Bu görevden kaçmak tarihsel hata olur ; Sayın Cumhurbaşkanı`na yakışmaz " dedi . Kılıçdaroğlu , partisinin grup toplantısında , gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu . Kılıçdaroğlu , Uludere`de 34 vatandaşın hayatını kaybettiği olayın ardından bölgeye gittiğini , buna karşılık Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın , `elinde ne kadar çamur atma , iftira varsa hepsini yaptığını` savundu . Kılıçdaroğlu , " İnsaf ya , senin bana teşekkür etmen lazım , iyi ki oraya gittin demen lazım . Senin bakanların çadır tiyatrosuna gittiler . Ülkesiyle , devletiyle bölünmez bir bütün olduğumuzu göstermek için orayagittim , senin aklın ermez . Onların olaylara bakış ve yurtseverlik tarzı bizden farklıdır . Bizim yüreğimizde insan sevgisi , onların yüreğinde oy , rant , çıkar , yolsuzluk vardır " diye konuştu . Başbakan Erdoğan`ın , Uludere olayıyla ilgili `istihbaratın kimden alındığı` sorusunu duymazlıktan geldiğini belirten Kılıçdaroğlu , şunları kaydetti : " Dilsizleşti mübarek . İşini kolaylaştırayım diye alanı daralttım , İsrail`den mi , ABD`den mi istihbaratı aldın dedim . Şu garabete bakın , yabancı istihbarat örgütlerinin kankası olmuş , onlardan gelen bilgilerin esiri olmuş . Kalkmış bana yurtseverlik dersi veriyor ; sen kim , bana yurtseverlik dersi vermek kim . Ben Brüksel`de konuşmuşum , haşmetmeablarının ağrına gitmiş . Orada , `Dünyadaki cari açıkta bir numarayız , hapisteki gazeteci sayısı Çin`den fazla , Türkiye`deki ekonomik iyileşmenin abartıldığını` yabancılara söylüyormuşum . Bunlar teknolojiyi de bilmiyorlar , ellerine iPad alıyorlar ama kullanmasını bilmiyorlar , milleti kandırıyorlar . Sayın Başbakan , 10 yaşındaki çocuk , Türkiye`deki cari açığı , ekonomik durumu hangi ülkeden internete girerse öğrenir . Dünya kadar yabancıların raporları var , o raporlar HazineMüsteşarlığına , Merkez Bankasına , bankalara gidiyor . Onlardan haberin yok mu? Sanıyorlar ki dünya kör . Dünya her şeyi çok iyi görüyor , sizin gözleriniz iyi görmüyor o dünyayı . Sen dünya bunları bilmiyor diyorsan , durumumuz daha da vahim . " Hapisteki gazeteci sayısı ile ilgili Brüksel`deki açıklamasına Başbakan Erdoğan`ın tepki gösterdiğini anlatan Kılıçdaroğlu , " Hapisteki gazeteci sayısından utanıyorsan niye gereğini yapmıyorsun , ayıp değil mi? " diye sordu . Kılıçdaroğlu , " Bunu söylemeyecekmişim , senden mi izin alacağım . Bir fezleke de `niye böyle konuşuyor` diye sen düzenle bakalım . Konuşacağım , dilimin döndüğü kadar bütüne dünyaya anlatacağım " dedi . Başbakan Erdoğan`ın `bir densizlik daha yaptığını` ve kendisini `Fransız ile kıyasladığını` belirten Kılıçdaroğlu , şunları kaydetti : " Sen Sarkozy`nin Fransa`sına NATO kapısını açtın mı ; açtın . Türkiye ret deseydi , Fransa NATO`nun askeri kanadına giremeyecekti . Libya`da Kaddafi linç edilirken keyif çattın mı ; çattın . Libya`da Kaddafi`nin elinden ödül aldın , o linç edilirken oturdun Türkiye`de güldün . İnsan biraz utanır . NATO`nun Libya`da ne işi var diye estin gürledin . Biz Başbakan doğru söylüyor dedik ancak sonra Libya bombalanırken sen Ankara`da keyif çattın . Önce Fransız uçakları girdi oraya , sen onlara destek verdin . Libyapetrollerini altın tabak içinde götürüp Fransa`ya teslim ettin . Şimdi bana yurtseverlik dersi veriyor , beni Fransız ile kıyaslamaya kalkıyor . Bütün bunlardan sonra kim Fransız? Laf cambazlığı yapıyorsun . Bütün bunları Fransa`nın lehine yaptı , Fransa Erdoğan`a , Ermeni soykırımı yasasını verdi . Kim Fransız? `Biz her türlü yaptırımı uygulayacağız` , göreceğiz . Aynı şeyi İsviçre için söylemişlerdi . Dün söylüyorsun bugün aksini yapıyorsun . " " POSTMODERN DİKTA REJİMİ " Toplumda derin bir korku bulunduğunu , milletin düşünmekten bile ödünün koptuğunu kaydeden Kılıçdaroğlu , rejimin adının demokrasi olduğunu ancak , gerçek demokrasi olmadığını savundu . Kılıçdaroğlu , önceden diktatörler ile demokratların birbirinden ayrılabildiğini belirterek , " Ama demokrasi gibi görünüp , dikta olan yönetimler var , biz bunlara postmodern dikta rejimi diyoruz . AKP`nin şuandaki yönetim anlayışı , postmodern dikta rejimidir . Postmodern dikta rejimini de postmodern diktatörler yönetir . RecepTayyip Erdoğan`ın durumu da budur " dedi
ANAYASA MAHKEMESİ`NİN CHP`YE PARA CEZASI Konuşmasında , Anayasa Mahkemesinin , CHP`ye , mahkemeyi meşgul ettiği gerekçesiyle verdiği para cezasına tepkisini dile getiren Kılıçdaroğlu , " İstediğin kadar para cezası ver , ne yaparsan yap Sayın Başkan , hukukun üstünlüğü bu ülkeye ya gelecek ya gelecek , sana rağmen gelecek . Verdiğin para cezasıyla sen benim düşüncemi mi sınırlayacaksın?`` dedi
" İZMİR TESLİM OLMAYACAK " İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu`nun , 397 yıl hapis cezasıyla yargılandığını hatırlatan Kılıçdaroğlu , " Buna adalet mi diyeceğiz , güldürmeyin bizi . Örgüt lideri diyorsunuz , insaf . Genelkurmay Başkanı`ndan terörist olursa , anakent belediye başkanından da örgüt lideri çıkar . İzmir teslim olmayacak , Başkanımızı da koruyacağız . Pazar günü isimsiz mail gelmiş , Adalar`daki Belediyeyi basmışlar . Basmazsanız namertsiniz , her tarafı basın . Kayseri davasında rüşvet defterini Başbakan`a gönderdik , orayı soruşturan var mı? " şeklinde konuştu . CUMHURBAŞKANININ GÖREV SÜRESİ Cumhurbaşkanının görev süresini de düzenleyen Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu`na yönelik eleştirilerini de deli getiren Kılıçdaroğlu , şunları kaydetti : " Bir kişiye göre Anayasa değişmez , özel hukuk olmaz , hukuk evrenseldir . İlk kez Türkiye`de yasayla Anayasa değişikliği yapıyoruz . Diktatörlük anlayışının getirdiği sonuçtur bu . Sayın Cumhurbaşkanı , `CHP , herhalde Anayasa Mahkemesine götürür` diyor . Sayın Cumhurbaşkanı`nın Anayasa ile tanımlanmış görevleri vardır , bu görevlerden biri Anayasa`yı uygulamaktır . Anayasa`ya aykırı bir şey varsa Meclise iade etmektir . Cumhurbaşkanı ile ilgili bir düzenlemenin , Anayasa`ya aykırı bir düzenlemenin gelmesi halindeSayın Cumhurbaşkanı`nın görevi vardır . O görevinin gereğini yerine getirmek durumundadır . Bu onun görevidir , bu görevden kaçmak tarihsel hata olur . Sayın Cumhurbaşkanı`na yakışmaz . Anayasaya aykırılık varsa , gerekçelerini yazar , Meclise iade eder . Anamuhalefet partisiyiz , Anayasa`ya aykırı durum olursa , zaten yetkili organlara götürürüz , yetkili organların aldığı kararların gereğini yaparız . Ama Sayın Cumhurbaşkanı söyle bir düşünceye kapılırsa , `benim şahsi meselem , benimle ilgili düzenleme , o nedenleimzalayacağım . ` Hayır Sayın Cumhurbaşkanı , o sizin şahsi meseleniz değildir . O koltukta oturduğunuz sürece , orası cumhurbaşkanlığı koltuğudur , siz Türkiye Cumhuriyetini , hukukun üstünlüğünü , demokrasiyi temsil ediyorsunuz . Anayasaya aykırı bir düzenleme geldiğinde , onu Meclise gerekçeleriyle iade edeceksiniz . Kişisel bir olay değildir . 7 yıla çıkarıyorlar , bu açıkça 5 yıl olduğunu onlarda kabul ediyor . İtiraf ediyorlar . Millet kararını verdi , 5 artı 5`tir . Bunu Anayasa değişikliğiyle yapabilirsiniz , itirazımız yok . Bunu yasayla yapamazsınız . Yaparsanız , siyaset ve hukuk ahlaksızlığıdır ; CHP de buna izin vermeyecektir . Yasada temel yanlışlık daha var ; nakdi yardımlarla ilgili sınırlama var ama ayni yardımla ilgili sınırlama yok . Bir işadamı cumhurbaşkanı adayına , uçağını , otobüs filosunu tahsis edebilir . Sayın Cumhurbaşkanı , bunu TBMM`ye gönderirken bunu da unutmayın . Anayasaya aykırılık bir değil birden fazla yerde var . Bunu yüce Meclise iade etme gibi tarihi sorumluluğunuz var , bu sorumluluğu sizehatırlatmak da anamuhalefetin görevidir . Bunu yapıyoruz . Eğer yapılmayıp , altına imza atayım dersiniz devlete , hukuka , adalet duyulan güven duygusuna ağır darbe indirilmiş olur . "
Chp Meclis Grup Toplantısı...(2)
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu ile ilgili olarak, birden fazla yerde Anayasa`ya aykırılık bulunduğunu savunarak, "Sayın Cumhurbaşkanı`nın görevi vardır; bunu Meclise iade etme gibi tarihi sorumluluğunuz var.