu'na buradan çağrı yapıyorum, bonzaiyi getir hemen yarın yasalaştıralım, kadına şiddet yönelik düzenlemeleri hemen getir yarın yasalaştıralım... Bunun adı polis devleti yasasıdır, bunun yasalaşmaması için CHP bugün olduğu gibi etkin muhalefetini sürdürmeye devam edecektir. Bütün toplumu bu yasaya karşı duyarlı olmaya, karşı çıkmaya davet ediyoruz.
AKP Hükümeti, 13. iktidar yılında. Siyaset biliminin çok temel bir kuralı vardır. Türkiye gibi henüz demokrasinin bütün kurumlarının oturmadığı, bütün kurallarının yerleşmediği ülkelerde iktidar süresi uzadıkça hükümetlerin otoriterleşme eğilimi, kamu gücünü giderek sert biçimde kullanma eğilimi artar. Türkiye'de şu an bu yaşanmaktadır. Kamu gücünü kullanma eğilimi arttıkça iktidar sertleşir, otoriterleşir ve demokrasiden, özgürlüklerden oluşur. Bu aynı zamanda toplumda tepkiyi de tetikler, tepki birikimine yol açar ve ülke yönetilemez hale gelir. Bu yasa zannedilmesin ki hükümetin eline bişr takım yetkiler vermek suretiyle Türkiye'yi daha yönetilebilir hale getirecek. Hayır, bu yasa büyük bir toplumsal tepkiyi tetiklemek suretiyle tam tersine Türkiye'yi yönetilemez hale getirecektir. Ben buradan Sayın Davutoğlu'na daha önce yaptığım çağrıyı yineliyorum. Sayın Davutoğlu, bu yasayı çekin, bonzai maddesini getirin hemen yasalaştıralım."
ENGİN ALTAY: "DAHA YASALAŞMADAN TBMM GENEL KURULU'NUN GÜVENLİĞİNİ ORTADAN KALDIRDI"
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, "Bu akşam sözde güvenlik paketi adı altında getirilen sıkıyönetim yasası görüşmelerinde benim parlamentoda bulunduğun 13 yıl boyunca yaşanmayan trajik ve çok saldırgan bir tutumla bir kere daha karşılaştık. Önce şunu şöylememiz lazım, oturumu yöneten Meclis Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı, TBMM İç Tüzüğü'nü adeta ayaklar altına almış ve muhalefet partisinin bırakın sade milletvekillerini grup başkanvekillerinin söz haklarını bile gasp etmiş, söz haklarını kullandırmamış ve tıpkı 4+4+4 yasalaşırken o zamanki komisyon başkanı Nabi Avcı'nın uygulamasından dolayı nasıl o salon kan gölüne dönmüşse bugün Ayşenur Bahçekapılı'nın uygulamaları Meclis Genel Kurulu'nda gene çok üzücü olayların yaşanmasına, bir milletvekilimizin kaburgalarının kırılmasına, CHP'li ve HDP'li birkaç milletvekilimizin başından ve vücutlarının değişik yerlerinden darp alınmasına yol açmıştır" şeklinde konuştu.
"İç Güvenlik Paketi sözde güvenlik paketi daha yasalaşmadan TBMM Genel Kurulu'nun güvenliğini ortadan kaldırmıştır" diyen Altay, "Bu yasa Köşk merkezli diktatörlüğe yasal kılıf yasasıdır. Diktatörlüğü kanuni zırha büründürme yasasıdır. Hiçbir güvenlik kaygısı, temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasına dayanak olamaz. Biz milletten aldığımız vekaletle, yetkiyle önce parlamentoda Anayasa ve İç Tüzük'ten kaynaklanan kendi haklarımızı sonuna kadar kullanarak direneceğimizi beyan ediyoruz, taahhüt ediyoruz. İlaveten temsil ettiğimiz 77 milyonun temel hak ve özgürlüklerinin parlamento marifetiyle ortadan kaldırılmasına göz yummayacağımızı ve bu yasanın yasalaşmaması için kanunun, Anayasa'nın, İç Tüzüğün bize verdiği yetkileri sonuna kadar kullanacağımızı milletimizle paylaşmayı bir görev sayıyoruz. Oturumu yöneten Sayın Bahçekapılı ve AKP'ye mensup Trabzon Milletvekili Oktay Saral ve İstanbul Milletvekili Metin Külünk'ün vahşi saldırılarını, fiziki şiddet içeren saldırılarını Meclis Başkanlık Divanı'ndaki kürsüde duran tokmağı alarak milletvekillerinin kafasına, gözüne -sadece bizim milletvekillerimize değil diğer muhalefet partisi milletvekillerinin- savurmasını şiddetle, esefle kınıyor, takdiri yüce milletimizin vicdanına bırakıyoruz" ifadelerini kullandı.
GÖK: "BÜTÜN KALBİMİZLE DİRENECEĞİZ"
CHP Grup Başkanvekili Levent Gök ise "Bugün parlamento tarihimizin en kritik toplantılarından birini gerçekleştirmek üzere öğle saatlerinde başlayan görüşmeleri az önce sonuçlandırmış bulunuyoruz. Tarihi bir gün yaşıyoruz. Türkiye, yoluna demokrasiyle mi devam edecek yoksa polis devletine geçiş ve bunun diktatör bir yönetim tarzıyla Türkiye'deki 77 milyon insanın tümünün hak ve özgürlüklerini sınırlayan, insan haklarını ayaklar altına alan, polis şiddetini, polisin ve kolluk güçlerinin Türkiye'deki her fert üzerindeki baskısını ayrı ayrı gerektirecek bir düzene mi geçecektir" dedi.
Gök, şunları kaydetti:
"Bugün AKP'nin getirdiği bu faşizan yasalara karşı CHP'nin bütün milletvekilleri kendilerinin milletten aldığı yetkiyi sonuna kadar kullanarak, İç Tüzük'ten kaynaklanan yetkileri kullanmak ve göğüslerini bu antifaşist yasalara karşı siper ederek bugün önemli bir savunma gerçekleştirmişlerdir, mücadele vermişlerdir. Bu mücadele bundan sonra da devam edecektir. Bu mücadelede demokrasiye, insan haklarına, hukukun üstünlüğüne olan saygımız ve Türkiye'nin hem iç dünyada hem de dış dünyada itibarlı bir ülke haline gelmesi açısında CHP'nin bu konudaki verdiği uğraş sonsuza kadar da devam edecektir. Bütün yurttaşlarımıza seslenmek istiyoruz, CHP'nin ve diğer muhalefet partisi milletvekillerinin dayanışmasını ve bu konuda verdikleri mücadelenin bütün sivil toplum örgütleri ve halkımızı tarafından da önemli bir şekilde algılanıp gereğinin yapılacağına inanıyoruz. Bu bir demokrasiden çıkış, insan haklarına son verme ve polis devletine geçiş yasasıdır. Onlara bugün izin vermedik, bundan sonra da bütün kalbimizle direneceğiz ve bu yasaları buradan geçirtmemek için elimizden gelen her türlü yetkiyi kullanacağız."