CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. PKK’lı teröristlerce şehit edilen 24 yaşındaki öğretmen Necmettin Yılmaz’ın ailesini arayarak baş sağlığı dilediğini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Yıl 1993. Doğduğunda annesi, babası sevindi. Yeni bir umut gelmişti dünyaya. O büyüdü. İlkokulu bitirdi, ortaokulu ve liseyi Gümüşhane’de bitirdi. Babası inşaat işçisiydi. İnşaat işçisi olarak çalıştı ve çocuklarının yetişmesi için alın teri döktü. Necmettin Yılmaz liseden sonra girdiği üniversite sınavında Artvin Üniversitesini bitirdi. Zamanı geldi ve atama gerçekleşti. Şanlıurfa’nın Siverek ilçesine öğretmen olarak atandı. Henüz genç bir öğretmendi. Aşık Veysel der ya; ‘Uzun ince bir yoldayım’ diye. Köye umut ve heyecan götürdü. O kahramanımız PKK terör örgütü tarafından katledildi. Cenazesi Tunceli’den kaldırılırken il başkanımız hepimizin duygularına tercüman olacak bir konuşma yaptı. Hepimizin umudu olan öğretmen. Cesedi Pülümür Nehri kıyısında bulundu. Teröre nasıl lanet okumalıyız. Terörü destekleyenlere nasıl lanet okumalıyız. Bütün eğitimci kardeşlerimin başı sağolsun. Siz bedel ödüyorsunuz evlatlarımız için. Babayı aradım ve konuştum. Bu kardeşimiz hepimizin onuru ve gururudur. Ailesine ve bütün eğitim camiasına baş sağlığı diliyoruz" ifadelerini kullandı.
İnsanüstü çabayla terörle mücadele eden güvenlik güçlerini de unutmayan Kılıçdaroğlu, "Her gün şehitlerimiz geliyor. Hepimizin başı sağ olsun. Terörü lanetliyoruz. PKK terörünü, FETÖ terörünü, DHKP-C terörünü lanetliyoruz. Bu ülkede hiç kimsenin hayatı ucuz değil. Teröre kim destek veriyorsa, kim Habur’da çadır mahkemeleri kuruyorsa hepsine lanet olsun. Kim terör örgütü ile masaya oturuyorsa, kim valilere talimat verip aman bunlar PKK’lı bunlara dokunmayın diyorsa hepsine lanet okuyorum" açıklamasını yaptı.
"Dünyanın en barışçıl eylemini yaptım"
Kılıçdaroğlu, Ankara’dan İstanbul’a düzenlediği ‘Adalet Yürüyüşü’ ile ilgili şunları söyledi:
"Adalet yürüyüşümüzün gerçekleştikten sonraki ilk grup toplantısındayız. Bir not düştüm dünya tarihine. Sadece 80 milyona değil dünyaya adaletin yüceliğini anlatmaya çalıştım. Bize ‘yürüyemezsiniz’ dediler yürüdük. Dünyanın en barışçıl eylemini yaptım. Taş attılar, saldırı düzenlediler ama ne on binler ne yüz binler asla provokasyona izin vermediler. Bu kadar vatansever bir eylemi gerçekleştirmenin huzuru içindeyim. Bu yürüyüşü; bu ülkenin mazlumları için hak arayan, adalet arayan mazlumlar için adalet arayan gazeteciler için açlık grevindeki Nuriye ve Semih kardeşimiz için teröre karşı olduğumuz için taşeron işçilerin kadro haklarının verilmesi için emeklilikte yaşa takılanlar için dosyası kapatılan ama hala adalet arayan Muhsin Yazıcıoğlu için KHK ile üniversitelerden atılan bilim insanları için hapisteki askeri öğrenciler için er ve erbaşlar için hapisteki milletvekilleri için yaptık. Bu yürüyüşü, FETÖ örgütünün darbe girişimine karşı 250 şehidimiz, 2 bin 193 gazimiz için yaptık, şehitler ve gaziler arasında hiçbir ayrım yapılmasın, ayrım yapan vatan hainidir demek için yaptık. Bu yürüyüşümüzü Mavi Marmara’da şehit ve gazi olan arkadaşlarımız için FETÖ’nün siyasi ayağı ortaya çıksın diye yaptık. Bu yürüyüşümüze her yaştan, her siyasi görüşten insanımız katıldı.
2 ayrı çocuğu kucağıma aldım, 90 yaşındaki nineyle birlikte yürüdüm, yağmur altında yürüdüm. Bu ülkede huzur ve bereket olsun, bu ülkede hepimiz kardeş olarak yaşayalım diye yürüdüm. Rabbimin gönderdiği bütün peygamberler adalet için mücadele etmişlerdir. Biz de onların yolundan yürüdük. Bize ülkeyi yöneten dedi ki; ‘Sokaklarda adalet aranmaz.’ E sokaklarda demokrasi aranıyor. 250 şehidimiz var. Adalet yoksa devlet mi olur. Herkes adalete susamış. Neden milyonlarca kişi yürüdü. Adalete susamış bir toplumun aynasıydı orası. Bu ülkede niçin yürüyorsunuz adalet için sokaklarda diyorlar ama kardeşim bu ülkede adalet var diyemiyorlar. Toplumun her kesimi adaletsizlikten şikayetçi. Çiftçi kardeşim sen adalet istiyorsan adalet isteyenlerin saflarına katılacaksın. Birlikte mücadele edeceğiz. Her şeye tanık oldum ama bir şeye bu hükümet döneminde tanık oldum. İlk kez bu hükümet döneminde ya görevine son verilen veya haksızlığa uğrayan kişilerin adalete erişim hakkı kısıtlandı ve yok sayıldı. En tipik örnek; İbrahim Kaboğlu. Dünya çapında bir anayasa hukukçusu. Görevine son verdiler. Dava açamazsın diyorlar. Pasaportuna el koydular yurt dışına da çıkamazsın dediler. Biz adalet diye boşuna mı bağırdık. Bunlar için yaptık."
TBMM Anayasa Komisyonunda görüşülen TBMM içtüzük değişikliği teklifine değinen Kılıçdaroğlu, "TBMM’ye şimdi iç tüzük getirmişler. Efendim muhalefet parlamentoda çok konuşuyor. Hiç konuşmayalım. Kapatın muhalefeti. Böyle bir şey olmasın. Bunun mücadelesini veriyorlar" diyerek sözlerini tamamladı.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu'ndan İç Tüzük Değişikliği Teklifine Tepki
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM Anayasa Komisyonunda görüşülen TBMM iç tüzük değişiklik teklifi ile ilgili, "Efendim muhalefet parlamentoda çok konuşuyor. Hiç konuşmayalım. Kapatın muhalefeti. Böyle bir şey olmasın. Bunun mücadelesini veriyorlar" dedi.